TEFTİŞ: Wide Awake Festival 2025

Yazı: Selin Altan - Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)

Londra’da Brockwell Park’ta düzenlenen bağımsız müzik festivali Wide Awake, 2021’den bu yana post-punk, garage, elektronik ve deneysel müzik türlerine yer veren bir programla düzenleniyor. Her yıl 20 binden fazla katılımcıyı ağırlayan festival, Londra’da hem anaakım dışında üretimler yapan müzisyen ve gruplar hem de dinleyiciler ve müzik meraklıları için önemli bir yer tutmakta. Sahnesine konuk ettiği müzisyenlerle birlikte büyüyen Wide Awake Festival, bir anlamda Avrupa’da festival sezonunun açılışını da yapıyor.

23 Mayıs’ta düzenlenen 2025 edisyonunda altı sahnede 50’ye yakın müzisyen ve grup ağırlayan festivalin programında Kneecap, Gurries, Cmat, Nadine Shah, Fcukers, Gaye Su Akyol ve Sextile gibi ilgi çekici isimler yer aldı. Bir sonraki yılı için şimdiden merak kabartan Wide Awake, çeşitli yemek stantları, neredeyse sahne alan pek çok gruba ait bir şeyler bulabileceğiniz büyük merch stantları, küçük bağımsız işletmelere ayırdığı alanları ve kapıdan ilk girdiğinizde dağıtılan “love music hate racism” stickerlarıyla kalbimi fazlaca kazandı. 

13.00’te başlayıp gece yarısına kadar süren konserlerden, sahneler arasında koşarken izlediğim performanslardan kısaca bahsedeyim.


RIP MAGIC, UGLY, NADINE SHAH, CMAT
Sahne: Wide Awake 

Günün başlangıcını festivalle aynı ismi taşıyan ana sahne Wide Awake’de RIP Magic ile yaptım. Festival programının en genç isimlerden olan grup, 90’lar Britpop vokallerine benzer tavrı ve tarzlarıyla soft bir başlangıç oldu.  

Bu isimler arasında en çok şöhrete sahip isim Cmat. Canlı performansında dillere dolanan şarkılarını izleyicisiyle birlikte hep bir ağızdan söylemesinin yanında festivaldeki düşük kalan performanslardan biri olduğunu söylemek mümkün. Şarkı aralarındaki uzun uzun hayat tavsiyeli konuşmaları da performansın etkisinin düşmesinde önemli bir etken gibi hissettim. Bunun yanında Nadine Shah karakteristik vokali ve yorumuyla pop türünün güzel bir örneğini sundu. İlhamını post-rock türünden alan Ugly de kalabalık ve müzikal çeşitliliği geniş bir grup olarak açık hava festival sahnesine çok yakıştı.


Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)
FAMOUS, SPRINTS, MANNEQUIN PUSSY
Sahne: Bad Vibrations

Ana sahneden çıkıp Bad Vibrations sahnesine geçtiğimde bu sahnede çıkan isimlerden Famous, Sprints ve Mannequin Pussy’yi izleme fırsatı buldum. Famous gitar riffleri bol, güçlü sounduyla sahnedeydi. Sprints ve Mannequin Pussy kendine hayran bırakan vokalleriyle sahnede göz dolduruyordu. Her iki grupta da alternatif rock, garage türlerini duymanın mümkün. Sprints biraz daha sert ve keskin bir tavıra sahip. Mannequin Pussy zaman zaman hikâye anlatır gibi daha derinden konuşan, yeri geldiğinde izleyiciyle kurduğu diyaloglarla kendini izletmeyi başaran ama her zaman çok yüksek enerjili bir performans sunan bir sahneye sahipti.


Fotoğraf: Selin Altan
GAYE SU AKYOL, PUZZLE
Sahne: Moth Club 

Moth Club sahnesi çok büyük bir çadırın içerisinde kendi ruhunu oluşturan bir tarzdaydı. Gaye Su Akyol ve Puzzle bu sahnede izlediğim isimlerden. Gaye Su Akyol sahne kostümleriyle, kendine has müziği ve yorumuyla festivalcilerin dikkatini çekti. Puzzle ise indie-rock tarzında kendinden bekleneni veren keyifli bir setle sahnedeydi.


