Teftiş: Jens Lekman @ Salon IKSV // 14-15 Şubat 2014

Garanti Caz Yeşili konserleri kapsamında 14-15 Şubat’ta iki akşam üst üste Salon IKSV sahnesinde izleme fırsatı bulduğumuz Jens Lekman performansına dair notlarımız:

Son zamanlarda geçirdiğimiz bolca güneşli günden sonra akşam saatlerinde hava bize küçük bir sürpriz yaptı, bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Ama doğal zorluklar bizi durdurmayı başaramadı ve Garanti Caz Yeşili’nin 14 ve 15 Şubat günü ağırladığı Jens Lekman için Salon İksv’de kendimize bir yer seçip beklemeye başladık. Eski bir dostu görecekmişçesine heyecanla sahneye bakarken Jens Lekman’da adeta yıllardır tanıdığı dostlarını ziyarete gelmişçesine mütevazı bir tavırla sahnede yerini aldı. Konser boyunca da sahne ve sahnenin dışı arasındaki sınır, oturmalı düzen olmasına rağmen yoktu. Çünkü Jens Lekman seyirciyi içine taşımayı, bütün konser boyunca hikâyeleriyle onları yolculuk ettirmeyi çok iyi biliyor ve aradaki sınırları kaldırıyor.

Konser ilk albüm When I Said I Wanted to Be Your Dog ‘dan You Are The Light ‘la başlayınca kalp kırıklıklarından ziyade içimizin neşeyle dolacağını aşağı yukarı anlamış olduk. İsveç’teki kasabası Angered’ı bırakıp doldurduğu cdlerini bizlerle paylaşalı tam on üç sene, ilk albümden bu yana ise on sene olmuş. Âşık olmuş, kalbi kırılmış ve sonunda kendini tamir etmiş. Acı/tatlı birçok detayı tecrübe etmiş ve şarkılarında paylaşmış bir yandan bizi gülümsettirirken hafif de hiç sızlatmıştı hep. Bu nedenle konserin her anında gülümsemedik, zor bir ayrılık sonrası bir albüm olan I Know What Love Isn’t ‘den yine aynı adlı şarkıyla gezdiği yollar boyunca bulamadığı evini bir insanın içinde bulmasını ve kaybedişini anlatırken bizim de içimiz sızladı. The End Of The World Is Bigger Than Love da ise son derece keyifli bir şekilde kırık kalbini açıklayışını ve bunun aslında yolun sonu olmadığını dinlerken ise umutlandık.

Konserin ortalarına gelmeye başladığımızda ise An Argument With Myself/ Night Falls Over Kortedala zamanı da gelmişti kuşkusuz. Waiting For Kirsten‘da Gothenburg’e ziyarete gelen Kirsten Dunst’ın şehrin en popüler kulüplerinden birinde sıraya girmeyip kapıdan dönmesinin hikâyesini dinlemek yine çok keyifliydi. VIP’lerin olmamasının, ünlü olmanın ve paranın ayrıcalıklarının olmamasının saf güzelliği. Daha sonra bizi Your Arms Around Me ile kollarına alan Jens kuşkusuz bir yandan gülümseten hikâyeleri ve küçük dokunuşlarıyla içimize kancayı takıyor. Aynı The Opposite of Hallelujah‘da olduğu gibi sözleri karıştırsa bile gülümseyerek, üzerimize küçük kar taneleri dökerek öylesine gönlümüze giriyor ki seyirci ona sözleri hatırlatmaktan asla kaçınmıyor. Çünkü Jens Lekman hayatındaki bu yaşanmışlıkları son derece samimi bir şekilde sakınmadan paylaşıyor ve bu dürüstlük izleyici ile arasındaki bağı kat be kat güçlendiriyor.

Sona gelirken Berlin’li Nina’ya yolladığı kartlara yeniden bakıp “Yours Truly, Jens Lekman” diye imzamızı attık ve Black Cab ‘in dikiz aynasından geçmişe selam yolladık. Bundan tam on üç sene önce doldurulan cdlerin kapağını yeniden açtık ve Pocketful of Money ‘le ellerimizi chatcha chatcha diye şıklatıp dediği gibi kimimiz yanan, kimimiz yanmış bir kalple ama koşup geldik. Bu kez sokaklara taşmadık ama güzel bir gecenin ardından keyifle evlerimize döndük, teşekkürler Jens Lekman!

Bir sonraki Garanti Caz Yeşili durağımız olan 27 Şubat’taki Guillaume Perret & The Electric Epic Salon IKSV konserine kadar bu konserin keyfi hala içimizde olacak.

Yazı ve Fotoğraf: Seçil Kalenderoğlu