2000’lerden, yeniden heyecanlandıracak 5 NBA maçı

Evet, maalesef pazartesi günlerini heyecanla beklememize sebep olan The Last Dance sona erdi. Ama yine de NBA nostaljisine devam etmek isteyenler için birtakım önerilerimiz var. Odağımızı bu sefer 90’lardan 2000’lere kaydırıyoruz. NBA’in YouTube sayfasının salgın dönemindeki güzelliği “#NBATOGETHERLIVE Classic Game” seçkisinden tekrar izlemenizi tavsiye edeceğimiz 5 maça buyurun…

Hazırlayan: Cem Kayıran

2000 NBA finalleri 4. maç:
Los Angeles Lakers – Indiana Pacers

Phil Jackson’ın Chicago Bulls’un ardından parkeye döndüğü Los Angeles Lakers’la ilk sezonu. Shaquille O’Neal ve Kobe Bryant etrafında şekillenen kadroda bir başka Bulls efsanesi Ron Harper da var. İlk sezonda finale çıkan Lakers’ın rakibi de yine The Last Dance’de karşımıza çıkan, Larry Bird’ün çalıştırdığı Indiana Pacers. Final serisinin dördüncü maçı, Lakers 2-1 önde ve Indiana deplasmanında şampiyonluğa doğru en kritik maçlardan birine çıkıyor. Uzatmaya giden maçta Shaq’ın altı faulle oyun dışında kalmasının ardından genç Kobe dümene geçiyor ve tarihe geçen bir performansa imza atıyor.

2008 Normal sezon:
New Orleans Hornets – Phoenix Suns

Mike D’antoni ve Phoenix’in 2000’ler ortasında oyunun yönünü değiştirdiği ve hızlanan basketbolun temellerini attığını söylemek pek abartılı olmaz. Steve Nash önderliğindeki Phoenix zirve performansından uzak olsa da yine seyri epey keyif veren bir takım. Rakipleri New Orleans Hornets’in ise bir numaralı kozu, genç yıldız Chris Paul. İki uzatmaya giden bu normal sezon maçı, iki ayrı jenerasyona damga vuran oyun kurucular Nash ve Paul’un kapışmasına dönüyor. Kazanansa genç yıldız CP3 ve ekibi.

2011 NBA finalleri 2. maç:
Dallas Mavericks – Miami Heat

2006 finallerinde de karşı karşıya gelen Mavs ve Heat’in ikinci final buluşmasında otoritelerin favorisi baskın bir şekilde Miami temsilcisiydi. Dwayne Wade, LeBron James ve Chris Bosh üçlüsünü bir arada izlediğimiz bu ilk sezonun şampiyonlukla sonlanmasındaki tek engel, artık bacakları yavaşlamış veteranlardan kurulu Dallas. İlk maçı kazanan Heat, serinin ikinci maçında da uzun süre önde gidiyor, hatta maçın bitimine yaklaşık 6 dakika kala fark 15 sayıya kadar çıkıyor. Fakat maçta bekleneni veremeyen Dirk Nowitzki, başta yaşlanmış J-Kidd ve ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen Jason “Jet” Terry’nin yardımlarıyla 17-2’lik sıra dışı bir seriye imza atarak bu kritik galibiyeti alıyor. Dallas’ın ilk şampiyonluğu yolunda önemli rolü olan bu maç, NBA finalleri tarihinin en etkileyici “geri dönüş” öykülerinden biri.

2013 NBA finalleri 6. maç:
San Antonio Spurs – Miami Heat

Miami, 2012’de gelen şampiyonluğun ardından 2013 finallerinde kupayı kaldırmayı alışkanlık edinmiş San Antonio Spurs’le karşılaşıyor. Spurs seride 3-2 önde, şampiyonluk için bir galibiyet daha yeterli. Maçın büyük kısmında önde olsalar da son bölümde liderlik iki tarafa da gidip geliyor. 20 saniye kala Spurs 95-92 önde ya da bir başka deyişle Spurs şampiyonluğa 20 saniye kadar yakın. Sonrasında yaşananlar belki de NBA’in yakın tarihinin gördüğü en çarpıcı hikâyelerden biri. Chris Bosh’ın insanüstü mücadelesiyle kaptığı bir hücum ribaundu ve tarihin en iyi şutörlerinden Ray Allen’la köşede buluşan top, tarihin akışını değiştiriyor.

2016 Normal sezon:
Golden State Warriors – Oklahoma City Thunder

28 Şubat 2016 tarihli bu maç, belki de Golden State Warriors hanedanlığının en kritik maçlarından biri değil. Hatta aynı sezon konferans finalinde karşılaşan iki takımın arasında daha “kritik” maçlar da oldu. Warriors’ın 73 galibiyetle Chicago Bulls’un normal sezon rekorunu tarihe gömdüğü sezonda deplasmanda oynadıkları bu maç, Stephen Curry’nin unutulmaz performansıyla hatırlanıyor. Steph bu maçta 12 üçlük atarak bir maçta tek bir oyuncu tarafından bulunan en fazla üçlük isabeti rekorunu egale ediyor ve sezon boyunca atılan toplam üçlük istatistiğinde de kendi rekorunu kırıyor. Uzatmanın sonunda kendi yarı sahasından attığı efsane şutla hatırlanan maç, Warriors’ın maçlarda bir anda nasıl alev alabildiğini bir kez daha hatırlatıyor. Maçın ardından LeBron James’in Curry’yi “Basketbol tarihinde onun gibi birini daha görmedim” sözleriyle onurlandırdığı Tweet’i de aşağıya bırakalım.