Şarkı şarkı: Jakuzi ve “Hata Payı” albümü
İlahi kurtarıcılar, orkideler, buruk hisler, iki ponpon kızla kurulmaya çalışılan müzik grupları, Flashdance, eski dostlar… Jakuzi’nin City Slang’den çıkan ikinci albümü Hata Payı’nı Kutay Soyocak’tan şarkı şarkı dinlerken açılan kapılar, albümün genel hissiyatına ve dertlerine dair öğrenmekten memnuniyet duyduğumuz detaylar ele veriyor.
Röportaj: Ekin Sanaç, Cem Kayıran – İllüstrasyon: Sadi Güran
“Bu karakterin, geriye kendisinden bir şey kalmayacak kadar anonimleşmesini, bir hayalete dönüşmesini hayal ediyorum.”

“Sana Göre Bir Şey
Yok”
Sana göre bir şey barındırmadığını sürekli hatırlatan bir yerde hayatta
kalmak için bir kılavuz hazırlamanı istiyoruz. İlk maddede büyük harflerle ne
yazıyor?
ORTALIK KARIŞMADAN ÖNCE ŞİKÂYET EDİP GÖZE BATMA.

“Şüphe”
İçe o kaçınılmaz şüphe düştüğünde, tedirginlik ve tekinsizlik çöktüğünde baş etmek için ne gibi yöntemler tavsiye ediyorsun?
Ben genelde böyle anlarda ya uyuyorum ya da olayı patlatıyorum, dile getiriyorum. Sonra niye daha “serin” olmadım diye kendime kızıyorum. Bir süre durumu dinamik bir şekilde kafama takıp, kızgınlık ve huzursuzluktan yorgun düşüne kadar boğuşuyorum. Hissizleşince peşini bırakıyorum.

“Yangın”
İki ayaklı bir sinir krizisin, kendi yüzüne tükürüyorsun. Bir şey yapamadan izlediğin bu yangın, şarkının outrosunda iyice kontrolden çıkıyor gibi. Bu şarkılar kurtuluş için bir arayış mı yoksa kaybedişin / kayboluşun bir kutlaması mı?
O kısmı hep uzaktaki yangının iyice büyüyüp, ihtişamlı bir şekilde kapına gelmesi gibi hayal ediyorum. Yangın orada bence ilahi bir kurtarıcı.

“Gördüğüm Rüya”
Gördüğün en unutulmaz rüyalardan biri neydi? Neredeydin, hangi zamandaydın, olaylar nasıl gelişti?
Rüyada askerim. Ormanda bir çatışmada öldüm. Sonra eski bir apartmanın en üst katında kapıda buldum kendimi. Kapıyı açan tanrıydı. Benimle tek kelime etmedi ama tanrı olduğunu hissediyordum. “Daha çok gencim hayatımı yaşayamadım, doyamadım hayata. Beni lütfen geri gönder ” gibisinden şeyler söyleyip yalvardım. O da beni geri gönderdi. Işık hızıyla gidiyordum, çok keyifli bir histi. Geri döndüm ama kimse beni görmüyordu. Ailem, arkadaşlarım. O his biraz buruktu. En unutulmazlardan biri bu sanırım. Lisedeydim.

“Kalbim Köprü Gibi”
Klibi yayınlandığından beri bu şarkıyı aklımızda şarkı söyleyen küçük Kutay
olmadan dinleyemiyoruz. Çocuk Kutay eline mikrofonu aldığında kime dönüşüyordu?
O yaşlardaki idolün kimdi? Hâlâ gönlünde aynı yere sahip mi?
Büyük Athena fanıydım. O görüntülerde de Athena’dan “Ah Yaşamak Var Ya” söylüyordum. Hatta bu müsamereden
önce okulun müdüründen ATHENA 2 kurmak için izin istemiştim. Bunun için iki
ponpon kızın yetmediğini sonradan fark ettim. Athena da hâlâ aynı yere sahip
değil açıkçası.

“Hâlâ Berbat”
Neden hâlâ berbat?
Bu şarkı, Kahvrengi Karton Ayı’nın “Burası Berbat Bir Yer”
isimli şarkısından yola çıkıp Murat Üf Yaa’ya ithaf edilen bir şarkı oldu. Onun
anısı için bu ismi seçmek istedik Taner ile.
Röportajın tamamını okumak için buraya tıklayarak
Bant Mag. No:67’ye ulaşabilirsiniz.