41. İstanbul Film Festivali: Kaçırılmayacak 10 yabancı film

Yılın o zamanı gelip çattı, 41. İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı. Kolektif şekilde deneyimlenen festival ruhunu, film arası mekik dokunan sinema salonlarını, fiziksel gösterimler sonrası sinema sohbetini hepimiz özlemiştik. Bu yılki gösterimler Beyoğlu’nda Atlas 1948, Beyoğlu Sineması, Pera Müzesi Oditoryumu; Nişantaşı’nda CineWAM Premium+ City’s (Salon 3 ve Salon 7) ve Kadıköy’de Kadıköy Sineması ile Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi olmak üzere yedi salonda yapılacak.

14 bölümde 43 ülkeden 164 yönetmenin filmlerinin gösterileceği festivalin dopdolu programından bir seçki hazırlamak pek kolay bir uğraş değil elbet. Keşiflik yapımlar gözden kaçmasın diyor; her bölümün altını üstüne getirip ilk bakışta radarımıza giren ve kaçırılmaması gerektiğini düşündüklerimizden oluşan 10 yabancı filmlik bir içerikle baş başa bırakıyoruz. Yerli yapımlardan oluşacak seçkimizin de eli kulağında.

Biletler ve filmler hakkındaki tüm detaylara erişmek için İstanbul Film Festivali’nin web sitesini ziyaret edebileceğinizi, son bir not olarak ekleyelim.

Alcarràs

Yönetmen: Carla Simón
Bölüm: Dünya Festivallerinden

Tadı damağımızda kalan ilk uzun metrajı Estiu 1993 / ‘93 Yazı ile geniş kitlelerce tanınan Carla Simón, Katalonya kırsallarına geri dönüp amatör oyuncuları yönettiği son filmiyle yine büyük yankı uyandırdı. Bu kez köyündeki arazilerinde nesillerdir şeftali toplayan Solé ailesinin kapitalizmle imtihanını anlatıyor; birbirine sıkı sıkıya bağlı aile fertlerinin arası, şeftali ağaçlarının kesilip güneş panellerinin kurulması ihtimali nedeniyle iyice açılıyor. Altın Ayı kazandığından beklentilerimiz yüksek elbet.

Bıçağın İki Yüzü / Avec Amour et Acharnement

Yönetmen: Claire Denis
Bölüm: Galalar

Neredeyse yarım asırdır devam ettirdiği kariyerindeki başyapıtlarla Fransız sinemasının yaşayan en önemli figürlerinden olan Claire Denis, özgün müziği Tindersticks’e ait son işinde tutkulu bir aşk üçgenine yakından bakıyor. Başrollerde üç dev yetenek: Juliette Binoche, Vincent Lindon ve Grégoire Colin. Denis’nin daha “hafif” filmlerini pas geçenlerin bile bu künye nedeniyle dahi bir şans verebileceği Bıçağın İki Yüzü, Berlinale’de En İyi Yönetmen ödülüne uzanmıştı.

Flux Gourmet

Yönetmen: Peter Strickland
Bölüm: Uluslararası Yarışma

Berberian Sound Studio başta her filmiyle sesin film ekranının sınırlarını aşan gücünün farkında bir sinema anlayışı benimseyen Peter Strickland’ın, canlı performanslarında yemek pişirirken çeşitli sesler üreten bir kolektifi odağına yerleştirmesi şaşırtıcı değil tabii. Göz alıcı görsel dünyalardan, elektronik müzikten (özellikle Warp yayınlarından) ve aşırı stilize komediden hoşlananların ağzına layık bir iş anlaşılan. Başroller de pek tanıdık: Gwendoline Christie (Game of Thrones) ile Asa Butterfield (Sex Education).

Masumlar / De Uskyldige

Yönetmen: Eskil Vogt
Bölüm: Uluslararası Yarışma

Joachim Trier’in uzun soluklu yaratıcı ortağı olan, The Worst Person in the World’ün senaryosuyla bu sene Oscar adaylığı kazanan Eskil Vogt, yönetmen kimliğiyle de harikalar yaratmaya devam ediyor. Olağanüstü güçlerini keşfederek kendileriyle özdeşleşen masum doğalarını kaybetmeye başlayan bir grup çocuğun tüyler ürpertici öyküsüne sürükleniyoruz. Korku – gerilim janrlarında taze bir soluk arayanların kaçırmaması gerekenlerden.

