3pillie, Belbury Poly ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Zeynep Naz Günsal

3pillie bu kez bir melankoli denizinden sesleniyor. Bir caz orkestrasının eşlik ettiği Belbury Poly albümünde sözler başrolde. CHAI, yeni pop marşıyla “kawaii” kelimesine yeni anlamlar yüklüyor. 

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

TEKLİ: 3pillie – REPRISE
(JUDOFLIP) 

3pillie’nin yetenek sürahisinden sunduğu damlaları yudumlamak ne büyük bir zevk diye düşündürüyor “REPRISE”. Yoldaki albüme duyulan heyecan dozunu yükselten, tek kelimeyle nefis bir parça; yazan, kaydeden, prodüksiyonunu üstlenen bizzat müzisyenin kendisi. Siz de gelin de sarmal gitar titreşimleri, konuşkan bas partisyonları ve ışıldayan efektlerle örülmüş bu melankoli denizinde 3pillie ile salınalım hadi. 

TEKLİ: Mary Lattimore feat. Meg Baird & Walt McClements – And Then He Wrapped His Wings Around Me 
(Ghostly International)

California çıkışlı arpist Mary Lattimore’un huzur dolu yeni teklisinde, ona daha önceden de iş birliği yaptığı Meg Baird vokalleriyle ve Walt McClements ise akordeon ile eşlik ediyor. İsminin de işaret ettiği gibi şarkıyı dinlerken sanki biri size sarılmış, her şey yolundaymış ve baştan aşağı sakinlik kaplamış gibi hissettiriyor. Tekliyle beraber açıklanan Lattimore’un ismini Hırvatistan’daki bir otelden alan yeni albümü Goodbye, Hotel Arkada için 6 Ekim’e gün saymaya başladık.

ALBÜM: Baba Stiltz – Paid Testimony
(Public Posession)

Pop, R&B, deep house gibi janrlarda DJ ve prodüktör olarak yaptığı üretimlerle tanınan Baba Stiltz bu kez alçak gönüllü, minimal bir gitar müziğiyle karşımızda. California ve Stockholm arasında mekik dokuyan müzisyen, normalde çaldığı büyük techno kulüplerine mola verip soluklanıyor âdeta Paid Testimony’de. Stockholm’deki hayatının hızı ve Sacramento’daki daha sakin ve mütevazı geçen günlerinin yarattığı tezatı albümüne de yansıtıyor. David Foster Wallace’ın “Infinite Jest”ine göndermeli açılış şarkısının da açık edebileceği üzere boş zamanında kurgu romanlar okumaktan ve “sıradan” karakterlerin hayatlarına girmekten ilhamını alıyormuş Baba Stiltz. 

TEKLİ: ††† (Crosses) – Invisible Hand
(Warner Records)

Dokuz yıllık bir aradan sonra yeni albüm duyurusuyla geri dönen Crosses, bir de tekli fırlattı. Deftones’un sesi Chino Moreno ve Far’dan Shaun Lopez’in kurduğu grubun yeni numarasında tetikte tutan sample şarkı boyunca devam ederken trap’e göz kırpan bir davul dünyası ve distortion dozu yüksek gitarlar, şarkıya kayıtsız kalmayı imkânsız kılıyor. Gitar feedbackiyle bezenmiş “Invisible Hand”de mütemadiyen bir duygu değişimi yaşamak mümkün.

TEKLİ: CHAI – NEO KAWAII, K? 
(Sub Pop Records)

Yeni CHAIi teklisi bir şarkıdan daha fazlası; bir hayat duruşu âdeta. Japoncada genelde kadınların dış görünüşünü betimlemek için kullanılan ve tatlı anlamına gelen “kawaii” sözcüğüne başka bir boyut katıp “neo kawaii” konseptiyle sadece popüler medyanın kabul ettiği değil; her bedeni, tarzı ve varoluşu kapsayan bir duruş benimsiyor CHAI. “Kawaii” onlar için artık sadece tatlı değil; aynı zamanda havalı, güçlü, kibar ve sıcak da demekmiş. Farklılıklara kucak açan ve aklınıza ilk seferden sonra takılacak bir pop marşı!

