Sami Baha, Parcels ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Elif Öz, Öykü Naz Gümüş, Şevval Öztemur, Tuana Özcan, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal - Fotoğraf: Berk Çakmakçı

Sami Baha, yeni albümünü kurucularından biri olduğu Amel etiketiyle yayımladı. Avustralyalı electro-pop grubu Parcels, bir remiks derlemesiyle dansa kaldırıyor. The Innocence Mission, dingin melodileriyle bu kış daima yanımızda olacak gibi.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor.


ALBÜM: Sami Baha – Mistarget
(Amel)

Altı yılın ardından yayımladığı yeni işinde Sami Baha bir kez daha hayrete düşüren bir ses işçiliği örneği sergiliyor. Derin bas hatları, girift ritmik kurguları ve farklı zamanlara referanslar barındıran yapısıyla hem kulüplere hem derin dinleme seanslarına temas ediyor Mİstarget. Kısa akışına rağmen ayrıksı renklerden dolu dolu bir manzara koyuyor önünüze. Örneğin “Sato”, koleksiyonun en yüksek anlarını barındıran, keskin bir techno numarası. Onu takip eden “Passage”, sanki hatlar karışmış bir Basinski albümüne varmışsınız hissi uyandıran muğlak bir kayıt. “Dogru”, Sami Baha usulü sampling oyunları ve gitar kullanımlarıyla kir pasa buluyor. Mısırlı vokalist Almaazz’ın eşlik ettiği “Bafakar Feek”in kibar groove’u ânında eklemleri ele geçiren türden.

TEKLİ: MOULD – CHUNKS
(5dB Records)

Bristol’dan çiçeği burnunda üçlüs MOULD, yeni teklisi ile gürültülü bir iz bırakıyor. Birbirine düğümlenmiş gitar riffleri ve çiğ enerjisiyle içsel sıkışmışlık duygusunun dışavurumu olan parçayı şöyle tanımlıyor: “Ayrıcalıklı olup yine de sahip olduğun şeylerden sıkılmak ya da onları takdir etmemek hakkında.”  MOULD’un taşkın tavrı ve kendini anlatma arzusunun yoğunluğu, grubun gelecek işlerine dair büyük merak uyandırıyor, takipteyiz.

TEKLI: Housewife – Divorce
(Submarine Cat Records)

Bağımsız müzik sahnesinde dünyayı bir kadın olarak deneyimlemeye dair kadınların ağzından anlatılara son yıllarda daha çok yer rastlıyoruz. Toronto çıkışlı Brighid Fry, namıdiğer Housewife, her teklisiyle alternatif rock sahnesindeki yerini sağlamlaştıranlardan. En yeni işi ise hem çok kişisel hem de bir o kadar da ortak bir tecrübeye tercüman oluyor: “‘Divorce’u beni kör eden ve tamamen kökümden koparan gerçekten kötü bir kalp kırıklığı yaşadıktan sonra yazdım. Sadece o kişinin ve onunla olan ilişkinizin değil; aynı zamanda birlikte kurduğunuz hayatın da yasını tutmakla ilgili” diye anlatıyor Fry. Şarkının en başında vokallerde de gitar seslerinde de berraklıktan uzak, biraz puslu bir yöne gitmiş müzisyen. Bir noktadan sonra eklenen melodilerle berraklaşan parça, sonlarına doğru ise bir gitar şölenine dönüyor. 

ALBÜM: Ulver – Liminal Animals
(House of Mythology)

Baştan söyleyelim: Dokuz basamaklı ve çıkışı 50 dakika süren bu merdivende atılan her adım karanlığı arıyor, sonu da tahmin edeceğiniz üzere aydınlığa varmıyor. Kendilerini kalıplara dair görmeyen, tam anlamıyla kendi hâllerinde takılan 90’lar metalinin öne çıkan seslerinden Ulver, Liminal Animals aracılığıyla daha elektronik, daha atmosferik ve melankolik bir çehreye bürünüyor. Sınırsız bir buhran, gizem ve bilinmezlik sızmış koleksiyona. Kasvetli synth dokusuyla albüm başında, ortasında, sonunda veya sonrasında yatağınıza geçip kulaklıkları taktığınız yerde sizi yalnız bırakıyor; düşüncelerinizle, ki onlar da hayli bir gölgeli hâlde. 

