15 kısa film, 17 yönetmen: Malaz Usta yanıtlıyor

Bant Mag. No:75 için kısa metraj çalışmalarıyla son bir sene içinde ses getirmiş kimi sinemacılara ulaştık, yanıt aldığımız 17’sine kısa film denen formata dair düşünüp konuşmak istediklerimizi bir bir sorduk: Son filmlerinin üretim süreci nasıl gelişti? Ne gibi tecrübeler edindiler? Onları harekete geçiren, hikâyelerini anlatmaya iten motivasyonlar neler? Kısa filmin Türkiye sinemasındaki konumunu nasıl yorumluyorlar? Festivaller ve ödül sistemi hakkında ne düşünüyorlar? Kısa film çekmek isteyip de fikir aşamasında kalanlara ne tavsiye ediyorlar? Kısa filmin geleceğiyle ilgili ne gibi öngörüleri var?

Sürgünde Bir Yıl

Yönetmen: Malaz Usta

Genç ve yalnız bir Suriyeli göçmenin, İstanbul’da geçirdiği ilk yılının hikâyesi. Ne ülkesine ne başka bir yere gidebilen, ne de yaşadığı yerde kabul gören genç bir adamın varoluşu üzerine… Suriye’deki iç savaş nedeniyle 2016’da Türkiye’ye göç eden Malaz Usta’nın yeni filmi.

Malaz Usta yanıtlıyor

“Kısa filmlerini çeken genç sinemacılar bence en kişisel olana dalmalı, onu keşfetmeli ve dünyaya göstermenin yolunu bulmalılar.”

“İstanbul’da yaşayan Suriyeli bir göçmen olarak bu projeyi hayata geçirebilmek hem sosyal ve sanatsal bir ihtiyaç hem de sorumluluktu benim için. Kendi adıma konuşmak; buraya geldiğim ilk yıl yaşadığım kafa karışıklığı ve yalnızlık hâli hakkında duygularımı ifade etmek istedim. Kameramı aldım ve içinde bulunduğum bu yeni dünyayı, görüp duyduğum her şeyi çekmeye başladım. Yeni bir dil, yeni bir kültür ve göçmen pozisyonum, yüksek sesle konuşmamı engelledi ve elimde kalan tek araç olan kameramla kendimi ifade etmeye zorladı. Bu yalnızlık, kafa karışıklığı, tecrit ve sürgün duygularını perdeden dünyaya aktarmak istedim. Kendi filmimin öznesi olduğum için, yaşadığım deneyimin dürüst ve gerçek ifadesiydi bu film; benim gözümden dünyaya bakıyordu.”

“Film yapımı benim için bir tür ifade biçimi ve değişim aracı. Kendimi ifade etmek, dünyaya gerçeği göstermek, insanlarla bağ kurmak ve onların duygularına dokunmak istiyorum. Hükümetler ve (eğitim sistemi veya medya gibi) aygıtları tarafından empoze edilen fikirleri değiştirmek için sanatçılar ve aydınlar doğruyu göstermeli, kitleleri eğitme görevini üstlenmeli. Böylece yönetmenin duygu durumu, hisleri ve kişisel fikirleri bir arada olur ve ifadenin hem kişisel hem de sosyal yönlerini içeren çok ilginç bir dil yaratılır.”

“Kısa filmim Sürgünde Bir Yıl’ı çekmek son derece zor ve zenginleştirici bir deneyimdi çünkü bağımsız bir şekilde, kendi başıma yaptım. Sadece kameram vardı. Bir yıl boyunca binlerce video çektim ve sonunda yüzlerce saatimi onları gözden geçirip kurgulamaya ayırdım, ki fazlasıyla yorucu bir süreçti. Bitkin düştüm ve bir sene kadar projeden ayrılmak zorunda kaldım, filmle bir tür aşk-nefret ilişkisine girdim. Berbat olduğunu düşünüyordum. Bir gün tamamen tesadüf eseri, filmin kaba kurgusunu profesörüme gösterdim ve oldukça şaşırdı. Türkçe senaryo yazmam konusunda yardımcı oldu ve başvurabileceğim festivallerden bahsetti. Nihayetinde Türkiye’nin en eski festivalinden geri dönüş almak, kesinlikle büyük bir sürprizdi.”

“Film festivallerinin gelişim ve destek açısından gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum, özellikle yerel sinemacılar için. Genç ve deneyimsiz sinemacıların endüstri hakkında daha fazla bilgi edinmeleri için büyük bir fırsat yaratıyorlar ve dünyanın her yerinden tanınmış, oldukça deneyimli yönetmen ve yapımcılarla sosyal etkileşim için bir alan yaratıyorlar. Kısa film üreticileri için uzun metrajlı film yapma yolunda büyük bir adım aynı zamanda.”

“Bence kısa filmin en ilginç taraflarından biri, yapmanın çok daha kolay olması; bu da ona daha kişisel olma avantajı veriyor, daha saf ve dürüst kılıyor. Kısa filmlerini çeken genç sinemacılar bence en çok buna konsantre olmalılar; en kişisel olana dalmalı, onu keşfetmeli ve dünyaya göstermenin yolunu bulmalılar.”

“‘Bu dijital çağın şahsi hatıra defterleri’: 15 kısa film, 17 yönetmen” dosyasının tamamını okumak için buradan Bant Mag. No:75’e ulaşabilirsiniz.