ALBÜM: Holy Wave – Five of Cups
(Suicide Squeeze Records)

Austin, Texas çıkışlı, bol reverb’lü psych oluşumundan gür ama sakin bir albüm. En azından ilk yarısında. Ritim de ton da kararlı kararlı yükseliyor parçalar aktıkça. Synthler uçurmaya başlıyor, çılgınca. Albümün ikinci yarısı âdeta dümeni garage rock’a kırsa bile çok da alıp gitmiyor. Kendileri gibi psikedeliği yaşatan ikili Lorelle Meets The Obsolete ve vokalist Estrella del Sol’ün de ağırlandığı albümün neredeyse mahmur bir hâl var, yeni uyanmışken ya da biraz akşamdan kalmayken tam ihtiyaç olan türden. Albüme ismini veren parça yanı sıra doğrudan Stereolab’e saygı seansı gibi tınlayan “Nothing Is Real”, aynı eyaletten Midlake’in hafiften özlenen erken dönemlerini andıran “Hypervigilance”, albümün doruk noktası kurgusundaki “Nothing In The Dark” ve yerine uygun bir kapanış denebilecek “Happier” ilgi uyandırıcı.

EP: Fuck Bad Things – Ujra meg ujra 
(Mevzu Records)

Budapeşteli hardcore punk grubu Fuck Bad Things’in altı dakikadan biraz daha az süren dört şarkılık EP’si. Tam gaz, alev alev, gürültülü bir kayıt. Kişinin kendiyle verdiği savaşı şarkılaştıran “Grimaszok” için hazırlanan video klip de Mevzu Records YouTube kanalında erişime açıldı. EP’nin nefis kapak görseli de Untune imzalı.

ALBÜM: Intended Consequence
(Apranik Records)

İran elektronik müzik sahnesinden Rojin Sharafi, Aida Shirazi, Ava Rasti gibi birçok yetenekli prodüktör ve müzisyenin tınılarını aynı havuzda buluşturan Intended Consequence, kadınlar olarak karşı karşıya kaldığımız risklere rağmen haklarımızı savunmak için yaptığımız seçimlerin sonuçlarına, eşitliğe kavuşmak için gösterdiğimiz cesaretle artan gücümüze, sabrımıza ve sürekliliğimize adanmış bir koleksiyon.

TEKLİ: Can Bonomo – Ağla Şimdi Sonsuza Kadar 
(Akşamlar Holding)

“Romantik insanların ağrı kesicisi nostalji değil midir? Hadi hayatımızın nasıl bu hale geldiğini hatırlamak için geçmişe gidelim. Eski, yeni bu şarkıda kendinizi bulmanız dileğimle…” Can Bonomo, kadim dostları Ali Rıza Şahenk ve Can Saban ile hayat verdiği son teklisini bu sözlerle tanıtıyor. İçten hesaplaşmalara ses verdiği “Ağla Şimdi Sonsuza Kadar”ın sözlerini, buruşuk bir kâğıdın üstüne döken lirik videosu da burada.

ALBÜM: Girl Ray – Prestige
(Moshi Moshi Records)

Ryan Murphy’nin Pose’undan, 80’lerin ballroom sahnesinden ilham almış 12 yeni Girl Ray şarkısı. Prodüksiyonunu; M.I.A, Christina Aguilera, Deerhunter gibileriyle çalışmış Ben H. Allen ile grubun solisti Poppy Hankin’in üstlendiği koleksiyon, dinleyene bir fantezi alanının kapılarını açıyor; parlak tınılar ve karşı konulamaz dans figürleri eşliğinde dünya dertlerinden uzaklaştırıyor. Şu anda olanlar ve gelecekte olabilecekler arasındaki gerilim, hayal kurmak, özlemek, incinmekten korkmak gibi duygular üzerinden aşka kapılmış birilerinin sesini duyuyoruz albüm boyunca.

