"Star Wars" mektupları: Hakan Bıçakçı

“‘Yıldız’ları da sevmem, ‘Savaşları’ da…”

İllüstrasyon: Burak Dak

HAKAN BIÇAKCI

Hiçbir zaman bir Yıldız Savaşları seveni olmadım. Serinin teknik ustalıkları ve sinemasal incelikleri, hikâyesinin arka planındaki ABD-tipi-muhafazakârlık söylemlerini görmezden gelmemi sağlayamadı bir türlü. Bu söylemler tek tük de değil üstelik. Uzatmamak adına üç örnek vermeye çalışacağım.

1. Seçilmiş liderlik
Anlatının temelini oluşturan “seçilmiş kişi” düşüncesi insanları ikiye ayırır: liderlik için doğmuş olanlar ve asla lider olamayacaklar. Bu da kabul etmek gerekir ki son derece anti-demokratik bir tutumdur. Elit liderlik kavramının normalize ve estetize edilmesi tehlikelidir.

2. Kurtarıcı erkeklere muhtaç insanlık
Hollywood’un kahraman tapınmacılığını hep itici bulmuşumdur. Hele bir de bu kahramanlar erkek, silahları da eril şiddet oldu mu… Stollone’yi düşünün. Rambo olup Rus askerlerini tarayan, Rocky olup Rus boksörlerine vuran Batılı-beyaz-erkek kahramanı.

Yıldız Savaşları da özgürlüğün simgesini erkek birey olarak kodlar. Yine kahraman erkek (Skywalker) iş başındadır. Sosyalist ülkeleri alenen çağrıştıran tek tip üniformalı, “sıkıcı” İmparatorluk askerlerine karşı serbest kıyafetli, cesur, genç ve girişimci… Jedi Şövalyeleri üzerinden kolektifleşme ve kitleselleşme karşısında tekil kahramanlıkların ve rekabetçi bireyciliğin yüceltilmesi; CEO’ların kahramanca yönettiği günümüz dünyasını andırır. Ewoklar ise üçüncü dünya halklarını.

Bu yönüyle erkek iktidarını fetişleştiren anlatı, kurtarıcı erkeklere muhtaç bir dünya kurgular. Yıldız Savaşları’nda kadınlara da yer vardır, evet, ama erkek merkezli ilişkiler üzerinden ve erkek kafasıyla romantize edilmiş biçimde. Prenses şeklinde.

3. Küçümsenen akıl-bilim karşısında yüceltilen duygu-inanç
“Güç seninle olsun!” diye sloganlaştırılan güç fetişi sonra…Yıldız Savaşları’nda kahramanlar doğal içgüdülerine güvenmektedirler. Bu da duyguların mantığın önüne geçtiği bir tablodur.

Örneğin Luke’un Ölüm Yıldızı’na saldırdığı ünlü sahne… Bilgisayar programını iptal eden kahramanımız hedefi vurmak için içgüdülerinden yararlanır. Böylece duygunun romantizmi kazanır. Bilim ve akıl kaybeder. Tıpkı bilim insanlarını “çılgın” olarak klişeleştiren (“çılgın bilim adamı”) diğer muhafazakâr anlatılarda olduğu gibi, Yıldız Savaşları’nda da akıl ve mantık yerine duygu ve inanç yüceltilir. Duygu ve inancın yüceltilmesi de faşizme giden yolu açar.

Gücü boş verin. En güzel günler sizinle olsun!

Bant Mag. No:45’teki ‘Yıldız Savaşları’nı nasıl bilirdiniz?: Star Wars mektupları dosyasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Boba_Fett