TEKLİ: Jamie xx – Waited All Night ft. Romy & Oliver Sim (Nia Archives Remix)
(Young)

Jamie xx eylül ayında solo kariyerindeki dokuz yıllık suskunluğu bozmuş ve yeni albümü In Waves ile ortamları şenlendirmişti. Albümde, kendisinden daha popüler olan grubu The xx’ten arkadaşları Romy ve Oliver ile kotardığı “Waited All Night” da en dikkat çekici şarkılardandı. Şimdi elimizde şarkının, son derece nostaljik bir jungle remiksi var. Hayatımızı değiştiriyor mu? Hayır. Ama henüz tanışmamış olanları genç jungle ve drum and bass prodüktörü Nia Archives ile buluşturuyor. Nia’nın 90’ların başında zirvesini yaşayan bu türe güzel bir soluk getirdiğini söylemeli.

EP: Parcels – Leaveyourlove 
(Becaus Music)

Avustralyalı electro-pop grubu Parcels, kendilerine has retro-funk enerjileri ve dinlerken yerinde durmanın mümkün olmadığı düzenlemeleriyle “Leaveyourlove”da tanıdık tınılarda geziniyor. Parça, orijinal ve enstrümantal versiyonlarının yanı sıra 5 farklı sanatçının yorumlarıyla bir EP’de yeniden şekilleniyor. Rawayana ve Ximena Sariñana’nın kıpır kıpır Latin ritimleri, MARO’nun melankolik dokunuşları, Tayvanlı Cosmos People ve Sunset Rollercoaster’dan Mandarin sözleri ile Parcels’ın karakteristik groove’unu türler ve kültürler arasında yeni perspektiflerle harmanlıyor.

TEKLİ: Sleaford Mods & Hot Chip – Nom Nom Nom / Cat Burglar
(Domino Recording / GRGDN Müzik)

War Child vakfı yararına Abbey Road Studios’ta kaydedilmiş, 40 yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek Hot Mods süper grubunu yaratmış bu mini projeden biraz No Doubt – Hella Good tadındaki Nom Nom Nom” Hot Chip’e, “Cat Burglar” ise Sleaford Mods tipi prodüksiyona yakın çifte tekli. Bu sayede Sleaford Mods’a kendisine yakışması zaten pek olası bir drama; Hot Chip’e de o miktarda karizma ya da bir tür sivrilik aşılanmış. Motorik davul cümleleri birbirlerine selamcı; elektrik dibi gitar ve ciddiyet bastıran baslar ve pirinç odaklı süslemeler. Gerek tiz, gerek derin ve parıl parıl ziller gibi duyulan piyano notaları ya da analog bipler.. Parçalardan her ikisi de süper. Animasyon kliplerine mutlaka bakılması, başlıklarına kanmayıp, “videoymuş audioymuş böyle dünyevi tanımlara tabii olunmaması gerekir” dediğimiz mükemmel tuhaflıkta görsellere birer şans verin. Kendilerinden sorumlu kişi David Shrigley, rejisörleri ise Phil Laslett. Hot Mods hakkında stüdyonun YouTube kanalıyla yaptıkları konuşma ve sürecin yaratıcı hikâyesi hakkındaki videoyu da şöyle iliştirelim dedik.

TEKLİ: total tommy – Amsterdam
([PIAS] Recordings / GRGDN Müzik)

“Bana gerçekten hakkımda ne düşündüğünü söyler misin? Bir sahne yaratmak istemedim ama çok derine düştüm. (Sorun değil.)” Sydney çıkışlı total tommy’in genç bir kadın olmanın neşesi ve kaotikliği, kırgınlığı ve isyanı çevresinde dolandığı tekli, müzisyenin ilk uzunçaları Bruises’in da son tadımlığı. Çınlayan gitarı, enerjik vokali ile cevabını belki de duymaktan korktuğu sorular sormanın, uzun sürmüş yalnızlıkların ardından kendini bulmanın özünü taşıyor “Amsterdam”.

