AI Haber Hattı: Hasta-doktor gizliliği ihlali, kadınların işsiz kalma riski, artan su tüketimi ve daha fazlası

Hazırlayan: Biçem Kaya

Yapay zekâ ve dijitalleşen dünyanın nefes kesen bir hızla dönüştüğü güncelden kimi ilgi çeken başlıkları konuşuyoruz.


Google’ın 2023 Çevre Raporu’ndaki su tüketimi artışı, yapay zekâ projelerine işaret ediyor 

Su kıtlığının ağır sonuçlarıyla yüz yüze geldiğimiz bir süreçe girmişken, Google’ın yayımladığı 2023 Çevre Raporundaki veriler, geleceğimize yönelik pek de iyi haberler içermiyor. Rapora göre, 5.6 milyar galon (21 milyar litreden daha fazla) miktarda su, şirketin devasa büyüklükteki veri merkezlerindeki cihazları soğutmak için kullanılıyor. Bu miktar, 2021’dekinden yüzde 20 oranında daha fazla. Google buna sebep olarak yapay zekâ odaklı projelerindeki artışı öne sürüyor. Daha endişe verici olan taraf ise bu suların büyük kısmının içme suyu olması. Çizilen karamsar tablo diğer şirketler için de pek farklı değil. Bir diğer yapay zekâ geliştiricisi dev olan Meta, LLAMA 2 modeli için 10.9 milyon litre (eğer elektrik enerjisi üretmek için gerekli miktar çıkarılırsa 2.8 milyon litre) su kullandığını açıklandı. OpenAI ise konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçıyor.

Netflix’in “Yapay Zekâ Direktörlüğü” pozisyonu 

Netflix “Yapay Zekâ Direktörlüğü” pozisyonu için yayımladığı iş ilanıyla büyük bir tartışma başlattı. Şirketin pozisyonda çalışacak kişiden beklentisi, Netflix’in yapay zekâ vizyonunu belirlemek. Maaş olarak da 300 bin ile 900 bin dolar aralığında bir fiyat teklif ediliyor. Şirketin zaten bir süredir izleyici odaklı içerik önermek ve platformda yer alan küçük resimler için yapay zekânın nimetlerinden faydalandığı biliniyordu ancak yeni pozisyon için önerilen maaşın astronomik bir boyutta olması hâliyle pek çok şüpheyi üzerine çekti. Bilindiği gibi Hollywood’da figüran aktörlerin dijital benzerlerinin taramalarla oluşturularak işlerini kaybetmelerinin önünü açan gelişmelerle gündem bir hayli meşgul. Benzer şekilde chatbotlar kullanılarak senaristler de işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Netflix’in yapay zekâ konusunda nasıl bir plan içerisinde olduğu, yapay zekâ vizyonuyla neyi kastettiği, benzer şekilde aktörlerin ve senaristlerin kuyusunu kazmaya çalışıp çalışmadığı da doğal olarak büyük bir merak konusu.

Instagram’ın kurucularından Snoop Dogg’lu haber bülteni

Haberleri Snoop Dogg ya da Gwyneth Paltrow’dan dinlemek ister misiniz? Instagram’ın kurucuları olan Kevin Systrom ve Mike Krieger’in yeni projesi kullanıcılarına bunu vadediyor. Instagram’dan ayrılmalarının ardından geçen beş yıl içerisinde, haberleri kullanıcıya yönelik olacak şekilde yapay zekâ yardımıyla özelleştirip derleyen Artifact isimli bir proje oluşturdular. Şimdilerde de, Speechify isimli yapay zekâ metin okuyucu uygulaması ile bir iş birliğine imza atmışlar. Böylelikle haberler, Speechify bünyesindeki Snoop Dogg gibi isimlerin de aralarında olduğu 50’den fazla farklı sesten dinlenebilecek. Hatta web sitesini ziyaret ederek sesleri kısa tadımlıklar dinleyebiliyorsunuz. Bu ortaklık şu anda iOS iletişim sisteminde mevcut, yakında Andorid’e de gelecek.