FCUKERS, SEXTILE
Sahne: Daniel Avery Curates Dazed Stage

Festival alanının en tepesinde konumlanan bu büyük müzik çadırının hemen yanındaki dönme dolap ve biraz aşağısında kalan dondurma standı, Londra’nın yer yer kasvetli havasını güneşin aslında hiç kaybolmadığını düşündüren bir atmosfere büründürmeyi başarmıştı. Bu sahnede izlediğim Fcukers ve Sextile konserleri de bu parlak güne yakışır şekilde herkesi dans ettirdi. Özellikle Fcukers’ın gitgide artan temposu, “Yorgunluktan adım atamıyorum” dediğiniz noktadan alıp ufak ufak salınırken bir anda kendinizi dansa kaptırmış hâlde bulmanıza neden oluyordu.


Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)
Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)
GURRIERS
Sahne: Shacklewell Arms 

“Bu isme dikkat” denilen başlıklar olur. Gurriers kesinlikle bu tip başlıkları hak eden gruplardan. 

Yine bir çadırın içindeyim. Festivalin orta alanında konumlanan bu sahnede festivalin en iddialı isimlerden biri olan Gurriers’ı izledim. Canlı performansı epey çarpıcı olan punk – rock ekibi, dinleyicisiyle bir an olsun iletişimi kesmeyen sahne enerjisi ve gitgide artan ateşiyle bulunduğumuz sahneyi kat be kat aşan bir konser deneyimi yaşattı. Tüm konser boyunca eller üzerinde gezinen insanlar eksik olmazken, vokalist Dan Hoff’un da aramıza karıştığı anlar unutulmaz bir deneyime dönüştü. Sahneye çıkış şarkıları daha önce YouTube üzerinden izlediğim performanslarında da gördüğüm gibi yine aynı şekilde Frankie Valli – Can’t Take My Eyes Off You oldu. Ve bu tatlı giriş yerini toza toprağa karışan bir alana bıraktı. Gurriers, dönemimizin kaçırılmaması gereken isimlerden olduğunu performansları boyunca gözlerimizin içine bakarak anlatmak istedi ve bunda da çok başarılı oldu.  


Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)
Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)
KNEECAP
Sahne: Wide Awake

Sıra festivalin headliner’ı, tartışmasız en merak edilen, güncel olarak en popüler ve tartışmalı grubu Kneecap’e geldi. 20 bine yakın festivalcinin heyecanla beklediği grup, son zamanlarda Filistin’de yaşananlara sahneden sesini yükseltmesiyle konuşuluyor. Geçtiğimiz haftalarda Coachella’daki konserlerinde İsrail’e yönelik gösterdikleri tepki sonrası İngiltere’de grup hakkında soruşturma açıldığı haberleri dolaşmaya başlamıştı. Wide Awake bu yaşananlardan sonra grubun yanında olduğunu, festivallerinee headliner olarak çıkacaklarını ve bir sorun olmadığını açıklayan bir yazı yayımladı. 

Grubu beklerken sahnedeki ekranlara Filistin’de hayatını kaybeden insanların sayısı yansıtıldı. Daha sonra da Kneecap hakkında İngiliz basınında çıkan haberlerin derlemesi eşliğinde grup sahneye büyük alkışlarla çıktı. İrlandalı grubun üyelerinden birinin hiç çıkarmadığı ve artık grupla özdeşleşen balaklava maskenin aynısını pek çok dinleyicide de görmek mümkündü. Kneecap üyeleri şarkı aralarında “biz tarihin doğru tarafındayız, merak etmeyin” diyerek hem şarkılarındaki güçlü ifadeleri hem de asla geri adım atmayan duruşlarını pekiştirmeye devam etti. Bunun yanında politik hip hop estetiğinin çok iyi bir örneğini sergileyen müzikleriyle de tüm dinleyici kitlesini kendine hayran bırakmayı başardı. 

Fotoğraf: Matt Wellham (WPGM için)