ALBÜM: Ben Lukas Boysen – Alta Ripa
(Erased Tape Records)

Hecq mahlasıyla başladığı müzikal yolculuğunda noise, breakcore ve techno türlerinde kendini keşfettikten sonra, 2012’den bu yana üretimlerine kendi adıyla devam ediyor Ben Lukas Boysen. Yeni albümü Alta Ripa, Boysen’in Aphex Twin ve Autechre gibi isimlerden esinlendiği yaratıcı dürtülere bir dönüş niteliğinde. 2000’lerin başından beri yaşadığı Berlin, Boysen’in son yıllardaki işlerine nabız atan enerjisini aşılamıştı. Alta Ripa, müzisyenin Almanya’nın Altrip kasabasında geçen gençlik yıllarından ilham alan, kırsalın içe dönük melodileri ile Berlin elektronik müzik sahnesinin seslerini buluşturarak Boysen’in müzikal yolculuğunun izlerini taşıyor. “İçimdeki 15 yaşındaki çocuğun duymak isteyeceği ama yalnızca yetişkin hâlimin yazabileceği bir şey” olarak tanımlıyor albümü Boysen. Klasik müzik geçmişini, Alta Ripa’daki elektronik palet içinde incelikle işlemiş. Modüler analog synthesizerlarla çalışan Boysen, kontrollü kaos yaratma yaklaşımıyla parçaları organik bir şekilde büyümeye bırakıyor.

TEKLİ: DJ Koze & Damon Albarn – Pure Love
(Pampa Records)

Autotune Albarn’a bu kez yakışmış gibi; ya da alışıyorsunuz öyle duymaya. Sarmal, katmanlı, bir ölçü filtreli rifflerin üstünden, Albarn’ın melankolik melodisi bu döngüyle çarpışıyor.  Romantik, belki az da seksi bir dancehall teklisi. Kanye West – FADE enerjili ama daha dertli. Knock Knock (2023) ve Róisín Murphy’nin son solosu Hit Parade (2023) ile bilindik Marakeşli DJ Stefan Kozalla ve Albarn’ın arasında Peru’daki Maras tuz madenlerinde karşılaşmalarıyla tutuşan “kozmik bir kıvılcımın neticesi” olarak tanımlanan parça, DJ Koze’nin 4 Nisan’da yayımlanacak uzunu Music Can Hear Us’tan. Karlık tepelerde bir figür ve bir de kutup ayısını izler olduğumuz klibinin kredilerinden ikisi “Ceketin İçindeki Adam – Damon Albarn” ve “Kutup Ayısı – DJ Koze” şeklinde. Albüm ve teklinin kapakları ise Gepa Hinrichsen’in elinden.

TEKLİ: The Ringo Jets – Bliss
(FERMENT RECORDS)

İstanbul’un her zaman kendi yolundan giden rock’n’roll üçlüsü The Ringo Jets, geçtiğimiz günlerde Ferment Records etiketiyle yayımlanacak yeni EP’leri Shed My Skini müjdelemişti. EP’nin ilk teklisi “Bliss”, 60’lar garage rock’ın ham melodilerini modern rock düzenlemeleriyle buluştururken; grubun 10 yıllık serüvenine selam gönderiyor. 2013’te kaydettiği ilk albümden bu yana The Ringo Jets, farklı türlere dokunsa da özünden kopmadı. Yeni teklileri “Bliss”, garage rock ateşini harlamaya devam ediyor. Parçadaki riff bazlı yükseliş, sahnede şimşek gibi çakacak anların habercisi sanki. Grup, 14 Aralık Cumartesi akşamı Zorlu PSM %100 Studio’da canlı dinlenebilir.

