3 Soruda: “Dünya Kalıntısı ve Yeni Çiçekler” – Ekin Saçlıoğlu

Tuval, heykel ve desen çalışmalarıyla eşine az rastlanır bir malzeme zenginliği taşıyan yeni sergisi Dünya Kalıntısı ve Yeni Çiçekler ’i geçtiğimiz günlerde Ankara’daki Galeri Nev’de açan Ekin Saçlıoğlu’ya sergisiyle ilgili üç soru sorduk.

ekinsac1

Bu sergiden önce bilmediğin bir bilgi?

Bu sergi yapısı gereği dışarıdan edinilmiş yeni bilgiler doğrultusunda oluşmadı. Örneğin geçen sene Galata Rum okulunda açtığım, Bunlar Fabl Değil Çocuklar isimli sergimdeki yapıtların oluşabilmesi için soyu tükenen, tükenmekte olan ve tükendiği sanılan türleri araştırırken pek çok yeni bilgi edindim. Oysa bu soruyu Dünya Kalıntısı ve Yeni Çiçekler ile ilgili olarak düşündüğümde daha önce bilmediğim bir bilgiden ziyade yeni ya da yeniden fark edilmiş bir bilgi ya da farkındalıktan söz etmek daha doğru olabilir.

Sergide yer alan “Acayip Yapı” isimli füzen desen serisinden ve bu desenlere ait olan “Kalıntılar Serisi” objelerinden bahsederken, desenlerde görülen ne olduğu belirsiz yapıları, kurgusal birer dünya, birer uygarlık olarak; üç boyutlu işleri ise bu yapının sökülmüş, bozulmuş halleri olarak düşündüğümü söyledim. Desenler, bize ulaşmış birer anlatıyı ya da hayal haline gelen büyük kurgusal yapıları işaret ederken, üç boyutlu parçalar bunların kalıntıları olarak tasarlandı. Ağaç, kürk, kemik, taş gibi farklı yapı taşları desenlerde başka bir dünya oluştururken, yine aynı malzemeler, objelerde  başka bir görünümde karşımıza çıkıyorlar. Bu durum onların bir zamanlar neyin parçası oldukları ya da gelecekte neyin parçası olabileceklerine dair düşündürmeyi amaçlamakta. Bunu izleyiciyle paylaştığımda çok soyut ve kendimce bir oyundan bahsediyormuşum gibi hissettim ve bu, aklıma bir çocukluk resmimi yaparkenki düşüncelerimi getirdi. Bu çok renkli çocuk resminde kendimce ördeğe benzettiğim bir kuşun etrafında farklı evrenler hayal etmiştim. Dünyanın da içinde olduğu güneş sistemi ördeğin gagasının altında yer alırken dünya uzakta göz şeklinde başka bir evrene bağlanıyordu. Bilmediğimiz daha renkli evrenler, daha metafizik bir dünya ve bilinmez alanlar hepsi birbirine bağlıydı. O resmi yaparken kurduğum hayaller ve heyecan hala aklımda. Bu resmi hatırlamam ve hatta bu resmi bulmam, biçimsel olmasa da düşünsel olarak bugün yaptığım işlerle ilişkisini kurmam, kendimde belki de baştan beri hep var olan düşünme şeklini fark etmem, benim için keyifli oldu diyebilirim.

Bu sergiye hazırlanırken aklında sürekli dolaşan bir düşünce?

Yukarıda bahsettiğim seri dışında sergiyi oluşturan iki ayrı grup iş daha var. Bunlardan bir tanesi sergide yer alan jop çiçeği heykeli ve jop imgelerinin de yer aldığı resim üzerineydi. Son yıllarda bitki ve hayvan dünyasına olan ilgim sonucu oluşan yapıtlarla, zihnimde isteğim dışında beliren şiddete dair imgeler iç içe geçti. Belki başka bir ülkede daha sakin bir gündem içerisinde yaşıyor olsam sadece bu hayvan ve bitki dünyası kendini gösterecekken, bizim ülkemizin gündemi nedeniyle birden ortada beliriveren bu fallik jop imgesini ben bu doğanın içine yedirdim. Bir bitkinin çiçeği gibi kullandım onu. Olmadık bir yerde istenmeden biten bir bitki oldu bu.

Sergi boyunca zihnimi meşgul eden bir diğer konuysa kamufle olma becerisi olan hayvanlarla ilgiliydi. Rum okulundaki sergide olduğu gibi bu sergide de hayvanı insan üzerine düşünebileceğimiz bir metafor olarak gördüm. İnsanın fiziksel kamuflajı avlanma ya da savaş alanında iken, gündelik hayatta baskı altındaki insanın nasıl görünmez olabileceğini düşündüm. Sessiz kalma, sivrilmeme, göze batmama gibi yöntemlerin birer kamuflaj olabileceğini düşünürken, hayvanların bulundukları doğal çevrelerine biraz müdahale ettim. Doğal ortamlarını kısmen bozdum ve onları çevrelerine bir miktar yabancılaştırdım. Bu biraz son yıllarda pek çok arkadaşımızın başka ülkelere göçmesi ile de ilgiliydi.

Bu sergiden sonra yapmak istediğin ilk şey?

Açıkçası biraz dinlemek istiyorum. Atölye ve ev arasında pek de sosyal olmayan yoğun bir zaman geçirdim. Şimdi hem arkadaşlarımla hem de kızlarımla biraz zaman geçirmek istiyorum. Ancak görünürde bir kaç sergi daha var. Kısa süre içinde yine atölyeye döneceğim gibi görünüyor.

23 Nisan’a kadar gezebileceğiniz serginin detayları da burada .