Yinon Muallem’in şifalı albümü Songlines’ı da büyüledi

20 yıllık İstanbul sakinliğini geçtiğimiz aylarda Stockholm’e taşınarak sonlandıran müzisyen Yinon Muallem’in 10 şarkıdan oluşan Norwegian Oud albümü artık aramızda. Muallem’in 11. albümünün oluşumundaki dinamikler ise hayli tanıdık. Albüm, pandemide öncelikle müziğe yönelmesinde büyük bir etkisi olan babasını ve ardından pek çok yakınını yitiren sanatçının kayıplar ve beraberindeki karmaşık duygularla harmanlanmış “içsel yolculuğunun” bir yansıması.

Albümün ortaya çıkan ilk parçası “Heal”, özellikle sahne sanatlarının büyük ölçüde sekteye uğradığı, bilinmezliklerle dolu bu dönemde beste yapmaya başlayan Muallem’in farklı coğrafyalardan müzisyenlerle yaptığı “uzaktan” iş birliği sonucunda ortaya çıktı. İlk parçanın “iyileştirici” gücüyle pandemi döneminin beraberinde getirdiği kaygıları yaratıcılığa dönüştürmeyi amaçlayan sanatçı, varoluşun anlamını yeniden sorguladığı bu kişisel dönüşüm sürecinde 8 yeni beste yaptı.

Mesafelerin normalinden daha uzun göründüğünü dönemde yaratılan albüm, kendi ülkelerinde yaptıkları kayıtları buluşturdukları ve her birinin şahsına münhasır yaratıcı biçemiyle katkıda bulunan; Türkiye, Almanya ve İsrail gibi 17 farklı ülkeden 20 sanatçının, yaptıkları müzikle mesafeleri bir nebze kısaltıp, iyileştirici gücü hissettirmeyi amaçlamış. Şifalı olarak tanımlanabilecek albümde, etnik caz türünde enstrümantal, Türkçe ve İbranice şarkılar var.

Muallem projesini, en alçakgönüllü koşullarda yapılan ve global müzik tanımını en çok hak eden çalışması olarak tanımlarken Songlines Magazine, Norwegian Oud albümünü bu ayın en iyi 10 albümünden biri olarak seçti bile. Dergi, albümü “Osmanlı klasik müziğini; tempoyu zahmetsizce tüyler ürpertici geçişlere, vurucu ud kalıplarına, süzülen kanunlara, naif çağrılara ve hipnotik ritimlere kaydırıyor.” diye tanımlarken, “Oriental Circle – Hicaz Saz Semaisi” adlı şarkıya, derginin eylül sayısında ek olarak okurlarına ve ayrıca uluslararası medyaya dağıttıkları Top of the World – Complation albümünde yer verdi.

Yazı: Cerensu Bartu