Stephen King uyarlaması “The Stand”in kötü karakteri Alexander Skarsgård oldu

Gün geçmesin ki Stephen King adaptasyonlarını konuşmayalım. Şimdi sırada 1994’te dört bölümlük bir dizi olarak çekilmiş The Stand’in yeniden uyarlaması var. King, 11 Eylül Çarşamba günü konuk olduğu ABC’nin The View programında yeni kitabı The Institute ve 26 Ağustos’ta vizyona giren filmi It: Chapter Two’nun yanında bu müjdeyi de verdi. King’in 1978 yılında yayımlanan erken dönem eserlerinden The Stand, CBS All Access tarafından uyarlanacak.

Ölümcül bir salgının dünya nüfusunun yüzde 99,4’ünü öldürmesi sonrası hayatta kalanların yeniden gruplaşması üzerine başlayan bir iyi-kötü savaşını anlatacak olan dizide, 108 yaşında bir kadının kurduğu demokratik düzene karşı duran grubun liderliğini üstlenecek efsanevi kötü Randall Flagg’i (The Man in Black) True Blood dizisinin Eric Northman’ı olarak tanıştığımız ve en son Big Little Lies performansıyla Emmy, SAG ve Golden Globe kazanan Alexander Skarsgård’ın oynayacağı duyuruldu. Yani kardeşi Bill Skarsgård’ın ardından Alexander da King evrenine girişini yapıyor. Skarsgård’a dizide eşlik edecek oyunculardan ilk göze çarpanlar ise Whoopi Goldberg, Marilyn Manson, James Marsden ve Amber Heard. Açıklanan diğer isimler arasında Jovan Adepo, Greg Kinnear, Owen Teague, Brad William Henke, Daniel Sunjata, Odessa Young ve Henry Zaga da var. Mini dizinin senarist ve yönetmenliğini The Fault in Our Stars filmini de yönetmiş Josh Boone üstleniyor. Diziyi 2020’de izleyeceğiz gibi görünüyor.

10 bölüm süreceği açıklanan mini serinin, onuncu bölümünü ise Stephen King bizzat kendi kaleme alacak. Romandaki sonun aksine dizi için yeni bir final yazacağını söyleyen King, bu yeni uyarlama için şunları söylüyor:

The Stand, CBS All Access platformunda yeni bir hayata sahip olacağı için heyecanlıyım ve oldukça memnunum. Projede görev alan herkes, tam olarak ne yaptığının bilincinde; senaryo ise patlamaya hazır bir bomba gibi. Sonuç olarak dizinin, unutulmaz ve heyecan verici olmasını umut ederken, izleyicileri asla gerçekleşmesini ummayacakları bir dünyaya götüreceğine inanıyorum.”

Yazı: Deniz Atakan Gürbüz