2024 ilk yarı raporu: Parti gibi albümler

Yazı: Asena Büyük, Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal

Yılın ilk yarısında yayımlanmış, kendi içinde birer parti gibi 20 albüm. R&B, synth-pop, donk, hip hop, sıkı groove’lar, kıvrak ritimler ve dahası. Sıralama alfabetik.

Her albümden iki parçanın yer aldığı iki buçuk saatlik çalma listemiz eşliğinde dalınız.


A.G. Cook – Britpop
(New Alias)

PC Music ve New Alias etiketlerinin kurucusu, hyperpop akımına katkısı büyük İngiliz prodüktör Alexander Guy Cook, bir albümden anladığımız şeyin sınırlarını genişletmeye devam ediyor. Sekizer şarkılık üç bölümden oluşan yeni koleksiyonu Britpop; geçmiş, şimdi, gelecek olarak üçe ayrılıyor. İkinci bölüm yani “Present”, müzisyenin vokallerini en çok duyduğumuz, lo-fi çizgisine en yakın olanı. Ama bu albümü, bu listeye dâhil eden kesinlikle ilk bölüm. Britpop aynı zamanda bir şarkı koleksiyonundan çok daha fazlası. A.G. Cook bu albümle aslında bir multimedya projesi yaratmış: Wandcamp, Wheatport ve Witchfork isimleriyle üç farklı web sitesindeki oyunlar, karakterler,ve diğer bütün içerikler büyük Britpop projesinin birer parçası. 


Annie-Claude Deschênes – LES MANIÈRES DE TABLE
(Italians Do It Better)

Amansız, cesur ve çılgın bir dinletiyle elektronik müziğin başını çekmiş isimlere selamda dururken bizleri durmak bilmez süratte bir yolculuğa çıkarıyor Deschênes’nin debut albümü. Pandemi sırasında yaptığı ve aslında başta hiç yayımlamaya niyeti olmayan parçaların bütünü bu koleksiyon. Adrenal bezlere amansızca hücum eden bu albümle en zevkli biçimde perişan eden müzisyenin “sofra adabı”yla kastettiği, masa örtüsünü üstündeki tabakları tek hamlede yan duvara savurduktan sonra boynuna bağlayıp sofranın üstünden ışık hızında bir kurşun gibi uzaya ateşlenmek olmalı. Dutchess Says ekibinden de bilebileceğimiz, neredeyse 20 yıldır Montreal bağımsız müzik sahnesinin en sıra dışı isimlerinden olan performans sanatçısından fütürist ve gotik bir distopyadan seslenen sürüşlü, saf enerji bir dinleti. Albümün başlık parçasına ait, mesajı gayet özetleyici görsel eşlikçiyi şöyle bırakalım.


Bolis Pupul – Letter To Yu
(DEEWEE & Because Music)

Charlotte Adigéry ile kaydettiği Topical Dancer albümüyle geride kalan iki yılda kulaklarını sık sık çınlattığımız Belçikalı müzisyen Bolis Pupul, ilk solo uzunçalarıyla dans pistlerinde yoğun ve karmaşık duygulara da yer açıyor. Yellow Magic Orchestra’nın 80’lere kattığı renkten esinlendiği gibi farklı Doğu Asya ülkelerinin gelenesel dans müziklerinden etkileşimleri bohçasına atmış. “Causeway Bae”nin parlak labirentlerinde kaybolmak, “Doctor Says”in endüstriyel beatlerine kalp atışlarıyla eşlik etmek ya da “Kowloon”un old-school hip hop hissiyle kasları esnetmek çok zevkli. Synth-pop sevdasının kör göze parmak kıvamına geldiği hit parça “Completely Half” için çekilen klip de burada.


Deniz Taşar – OVERFLOWING
(Solas Records)

Kendini keşfetme yolculuğu, dünya üzerinde en uzun süren yolculuk şüphesiz. Hiç bitmeyen, inişli çıkışlı, dalgalı, kimi zaman dingin; fakat hiçbir zaman tekdüze olmayan bir yolda yürümek. OVERFLOWING, Deniz Taşar’ın dünya üzerindeki yolculuğuna eşlik etmek üzere bir tekneye binmek gibi. Ona ilham veren sesleri, hikâyeleri, türleri keşfetmek için uzatılmış bir bilet. Groove’u, flow’u ve cazibesi hiç bitmiyor. Berk Uslu imzalı “Damlaya Damlaya” klibini de buradan izleyebilirsiniz.