Google’dan gazetecilere “kişisel asistan”

Google da haberler dünyasına yönelik atılımlar yapmaya devam ediyor. Genesis isimli bir model için çalışmaktalar. The New York Times, The Washington Post ve Wall Street Journal’ın yöneticileriyle de bu model hakkında görüşmeler yapıldığı söyleniyor. Google bu hizmeti, gazeteciler için kişisel asistan olarak tanıtıyor. Ancak bu mesleğin kimi erbapları, fikre pek de sıcak bakmıyor. Çünkü, Google’ın doğru, nitelikli haber üretmenin ve yazarların öznel yeteneklerinin değerini hafife aldığını düşünüyorlar. Öte yandan NBC, The Times gibi devler on yıllara uzanan içerik geçmişlerini, yapay zekâ geliştiricilerinin izin almaksızın modellerini eğitmek için kullanmasına tepki gösteriyor.

Adobe ile artık imajlar orijinal boyuta bağlı kalmadan genişletilebiliyor 

Adobe’un üretici yapay zekâ atılımı olan Firefly’ın, Photoshop gibi programları üzerinden kullanıcılara sunduğu son hizmetler arasında, metinden imaja dönüştürme, metinle doku oluşturma, akıllı renklendirme gibi seçenekler var. Bunlara bir yenisi daha ekleniyor. Artık kullanıcı resmi orjinal boyutuna bağlı kalmaksızın, imajla uyumlu olacak şekilde genişletebilecek, kanvasın oranını değiştirirken resmi kırpmak zorunda kalmayacak. Bilindiği üzere Firefly çıkış yaptığından beri Adobe bünyesindeki sanatçılar, kendi üretimleriyle eğitilen yapay zekânın ileride yol açabileceği problemlere işaret ederek şirkete haklı tepkilerini iletmişlerdi. Firefly’ın başındaki isim David Wadhwani ise platformun sanatçılar için yarar sağlamayı amaçlayan bir ortam olması amacıyla çalıştıklarını belirterek bir savunma yapmıştı.

ChatGPT, Android ile kavuşuyor

Mayıs ayında iOS versiyonu yayınlanan OpenAI’ın altın çocuğu ChatGPT, adım adım Android’e de geliyor. Android versiyonu ilk olarak ABD, Brezilya, Bangladeş ve Hindistan’da kullanıma açılmıştı. 27 Temmuz itibariyle de Arjantin, Kanada, Fransa, Almanya, Endonezya, İrlanda, Japonya, Meksika, Nijerya, Filipinler, Birleşik Krallık ve Güney Kore’de de android telefon sahiplerinin uygulamadan faydalanabilecekleri duyuruldu. Yıl içerisinde daha fazla ülkede kullanıma sunulması bekleniyor.

Yapay zekâ, bir parçanın hit olup olmayacağını tahmin ediyor

Yeni geliştirilen yapay zekâ projesi, bir parçanın hit olup olamayacağını yüzde doksan yedi gibi oranla önceden tahmin edebiliyor. En azından Scientific American’dan Sophie Bushwick’in Science, Quickly başlıklı podcast programında, konuk AAAS Mass Media’dan Lucy Lu ile bu konuya dair gelişmeler konuşuldu. Bilindiği üzere Spotify gibi platformlar etik sınırları hayli bulanık veri toplama politikalarıyla benzer çalışmaları zaten bir süredir ilerletmekteydi. Haberin detayları, tahmin edilebileceği gibi biz kullanıcılar için endişe verici. Bahsi geçen yöntem şu şekilde işliyor; dinleyicilere parça dinletiliyor ve bu sırada kişilere ait, akıllı saat gibi, giyilebilir cihazlarda ölçülen kan basıncı, kalp atış hızı gibi veriler kaydediliyor. Kayıtlar üzerinden beyin aktivitelerindeki karşılıklar “tahmin” ediliyor. Buna göre de şarkının hit olup olmayacağına yönelik bir sonuca ulaşılıyor. Bilim insanları MRI çekilmeden beyin aktivitelerine yönelik net sonuçlar elde edilemeyeceğini söylese de yüzde 97’lik orana bakılırsa -eğer doğruysa- yapay zekâ pek de yanılmış sayılmaz. Müzisyenler, besteciler ve söz yazarları için karamsar bir haber olsa gerek.

