New York’ta yerleşik Çin asıllı tasarımcı ve illüstratör Cleo Peng, gözlemci bir yaklaşımla hayat verdiği işlerinde yaşama dair uçucu detayların anlamını yakalamanın ve yeni perspektifler kazanmanın yollarını kurcalıyor. İnsanların doğa ve şehirle kurduğu bağları ve ilişkileri yeniden hayal etmeye koyulduğu son serisi Nature City Humans’tan illüstrasyonlar ile AR deneyimlerinin videoları eşliğinde, üretimlerinin ardındakilere dair üç soruluk anketimizi yanıtladı Cleo Peng.

İşlerinde dokunmayı sevdiğin duygular, fikirler ya da araştırıp derinleştirmeyi arzu ettiğin bazı sorular neler?

İnsanların birbirleriyle kurdukları derin ilişkiler ve bunun beraberinde getirdiği savunmasızlık hissi beni büyülüyor. Samimiyetin, insan olmanın büyük bir parçası olduğunu ve bunun hem kendimizle hem de başkalarıyla olan ilişkilerimizle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Gelecekteki çalışmalarımda bu yakın bağların hassas ve kırılgan doğasını keşfe çıkmak ve güvenin parlaklığıyla gardımızı indirdiğimiz o kısacık, uçup giden anları yakalamak istiyorum.

İnsanların senin ve / veya işlerin hakkında bilmesini istediğin bir şey?

Umarım işlerim, içinize ayna tutmanız için sizi teşvik eder ve kendinizle yapacağınız derin konuşmaları ateşler. Sanatımın, insanların benliklerini keşfedebilecekleri ve bu süreçte bir teselli bulabilecekleri, iç huzura erişebilecekleri bir alan yarattığına inanıyorum. 

Kendini bulduğun, sana çok iyi hissettiren ya da hayatının bir noktasında ziyaret ettiğin ve işlerin için çok ilham verici olmuş mekân neresi? Neden? 

Doğduğum şehir Chongqing, Çin. Bu şehrin benim varlığımla yankılanan bir enerjisi var. Dinamik sokaklar, eski ve yeni yapıların uyum içinde birleşmesi ve zengin kültürel miras, Chongqing ile kökleri derine uzanan bir bağım olmasına sebep oluyor. Chongqing, hem sanatçı hem de sosyal kimliğimin dokusunda, eserlerime her zaman ilham veriyor. Bu şehrin kalbimde her zaman özel bir yeri olacak. 

Çeviri: Asena Büyük