Gossip – Real Power
(Columbia)

2019’da beş yıllık bir ayrılığın ardından Rick Rubin’in Hawaii’deki stüdyosunda -güya- grup lideri Beth Ditto’nun ikinci albümünü kurcalamak için buluşan, sonra eski sinerjilerine kapılıp kendilerini bu albüm üstüne çalışırken bulan Gossip, dance-punk köklerine sadık akılda kalıcı pop parçaları türetirken yeni türlere yelken açmaktan, bunları kendi sound’larına entegre etmekten de geri kalmamış. Yoğun groove’larından istifade edip kimi parçalarda bunları daha sakin renklerde aktaran davulcu Hannah Blilie ve “geriye kalan her şey”ci Nathan Howdeshell tanıdık desenlerinde eskisinden daha retro etkilenmeler barındırıyor. Ditto ise her zamanki duygulu ve doğrudan forsunu hepten olgunlaştırmış bir hâlde huzurlarda. 


Home Counties – Exactly As It Seems
(Submarine Cat Records)

Ekolojik kriz, sosyal adaletsizlik, ekonomik sıkıntılar, ayrımcılık, günlük yaşamın tek tipliliği, en nihayetinde politik olana dair açık lirikler… Home Counties’in janrları yok sayan harmanından çılgın bas hatları, ATARI oyunlarından fırlamış sesleri ile kavrulan 10 parça. Sıcak melodilerin ve dans ritimlerinin üst üste eridiği albüm, umutsuzluk ve umut ikiliği arasındaki dengeye doğru nabzını giderek neşeli tarafta artırmış.


I. JORDAN – I AM JORDAN
(Ninja Tune / GRGDN Müzik)

Yıllardır Londra yeraltı sahnesini kasıp kavurarak bir şehir efsanesine dönüşen I. JORDAN, ilk albümünü mayıs ayında yayımladı. Donk, techno, house, hardstyle sularında mekik dokuyan 12 şarkıyla, bir partiden ziyade eksiksiz bir gece kulübü deneyimi yaşatıyor. Çevresine biraz daha neşe yayabilme motivasyonuyla yaptığı prodüksiyonlarını, trans uyum sürecinde kendisine destek olan dostlarına ve Londra’daki kuir komünitenin tüm bileşenlerine armağan etmiş. Felix Mufti eşlikli “Real Hot n Naughty”, her partide çalabilir, bizim için hava hoş.


Jahari Massamba Unit – YHWH is LOVE
(Law Is Rhythm)

Detroitli davulcu ve prodüktör Karriem Riggins ve efsanevi DJ Madlib’den oluşan Jahari Massamba Unit’in ikinci çıkarması, ilk albüm Pardon My French’ten (2020) sonra groove’a yine sıkı sıkı tutunduğu, çeşitlenen ama daima tutarlı duyulan bir uzunçalar. Albümün prodüktörlerinden Jae Barber ve Riggins’in etiketinden çıkan dinleti sonlara doğru hafiften duyulmaya başlanan kalabalık parti sesleriyle birlikte canlı jam dinlermiş hissiyatını hepten pekiştiriyor. Sofistike olduğu kadar samimi, asla çizgisinden kaymayan albümün çıkış teklisi “Stomping Gamay”ın yanı sıra “Karriem’s Bolero”, “The Clapper’s Cousin”, “Massamba Affundance”, “Boppin’” ve “Seven Mile to Oxnard” özellikle zevke getiren parçalar.


KARDELEN – HABİBİ
(Universal Music Türkiye)

KARDELEN ilk uzunçalarında; R&B ve pop elementlerini oryantal ritimler, mistik dokular ve kadife yumuşaklığındaki vokalleriyle süslüyor. Dinleyeni duygudan duyguya savurduğu yolculuğunda yanına Artz, Evdeki Saat, Mabel Matiz, Tolga Akdoğan gibi müzisyenleri de alıyor. Aşka, yaşamaya dair hevesini daima diri tutan, tutkulu bir kutlama gibi tınlıyor HABİBİ. Bir sonik kurşun dökme seansı etkisindeki “NAZAR” ve cayır cayır sözleriyle kalp atışlarını hızlandıran, Sinanılmaz imzalı klibiyle de göz kamaştıran “NEREDE” albümdeki favorilerimizden.


