7. Çanakkale Bienali, 19 Eylül’de başlıyor
Bu yıl yedincisi düzenlenen Çanakkale Bienali, “Takımyıldız / Constellation” temasıyla 19 Eylül’de başlıyor. CABININ (Çanakkale Bienali İnisiyatifi) ve galerici Azra Tüzünoüğlu’nun küratörlüğünü üstlendiği etkinliğin ana sergileri bir ay boyunca ziyarete açık olacak. Ayrıca film gösterimleri, ses ve fauna arşivleri, paneller, atölyeler ve çeşitli sergilerle altı aylık bir programa dağılan Bienal, uzun soluklu bir sanat ve keşif platformuna dönüşecek.
Çanakkale kent merkezinde MAHAL, Korfmann Kütüphanesi, Kırmızı Konak ve Troya bölgesi gibi farklı mekânlarda yer alacak ana sergiler, “Neye Benziyor”, “Hasarlı veya Tahrip edilmiş: Kültür” ve Agah Uğur’un “Hiç istemeden ama seve seve” koleksiyonu şeklinde üçe ayrılıyor. Tüm eserlerin kesiştiği “Takımyıldızı” teması, hem CABININ’in harekete geçirmeyi ve görünür kılmayı amaçladığı iletişim ağına dair bir metafor, hem de birbiriyle ilişkili, dinamik sanatçıların bir araya gelmesinin bir temsili. Aynı zamanda Bienal, altı ay süresince, pandemiyle ilgili gelişmelere bağlı olarak, dijital platformlarda erişime açık olacak.
CABININ’in bir araya getirdiği “Neye Benziyor” sergisinde, farklı kuşaklardan çeşitli meslek mensupları, yerli sanatçılar aracılığıyla günümüz iletişim şekil ve biçimlerini sorguluyor. Tüzünoğlu’nun “Hasarlı veya Tahrip edilmiş: Kültür” adlı, sadece kadın sanatçıların eserlerinden oluşan sergisi, “Tehdit altındaki kültür”, “Bildiğimiz Dünya” ve “Reklamların Dili” alt başlıklarıyla modern sömürgeciliğin farklı alanlardaki izlerini sürüyor. Son olarak “Hiç istemeden ama seve seve” sergisinde, Agah Uğur’un “yolculuğun kendisi varmaktan mühimdir” sloganı altındaki sanat seçkisi yer alıyor.
Bienale dair detaylar için buraya tıklayabilirsiniz.
Yazı: Cansu Çubukçu
Ana görsel: Pınar Yoldaş, “The Kitty AI”, sergiden görünüm , ©Woidich Hannes, 2016