TEKLİ: Jorja Smith – GO GO GO
(FAMM)

İngiliz popunun prenseslerinden Jorja Smith’in bu aralar yayımladığı üçüncü tekli. Indie rock etkisi baskın, bu yüzden belki de biraz sürprizli bir şarkı. Bu bakımdan eylül sonu yayımlanacağı ve bu zamanı çok uzun zamandır beklediğimizin kesin olduğu ikinci albümü Falling or Flying‘in gireceği yönü de merak ettiren chill vokalistin parti moduna hepten geçmiş olması heyecanlandırıcı.

ALBÜM: Miles Kane – One Man Band
(Modern Sky UK) 

En başta Last Shadow Puppets ve devamında solo işleriyle hayatımıza giren Miles Kane, beşinci solo albümünde hem fiziksel hem metaforik anlamda özüne dönüp albümün bütün yazım sürecini doğduğu yer olan Liverpool’da ailesiyle tamamlamış. Albümün yaratım sürecinde geçmişiyle ilgili her anıya dadanan Kane’in “bu albüm gitarı en başta neden çalmaya başladığımı bana tekrar keşfettirdi” açıklamasını akılda tutarsak; hırslı ve gösterişli gitar yürüyüşlerinin enstrümanına bir aşk mektubu olduğunu düşünebiliriz. İçinde “The Wonder” ve “Troubled Son” gibi hitler de barındıran, “Baggio”da Last Shadow Puppets rüzgârını esirgemeyen bir alternatif rock kaydı hediye ediyor Miles Kane. Didem Soydan ile kamera karşısına geçtiği “The Wonder” klibini henüz izlemediyseniz hemen buraya.

TEKLİ: Danger Mouse & Jemini the Gifted One – Brooklyn Basquiat
(Lex Records)

Kemerlerinizi bağladıysanız, 2004’e ışınlanıyoruz. MF DOOM, Damon Albarn, Adele gibi yıldızlara eşlik eden süper prodüktör Danger Mouse ve Brooklynli hip hop müzisyeni Jemini the Gifted One bundan tam 20 yıl önce Ghetto Pop Life albümü için güçlerini birleştirmişti. Bir sene sonra hazırlayıp rafa kaldırdıkları devam albümü Born Again, 25 Ağustos’ta serbest kalacak; ilk tadımlık çok eğlenceli! Devamlı karakter değiştiren bir flüt sample’ı ve The Notorius B.I.G’nin “Hypnotize” interpolasyonuyla inşa edilen “Brooklyn Basquiat”ta Jemini, kaçırılan fırsatlar hakkında söyleniyor.

TEKLİ: Stormzy – Angel In The Marble
(Hashtag Merky Music 34)

Belirmeye başladığı ilk zamanlardan itibaren aradan sıyrılan ve Brit rap sahnesinin zirvesine hemen tırmanmış grime ustası Stormzy’nın son çıkarması. Müzisyenin tam olarak nereden geldiğini, nerelere giderse gitsin de bunu unutmayacağını ve güncellenmiş yaşam koşullarına rağmen tesirini hâlen hissetme biçimini artiküle ettiği, duyguyu ön planda tutan bir tekli. Retro sample’lar bir yana prodüksiyonuyla da kendisinden işittiğimiz en nostaljik parçalardan biri olabilir.

TEKLİ: Wilco – Evicted
(dBpm Records)

“Belirsiz olmak için çok geç” sözleriyle geri dönüşü olmayan bir yoldan, pişmanlığın ortasından seslenen “Evicted”, Wilco’nun sıcak country rock karakterini korumaktan vazgeçmeden, Cate Le Bon’un avangart dokunuşlarıyla sonik atmosferini tekinsizleştiriyor. Jeff Tweedy, şarkının ortaya çıkış öyküsünü şöyle anlatıyor: “Sanırım, birinin kalbinden atılmayı hak ettiğine dair ezici kanıtlar karşısında kendisiyle tartışmaya çalışan kişinin bakış açısıyla yazmaya çalışıyordum. Zamanında kendi kendinize açtığınız yaralar hâlâ canınızı yakar ve benim tecrübelerime göre bunların tamamen iyileşmesi neredeyse imkânsızdır.”