ALBÜM: The Innocence Mission – Midwinter Swimmers
(Bella Union)

Eskileri karıştırmayı bırakın, bu kış hangi albümü döndüreceğimiz belli oldu: 80’lerden beri beraber müzik yapan Pensilvanyalı ekip harika melodileri ve Karen Peris’in sakinleştiren vokalleriyle imdadımıza yetişti diyebiliriz. 11 şarkı boyunca akustik enstrümanların yardımıyla karlı bir yolda eve dönmek veya sevdiğimiz biri tarafından sırtımızın ovalanması gibi hissettiriyor bütün albüm. Sözlere kulak verirseniz duygusal olarak yüklü bir yolculuk sizi bekliyor ama yalnızca melodilerin narin atmosferinde de kaybolmak mümkün. 

ALBÜM: Mark Barrott – Everything Changes, Nothing Ends
(Reflections)

Gün batımını anımsatan melodileriyle tanınan İngiliz prodüktör Mark Barrott’un yeni uzunçaları Everything Changes, Nothing Ends, bu defa yaşam ve ölümle yüzleşiyor. Barrott, albümü kaybettiği eşinin hastalığının sürdüğü 11 haftalık süreçte yazmaya başlamış. “Her gece beste yapmaya başladım; hastanede onun yanında geçirilen bir günün ardından, karanlık ve soğuk bir eve dönmenin yalnızlığını hafifletmek için terapi gibiydi,” diye anlatıyor. Alıştığımız balearic beat ve downtempo tarzından uzaklaşarak senfonik, ambient ve caz seslerine ağırlık verdiği Everything Changes, Nothing Ends, Barrott’un geçirdiği hüzünlü süreci anlatan sesli bir günlük gibi.

TEKLİ: Dylan Cartlidge – New Day
(Glassnote Music)

Dylan Cartlidge’nin geri dönüşünün müjdeleyen Lucky Shot albümüne ilk bakış olan “New Day”; düzensizliğin, karmaşanın, koşuşturmacanın ortasında yakalanmış yeni bir günü kucaklamaya, dışında değil içinde olmaya, canlı hissetmeye çağrı yapıyor. Yaşamın inişleri ve çıkışlarını kabullenip ilerlemeyi önemseyen lirizmi, vokalleri kadar canlı davullarıyla daha da harekete geçirici hâle geliyor. Denize, dalgalara, sonsuzluğa ve gün ışığına karşı 16mm ile çekilmiş bir video klibi de var. 

ALBÜM: Jono McCleery – Reconcile
(Sonar Kollektiv)

2008’den beri yayımladığı sekiz albümde folku farklı türlerle başarıyla bir araya getirmiş İngiliz müzisyen ve besteci Jono McCleery, yeni albümünde de bu eklektik tarzını sürdürüyor. Basit gitar riffleri üzerinden dallanıp budaklanan şarkılar; albüm boyunca baş aktör olan perküsyonların yanı sıra yaylılarla, elektronik beatlerle kendilerini buluyor. Blues’dan bossa novaya, cazdan R&B’ye esinlerini alıyorlar. Biraz John Martyn, biraz Nick Mulvey referansları verilebilir ve belki de biraz ağdalı bir prodüksiyon eleştirisi yapılabilir. Türün sevenlerini tatmin edecektir.

TEKLİ: The Men – Pony
(Fuzz Club)

28 Şubat 2025’te yayımlanacak yeni The Men albümünden dinlemeye açılan ilk parça.Tam gaz riff ve ritimlerle bir nevi çarpıntı yaratan parça, “Koşuşturmayı ne zaman bırakacaksın?” sorusuyla açılıyor. Plak şirketinin şarkıya dair mesajı net: “Yanlış anlaşılmasın. Bu, bir varoluşsal krizin işaretinden ziyade uzun süre sabit kalmamış bir grubun yeniden harekete geçme çağrısı.” Preston Spurlock imzalı, lo-fi estetiğiyle hazırlanmış video klibiyle birlikte deneyimlemeniz de tavsiye.