Kasper Bjørke – Puzzles
(hfn music)

Kasper Bjørke’nin 2000’ler başları New York sound’una bir aşk mektubu olarak kurguladığı yeni albümü. Puzzles, yayıldığı alan ve içerdiği nüanslar itibarıyla Kopenhaglı prodüktör ve DJ’in diskografisinin önceki işlerinden net bir şekilde ayrılıyor. Daha parıltılı, disco müziğinin en ihtişamlı taraflarıyla bağ kuran, hiç de acelesi olmayan bir albüm. Büyük kısmı canlı çalınan Puzzles’ta müzisyene Oilly Wallace, Toby Ernest, Jacob Bellens gibi konuklar eşlik ediyor. 


KAYTRANADA – TIMELESS
(RCA Records)

Hip hop ve house’u harmanladığı prodüksiyonlarıyla yıldızlaşan KAYTRANADA, neredeyse konuksuz geçmediği 21 yeni şarkıyla döndü. Thundercat’ten Anderson .Paak’a, Charlotte Day Wilson’dan Childish Gambino, Dawn Richard, Tinashe ve dahasına; Siyah groove’una ucundan kıyısından bulaşmış çok sayıda müzisyen var içeride. Bu suları ve dans etmeyi sevenlere işçiliğiyle parlayan, rengârenk bir karnaval vadediyor.


Machinedrum – 3FOR82
(Ninja Tune / GRGDN Müzik)

Geçtiğimiz on yılın en verimli elektronikçilerinden Machinedrum, namıdiğer Travis Stewart, Joshua Tree’de geçirdiği vakitler sırasında eski, yarım kalmış işlerini gözden geçirmiş ve onları toparlayarak bir albüme dönüştürmüş. Bolca konuk vokalist içeren çalışma, kısa şarkılarla DJ’lerin listelerine rahatlıkla girebilecek tınılara sahip. Genelde eski ekol elektronik havalara göz kırpan müzisyen, burada da 90’ların beatlerini kullanmaya devam etmiş. Hip hop, trip hop, drum’n’bass ön planda. 40’ını geride bırakan Machinedrum’ın ustalık dönemi heyecan verici.  


Nene H – ISSA SCAM
(Live from Earth)

Berlin’de yerleşik çok yönlü müzisyen, besteci ve prodüktörün yeraltı techno sahnesini sallayan EP’si Trifecta ardından gelen albüm ISSA SCAM gösterişli ve sofistike. Bir yandan da özeleştirel ve kültürel trendlere hiciv içeren bütünlüklü bir ifade barındırıyor. Yakın dostu Bubblegun’la kaydettiği “Plastic Pleasures” ve “Fix & Break” teklilerinin de yer aldığı albüm Nene H ile özdeleşen cesur bas cümleleriyle boyutlanan, hızla büyüsü altına alan groove’larla pistlere ışınlayan, bünyeyi tez elden harekete geçiren bir dinleti. Boş yok. Katiyen yok. Her parçayla daha da kana giren, ilahi dişil enerjiyle dolup taşan ışıl ışıl bir albüm.


Nia Archives – Silence Is Loud
(Hijinxx / Island Records)

Nia Archives’ın ilk albümü Silence is Loud başladığı andan itibaren heyecanlandırıyor; 90’larda en popüler dönemini yaşayıp son zamanlarda bir geri dönüş yaşayan jungle ve drum’n’bass türlerini bir tür pop filtresinden geçirerek hem de. Aynı zamanda prodüktör de olan Nia Archives dans müziğine yeni bir imaj vermeye, kulüplere yeni bir nefes olmaya kolları sıvamış anlaşılan. Nabzını hızlandırıp bir süre beyninizdeki bütün düşüncelerin önüne geçecek beatlerle dolu bir parti bu!