ALBÜM: Belbury Poly – The Path
(Glory Box)

Hatırlı bağımsız etiket Glory Box’ın kurucularından Jim Jupp’un yedinci stüdyo albümü. Süper bir yolculuk albümü olabilecek, metin yoğunluğu ve şiirselliğiyle progresif bir masal kitabı gibi. Bir grubu tüm bünyesinde toplamış, az çok rönesans insanı tabirine uygun nitelikteki besteci ve prodüktör genelde tek başına synth ve gitarda, fakat bu sefer arkasına tam kadro bir caz funk ekibi almış. Jupp’ın spoken-word albümü, methiyeler dizdiği İngiliz manzaraları ve tasvir ettiği şehir içi koşullarla sözel dünyasının hayal gücünü stimüle ettiği bir iş. 

TEKLİ: SUH.EYL – MACERA
(Sümbül Records)

SUH.EYL’in bugüne dek dinlediğimiz parçalarına kıyasla çok daha yüksek tempolu, hip hop denemelerine yelken açtığı yeni parçası. Sözlerin bazıları, 6 Şubat depremlerinde ailesini kaybetmesinin ardından kâğıda dökülenler. Bu parçanın da bir anlamda hayata tutunma mücadelesini aynaladığına şüphe yok. Parçanın ardındakilere dair daha fazlasını merak edenlere bir de notumuz var: Hikmet Demirkol’un SUH.EYL ile söyleşisi yolda.

TEKLİ: Sheer Mag – All Lined Up
(Third Man Records)

Philadelphia çıkışlı rock’n’roll harikası Sheer Mag, son albümü A Distant Call’u dört yıl önce yayımlamış; 2021’de de Hulu’da yayımlanan The Ultimate Playlist of Noise filminin soundtrack’i olan “Crushed Velvet” teklisiyle karşımıza çıkmıştı. Ekibin sahalara dönüşü olan “All Lined Up”, 70’lerde kaydedilmiş ve bir yerlerde muhafaza edilmiş gibi tınlıyor. Asi enerjinin yerini keyif, mutluluk almış gibi. Christina Halladay yine mikrofon başında harikalar yaratıyor.

TEKLİ: Luluc – Moonbeam
(Community Music Group)

Mutluluğu aramak için sebep çok. Bu camın dışında kendi hâlinde dans eden bir kızılgerdan da olabilir, ayın yerini sabahın ilk ışıklarına bırakmasının tarifsiz büyüsü de. New York’ta yerleşik Avustralyalı müzisyenler Zoë Randell ve Steve Hassett’ten oluşan Luluc, yoldaki beşinci stüdyo albümünden paylaştığı son tadımlıkta Sibylle Baier, Nick Drake, Vashti Bunyan gibilerinin esintilerini canlandırıyor yeniden. Bir gölge oyunu tadındaki video klibi de işte burada.

ALBÜM: Jacob Slater – Pinky, I Love You
(Communion)

Wunderhouse’un solisti Jacob Slater’dan ihanet, duygusal yıkım ve kırılganlıklar gibi hassas, kişisel konulara temas eden bir solo albüm. Punkla büyümüş, rockla serpilmiş bir müzisyen olarak, dinleyenlerini kendi balta girmemiş ormanlarına çağırıyor Slater. Zira Pinky, I Love You nazik arpejlerle yumuşacık vokalleri buluşturan, oldukça minimal, sade, dingin bir kayıt. Gözleri kapatıp derin nefesler ala ala dinlenecek cinsten.

EP: Varhız & Simo – GENDE
(Warner Music Turkey)

Rio de Janeiro’dan filizlenen baile müziğini, İzmir’in Tepecik semtinde Roman kültürüyle buluşturan Varhız ve Simo’dan taptaze bir EP’niz var. Yüksek enerjili beş parçayı bir araya getiren GENDE, hem kulakların pasını silme hem de ikilinin yaşantısını, duruşlarını müdanasız bir şekilde yansıtma niyetiyle hayat bulmuş.