Rimini

Yönetmen: Ulrich Seidl
Bölüm: Dünya Festivallerinden

Altı yılın ardından bir Ulrich Seidl projesi, izlemek için başka bir nedene gerek var mı? Avusturya sinemasının en acayip filmlerinden birkaçına imzasını atmış olan nevi şahsına münhasır yönetmen, bu kez yanına Goodnight Mommy’den tanıdığımız Veronika Franz’ı almış ve kamerasını, yitip gitmiş şöhretini soğuk ve kasvetli Rimini kasabasında arayan eski bir pop yıldızına çevirmiş. Rimini’nin yine ikilinin kaleminden çıkan “kardeş” filmi Sparta da şu aralar post prodüksiyon sürecinde.

Utama

Yönetmen: Alejandro Loayza Grisi
Bölüm: Genç Ustalar

Rotamızı Güney Amerika’ya, Bolivya semalarına çeviriyoruz. Tahmin edilenden çok daha uzun süren bir kuraklık yaşam tarzlarını tehdit ettiğinde, Quechua’da yaşayan yaşlı bir çiftin günlük rutini bozuluyor ve kendilerini zamanın akışına direnmekle ona yenik düşmek arasında bir seçim yapmak zorunda buluyorlar. “İncelikle işlenmiş bir aşk hikâyesi, bir yandan da kurak ve zarif bir ekolojik felaket filmi” sözleriyle tarif edilen film, 2021 Sundance’in Dünya Sineması Dramatik bölümünde Büyük Jüri Ödülü’nün sahibi olmuştu.

Vortex

Yönetmen: Gaspar Noé
Bölüm: Uluslararası Yarışma

Provokatif sinema anlayışından haz duyun ya da duymayın; arkadaş sohbetlerinde gündemi yakalamak, bu sefer önümüze ne yaramazlıklar getirmiş öğrenmek ve tartışmaların parçası olmak adına bir Gaspar Noé filmini radarımıza almamak olmaz. Gerilim-korku türünün ustası Dario Argento’nun da kadrosunda yer aldığı yapım, yaşlılık ve bunamadan mustarip sevgi dolu bir çiftin son günlerine odaklanıyor. Yönetmenin tabiriyle “yüreklerini yitirmeden önce akıllarını yitiren tüm insanlara” adanmış.

Yola Devam / Jaddeh Khaki

Yönetmen: Panah Panahi
Bölüm: Genç Ustalar

İran Yeni Dalgası’nın öncü isimlerinden Jafar Panahi’nin oğlu Panah Panahi, henüz ilk uzun metrajında, babası gibi uzun yıllar takip edeceğimiz bir sinemacının ayak seslerini işittiren bir reji çalışması çıkarıyor. Engebeli arazilerde ilerleyen bir arabaya doluşan ve Tahran’dan kuzeye, Türkiye sınırına doğru yolculuk eden, dağınık fakat sevgi dolu bir ailenin peşine takılıyoruz. İlk gösterimini Cannes Film Festivali’nin Yönetmenlerin On Beş Günü’nde yapan filmin posteri de bir harika.

Zalava

Yönetmen: Arsalan Amiri
Bölüm: Mayınlı Bölge

İran topraklarından bir film daha, bu sefer çok farklı bir janrın temsilcisi. Venedik Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’ne uzanan Zalava, bu seneki “Folk Horror” teması kapsamında cinlere, şamanlara, kara büyülere, doğaüstü fenomenlere yer veren Mayınlı Bölge’nin kaçmaması gereken yapımlarından. Ücra bir köyde şeytanın insanları ele geçirdiği söylentilerini araştıran bir subay, bir şeytan çıkaranla tanışıp kendi inançlarını sorgulamaya başlarsa…

Zordur Gitmek / Faya Dayi

Yönetmen: Jessica Beshir
Bölüm: Belgesel Kuşağı

Geçtiğimiz senenin en çok ses getiren, en fazla festival arşınlayan belgesellerinden birini de yakalamak için doğru zaman. Günümüzde Etiyopya’nın en kazançlı tarım ürünü olan gat otunun (yemen otu) ticareti üzerinden hükümetin ağır baskısı, otun yol açtığı hayaller, sınır ötesine uzanan tehlikeli yolculuklar ve baskıcı rejimin derin yaralar açtığı gençler üzerine mahrem bir anlatı. 10 yıl süren çekimlerin ardında yatan emeği deneyimlemek ve Harar yaylalarında manevi bir yolculuğa çıkmak isteyenlere…