5 unutulmaz performansıyla: Pedro Pascal

Yazı: Beyza Yıldırım

Kamera önünde üstlendiği her rolün hakkını verirken seyir zevki yüksek bir deneyim yaşatan aktörlerden biri Pedro Pascal. Oyunculuğa erken yaşlarda başlamış olsa da son yıllarda gerek televizyon, gerek sinema yapımlarında karşımıza daha sık çıkmasından duyduğumuz heyecan hiç azalmadı. Çöle düşmenin, bir suç örgütüne dâhil olmanın, distopik kurguların başı beladan kurtulmayan karakterlerine hayat vermenin altından her seferinde kalkmasıyla da özverisini hatırlatıyor.

Oyuncu kadrosunda Paul Mescal, Pedro Pascal, Joseph Quinn gibi isimleri gördüğümüz epik bir tarihi drama olan Gladiator 2 filminin Kasım 2024 itibariyle vizyona girmesi planlanıyor. Yönetmen koltuğunda Ethan Coen’i gördüğümüz Drive-Away Dolls da bu sene beklenenler arasında. Absürt, çok katmanlı bir yol ve suç hikâyesi üzerinden anlatısını kuir baş karakterleri etrafında kuran bir yapım. Yoldaki yeni filmleri vesilesiyle Pedro Pascal denince akla gelen geçmiş performanslarına bir kapı açıyoruz.


Javier Peña
Dizi: Narcos (2015-2017)

İlk iki sezonuyla gerçek bir suç hikâyesi üzerinden anlatısını kuran Narcos’ta, Pablo Escobar’ın faaliyetlerini ve alaşağı edilmesinde büyük rol oynayan Stephen Murphy ile Javier Peña’yı takip ediyoruz. Kokain ile tanışıklığı yıllar süren ve tüm dünyayı bu maddeyle tanıştıran Kolombiya’da başlıyor her şey. Bir narkotik ateşkesi hâline gelen çekişmenin işini seven bir polis memuru tarafından yürütülmesi, karşılıklı manipülasyonlar ve Pascal’ın ivmesi hiç düşmeyen oyunculuğu dizinin tesirini katlayan etkenler arasında şüphesiz.

Joel
Dizi: The Last of Us (2023)

The Last of Us, belki de tüm zamanların en başarılı video oyunu uyarlamalarından biri olmasını; kurgusunun yanı sıra başrollerini paylaşan Pedro Pascal ve Bella Ramsey ikilisine borçlu. Küresel bir salgın ve tekinsiz yaratıklarla bir kriz ortamına dönüşen bir dünya tasviri izlediğimiz dizide Joel, hastalığı taşımasına rağmen hayatta kalan 14 yaşında Ellie ile bir “kurtuluş hikâyesi”ne imza atıyor. Joel, iyi yazılmış ve katmanlı bir karaktere dönüşüyor bu uyarlamada. Her ne kadar yıllar içinde verdiği kayıplarla ruhu kabuklar bağlamış bir karakter olsa da Ellie ile kurduğu ilişki, onun kırılgan ve sevgi dolu taraflarını da ortaya çıkarıyor. Pedro Pascal da bu çok katmanlı karakterin tüm nüanslarını eksiksiz bir şekilde ekrana taşıyor.

Oberyn Martell
Dizi: Game of Thrones (2011-2019)

Westeros’un en güneyinde, yarı özerk bir hanenin güneş ve mızraktan oluşan armasıyla “kim nasıl mutlu oluyorsa onu yapsın” mottosunu benimseyen bir kültürden geliyor Oberyn Martell. Namıdiğer “Kızıl Yılan” ve Dorne’un asi prensi. Game of Thrones külliyatı içinde yer alan birçok karakter gibi ait olduğu coğrafi yapıdan nasibini alan, deliliğini dışa vurmaktan kaçınmayan biri Oberyn. Öleceği günün bugün olmadığını her gün hatırlatırken hırsı ile kendi trajik sonunu hazırlıyor. Geçen zaman boyunca güneyli aksanıyla bu çöl iklimine aitmiş gibi görünen Pascal’ın bu rol için biçilmiş kaftan olduğu hatırlardan çıkmıyor.

Javi Gutierrez
Film: The Unbearable Weight of Massive Talent (2022)

Nicolas Cage’in tamamıyla kendisi olduğu ve büyük yeteneğiyle baş edemediği anlarda karşısına çıkan Javi’ye duyduğu büyük sempati tesadüf değil. Javi, hayranı olduğu Cage ile benzer bir sinema sevgisini paylaşmanın yanı sıra duygusal yanını ve çılgınlığını her daim besliyor. En sevdiği film Paddington 2 olan birinin silah karteli olamayacağını sadece Cage’e değil; bize de hissettiriyor. Asıl amacı, hayranı olduğu aktöre senaryosunu okutmak ve onu filminde oynamaya ikna etmek olduğunu sanıyoruz ama yanılıyoruz. Pascal’ın bir suç örgütüne konumlanan karakteriyle güldürü unsuruna nasıl kafa tuttuğunu izliyoruz hâliyle.

Silva
Film: Extraña forma de vida / Strange Way of Life (2023)

Almodóvar tadında soğuk bir western anlatısına sahip Strange Way of Life, her şeyden önce yarım kalan bir arkadaşlığa kapı açıyor. 25 sene sonra çöle düşen Silva’nın tek amacı bir anıyı yad etmek değil, karşılıklı hisler paylaştığı sevgilisi Jake ile eskisi gibi olabilmek. Tutucu zihniyetlerin hâkim olduğu, şehirden azat edilen bu küçük kasabanın hiçbir şeye hoşgörülü olmadığı ise apaçık. Sevdiği adam ile oğlu arasında kalmış ve şerif görevini sırtına geçirdiği maskülinite ile yerine getiren Jake bir tercih yapmak zorunda. Kırılgan, hüzünlü ve yaralı hâliyle kolayca bağ kurabildiğimiz Silva, bu kısacık filmde çok duyguyu art arda yaşatıyor izleyicisine. Kan davasına dönüşen meseleyi günümüze yaklaştıran hislerde rol arkadaşı Ethan Hawke’un ve özenle inşa ettiği dünyasıyla Pedro Almodóvar’ın payı büyük.


BONUS:

Eddie
Dizi: Buffy the Vampire Slayer (1999)

Kariyerinin erken döneminde pek çok dizide konuk oyuncu olarak kamera önüne geçmiş Pedro Pascal. NYPD Blue’da bir satanist genci, Without a Trace’de kızgın bir kötüyü canlandırdığını hatırlayanlar olabilir. Belki 90’lar sonları televizyonunun en büyük heyecanlarından Buffy the Vampire Slayer’daki bir bölümlük varlığını da… 4. sezonun ilk bölümünde tanıştığımız Eddie karakteriyle Buffy’nin yolları da yeni kaydolduğu UC Sunnydale üniversitesinin kampüsünde kesişiyor. Karizmatik ve sempatik Eddie, Buffy ile yeniden görüşmek için sözleştikten sonra ortalıktan kaybolunca, baş kahramanımız bir şeylerin ters gittiğini anlıyor. Tahmin edeceğiniz gibi Eddie’yi sonraki görüşümüz vampire dönüşmüş hâliyle oluyor…