Seks turizmi ve kupa eşler peşinde: Ekaterina

Romain Mader’den, kadınların iyi bir eş olmak ve güzel fiziklerini korumak için eğitim aldıkları ve sadece evlenerek terk edebildikleri Дреамтовн isimli bir kasabada geçen, hiciv dozu yüksek kurgu bir öykü…

Yazı: Yetkin Nural

İsviçreli fotoğrafçı Romain Mader’in Paul Huf Ödülü’nü kazanani Mörel Books etiketiyle yayınlanan fotoğraf kitabı Ekaterina, seks turizmi için Ukrayna’ya giden ve sonunda kendine bir eş bulan bir gencin kurmaca öyküsü üzerinden toplumsal cinsiyet, yalnızlık, kadın bedeni ve estetik normları gibi konulara naif ve ironik olmayı beceren bir tonla dokunuyor.

Mader’in kendisini öykünün kahramanı olarak kullandığı hikâyeye, “The Fifth Element filmindeki güzel kızıl Milla Jojovitch’in doğduğu ülke” olarak tanımladığı Ukrayna seyahatinde karşılaştığı, adeta bu tanımın hakkını veren bir betimlemeyle çekilen belgesel niteliğindeki fotoğraflar eşlik ediyor. Fotoğrafçının aynı zamanda kendi kahramanı ve öznesi olduğu, aslında tamamen kurmaca öyküyle beraber gerçekliklerinden ödün vermek zorunda bırakılan fotoğraflar, Mader tarafından atfedilen “belgesel” nitelikleri nedeniyle de okuyucunun kafasını karıştırarak, gerçeklikle kurgu arasındaki çizgiyi bulandırıyor. Belki tam da bu nedenden ötürü, Ekaterina kitabından fotoğraflar geçtiğimiz sene bu günlerde Performing For The Camera (Kamera İçin Performans Vermek) isimli sergi için prestijli Tate Modern’in duvarlarında yerlerini aldılar.

Ülkenin (ve dünyanın) her yerinde boy boy karşımıza çıkan kadın bedeninin nesnelleştirildiği billboard reklamlar, striptiz kulüpleri, hostesler, kostümler ve gülümsemeleri yüzlerinde donmuş poz veren “güzel” kadınların kareleri arasında gezinirken, Mader’in fotoğraflarında kendisi dışında erkeklere neredeyse hiç yer olmadığını farkediyoruz. Ancak “erkek bakışı” kitabın içinde hem fotoğraflarda hem de hikâyede otoriter bir hayalet gibi geziniyor. Mader de aslında bu hayaletle, kameranın arkasından önüne geçip, onun cisimleşmiş haline dönüşerek dalga geçiyor. Model ve baş kahraman olarak neden kendisini kullandığı sorulduğunda ise Mader, “Başka insalarla dalga geçmek çok kolay. Onun yerine kendim poz vermek ve ana karakter olmak daha iyi, çünkü bu çekilde ironik ve korunmasız bir sonuç ortaya çıkıyor” şeklinde izahat veriyor.

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:56’ya ulaşabilirsiniz.