Türkçeye Şeytanın Aklına Gelmez ismiyle çevrilen, Güney Kore yapımı bol bulmacalı, akıl oyunlu ve sürprizli bir yarışma programı The Devil’s Plan. 12 bölümlük ilk sezon 26 Eylül’de Netflix’te yayımlandı.

Nedir bu The Devil’s Plan?

Bir hafta boyunca aynı evde yaşayan 12 yarışmacının her bölüm çeşitlilik gösteren oyunlarla hem zekâlarını hem ikna yeteneklerini hem de ittifak kurma becerilerini test ettiği bir program. 

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler…

Biz sadece fragmanına göz atıp play’e bastık. Önceden bir şey bilmemek, yarışma kurgusunu daha cazibeli hâle getiriyor. Ben de çok fazla sürpriz bozmamaya gayret edeceğim. Hatta yazmak isteyip elimin gitmediği şeyler oldu, izleyip de üzerine konuşmak isterseniz beni bulun.

Kimler sever? 

Bulmacalar, yapbozlar, kutu oyunları ilginizi çekiyorsa hiiiiç düşünmeyin. The Devil’s Plan tam sizlik.

İlk intiba?

Tabii ki yarışma formatının kimi klişeleri söz konusu ama incelikli, sürükleyici ve orijinal bir format olduğuna en ufak şüphe yok. Karakterlerin dış dünyadan koparılıp aynı eve sıkıştırılması başta biraz aklımda soru işaretleri oluştursa da bölümler ilerledikçe kendi içlerindeki dinamiklerin de en az oyunlar kadar kritik olduğu anlaşılıyor.

En çok neyi sevdin?

Her bölümdeki oyunların farklı olması seyir zevkini artırıyor. Bazen işler o kadar karışıyor ki yarışmacıların bile kuralları anlamakta zorluk çektiğini hissediyorsunuz. Prodüksiyon ve sunum da gayet tatmin edici. 

Bir de yarışmacıların her birinin ayrı uzmanlıkları var. Örneğin ekipte profesyonel bir Go oyuncusu, bilim ekseninde yayınlar yapan bir YouTuber, bir esporcu ya da poker ustası mevcut. Bu da ister istemez her aşamada başka birinin parlayabilmesine olanak sağlıyor.

Bunu seven şunları da sever 

Bu kadar mantık odaklı ve bu ölçekte prodüksiyona sahip başka bir yarışma programı bilen varsa lütfen kendisine saklamasın, paylaşsın! Ama aynı anda ekip olma ve bireysel kazanma hedefi barındırması itibarıyla; yine Netflix’te izlenebilecek, 12 yarışmacıyı Avustralya’da kıyasıya bir mücadeleyle baş başa bırakan The Mole’a bir bakabilirsiniz.

Esas bazı oyunlar o kadar eğlenceli gözüküyor ki sadece izleyici değil de oynayan da olmak isteği uyandırıyor. Şu Nine Men’s Morris’i bulur muyuz bir yerlerde?