Pet Shop Boys – Nonetheless
(Parlophone Records)

Synth pop’a boyadığı 80’leri takip eden 40 yılda yeni ufuklar keşfetmeye, üretmeye tam gaz devam eden Pet Shop Boys’un, prodüktörlüğünü James Ford’un üstlendiği yeni albümü. “Bizi insan yapan benzersiz duyguları” kutlayan 10 parçalık Nonetheless, Neil Tennant – Chris Lowe ikilisinin yarattığı sihrin asla sönmediğinin bir ispatı. Karakter tasvirleri, isabetli referansları ve pop parıltısıyla duygu aktarımını pürüzsüz, çabasız bir şekilde mümkün kılıyor.


SAICOBAB – NRTYA
(Thrill Jockey Records)

NRTYA, Sanskritçede “dans” anlamına geliyor. Boredoms ve OOIOO üyesi YoshimiO’nun başını çektiği Japon kolektif SAICOBAB, geleneksel Hindistan müziklerinden aldığı ilhamı ters köşe dokunuşlarla yontarak dansa kaldırıyor ikinci albümünde. Yerinde duramayan vokallere, çok katmanlı ritimlere ve Yoshida Daikiti’nin elinde âdeta alev alan sitardan çıkan melodilere kendinizi teslim ettiğinizde; eklemleriniz istemsizce kıpırdamaya başlayacak.


Shabazz Palaces – Exotic Birds of Prey
(Sub Pop) 

Seattle’ın köklü deneysel hip hop ikilisi Ishmael Butler ve Tendai “Baba” Maraire’nin sekizinci stüdyo çıkarması. Bütününde son derece dolgun ve epik bir serüven. Yakın gelecekten garip bir kozmopoliti mesken edinerek albümü sarıp sarmalayan mistik atmosferinin hâkim olduğu, afrofütürizmin tematik doruklarına ulaştığı Exotic Birds of Prey baştan çıkarıcı bir kayıt. Cobra Coil, Japreme Magnetic, OCnotes, Purple Tape Nate, Irene Barber, Stas THEE Boots gibi konuklarından her biri kendini her şeyiyle içine attıkları evrenin birer karakterine dönüşmüş âdeta. Söylem kinayeli, funk coşkun. Genel literatürü, yaratıcı bas aranjmanları ve tetikte ritimleriyle her parçası bir öncekinden daha acayip, daha etkileyici.


Shit And Shine – Masters Of All This Hell
(Antibody)

Gürültü estetiğinden, kaostan ve beklenmedik kesişimlerden aldığı ilhamla 20 yıldır aralıksız bir üretim hâlinde Craig Clouse. Kütür kütür prodüksiyonlarla donattığı Shit And Shine diskografisinin 2024 girdisi olan Masters Of All This Hell’de de imzası hâlini alan kolaj pratiğiyle ritmik keşiflerini sürdürüyor. Zevkli vokal sample’ları ve alengirli kurgularıyla “her an her şey olabilir” deneyimi yaşatıyor.


Trent Reznor & Atticus Ross – Challengers (Original Score)
(The Null Corporation / Milan Records)

Luca Guadagnino’nun yönettiği; Zendaya, Mike Faist ve Josh O’Conner’ın başrollerini paylaştığı Challengers filminin müzikleri. Günümüzün en akılda kalıcı soundtracklerine imza atan Trent Reznor & Atticus Ross ikilisi formunun zirvesinde kesinlikle. İlhamını Berlin’in gece kulüplerinden, 90’lar ravelerinden alan koleksiyon; filmin tenis kortu etrafında filizlenen aşk üçgeninin iniş çıkışlı tansiyonuna kusursuz bir şekilde eşlik ediyor. Zelal Buldan’ın Challengers hakkındaki izlenimlerine de buradan ulaşabilirsiniz.


Yaya Bey – Ten Fold
(Big Dada / GRGDN Müzik)

Birleşik Krallık’ın yeni nesil R&B sahnesinin en heyecanlı seslerinden, yorumcularından, hikâyecilerinden biri Yaya Bey. Küresel müzik basınında hakkında Nina Simone ve Roberta Flack benzetmeleri yapılan yorumlar yapıldığını hatırlıyoruz. Yeni albümü Ten Fold’da 40 dakikaya sığan 16 parçayla, bir besteci olarak da kısa sürede kat ettiği yola hayret ettiriyor. O içini groove formunda döktükçe dinleyen de rahatlıyor, daha fazlasını istiyor. Yaya Bey, albümün tüm görselliğinin ve eşlikçi kliplerinin de kreatif direktörlüğünü üstlenmiş.