Yapay zekâ, patronlara istifa edebilecek çalışanları da ispiyonluyor

Yapay zekânın kişisel veri takibi üzerinden tahmin edebildiği şeyler hit şarkılarla sınırlı elbette değil. Talent Propeller şirketinden Sharon Davies, iş dünyasını odağına alan farklı bir modelden söz ediyor. Buna göre, işverenleri istifa edebilecek çalışanlar hakkında, aylar öncesinden yüzdelik oranlar da vererek uyarabilen bir model geliştirilmiş. Ayrıca bu yapay zekâ modeli, çalışanların istifa etmemesi için şartlarında ne tür iyileştirmelere gidilebileceğine yönelik “öneriler”de de bulunabiliyor. 

İşsiz kalma tehlikesi erkek olmayanları daha çok etkileyecek

McKinsey Global Institute’un (MGI) yayınladığı “Üretici Yapay Zekâ ve ABD’de Çalışmanın Geleceği” başlıklı rapor, yapay zekânın gelişimiyle birlikte, kadınların işsiz kalma tehlikesinin erkeklere oranla daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Ofis desteği veren birimler, müşteri hizmetleri, yemek – servis sektörü gibi kadın çalışanların ağırlıkta olduğu meslekler, yapay zekânın gelişimiyle insan gücüne giderek daha az ihtiyaç duyacak. Bu da daha çok kadının işsiz kalması anlamına geliyor. Rapor ayrıca, gelir dağılımına ilişkin de endişe verici çıkarımlara sahip. Rapora göre düşük gelirli iş kollarında çalışanların mesleklerini bir yapay zekâ modeline kaptırma olasılığı çok daha fazla. Bu nedenle bu kişilerin gelecekte yeni bir meslek edinmek zorunda kalma olasılığının on dört kat daha fazla olacağından söz ediliyor.

İşitme engellilerin hayatını kolaylaştırmak için yapay zekâ

Bir önceki haber hattımızda bağlamı gerçek zamanlı olarak sesli metinlere dönüştürerek görme engellilerin hayatını kolaylaştıran gözlüklerden söz etmiştik. Bu hafta da sırada, yapay zekâ yardımıyla işitme engellilerin hayatını kolaylaştırmak için yapılan bir çalışma var. TranscribeGlass isimli projenin mucidi Tom Pritsky, iki kulağında da işitme kaybı olan bir Stanford öğrencisi. TikTok üzerinden tanıtımını yaptığı projesinde, gözlüğe eklenen bir cihazdan söz ediyor. Bu cihaz, çevrede algıladığı sesleri beyaz altyazı şekilde gözlüğe projekte ediyor. Hâliyle ürüne yönelik, aynı anda birden fazla kişi konuştuğunda problem yaşanıp yaşanmayacağı gibi temel soru işaretleri var. Ancak Pritsky, henüz beta aşamasında olan ürünün mükemmel olmadığını insanlara hatırlatarak araştırma ve geliştirme çalışmalarına devam ediyor. Temel hedeflerinden bir diğeri ise ürünü uygun fiyatlı tutmak.

ChatGPT’den hasta-doktor gizliliğini ihlal

Batı Avustralya eyaletinin başkenti Perth’te yer alan beş hastanede, doktorların hastalarına ilişkin notlarını ChatGPT yardımıyla alması, hasta – doktor gizliliğini ihlâl ettiği için haberlere konu oldu. Söz konusu güvenlik açığı konusunda AMA (Avustralya Medikal Birliği) hem uyarılarda bulundu hem de geleceğe yönelik alınması gereken önlemlere ilişkin notlar yayınladı. Chatbotların kullanımına yönelik sınırlandırmalar haricinde AMA, Avrupa Birliği Yapay Zekâ tüzüğünde yer alan, karar verici konumunda insanın olmasına ilişkin maddenin ön plana konulması konusuna dikkat çekti. Birlik, hastanın tedavisine ilişkin son kararın her daim insan (sağlık görevlisi) tarafından alınması gerektiğini ve bunun da gelecek düzenlemelerle güvence altına alınmasının şart olduğunu savundu.

Yapay zekâ, felçli hastalar için umut ışığı mı?

Havuzda geçirdiği kaza sonucu boynu kırılan ve üç yıldır felçli durumda olan Keith Thomas isimli bir hastanın beynine, New York’taki Feinstein Medikal Araştırmalar Enstitüsü’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilen yapay zekâ destekli yeni bir cerrahi yöntemle mikroçipler yerleştirdi. Böylelikle de beyin – omurilik ve uzuvları arasındaki sinir sisteminde oluşan bağlantı hasarı, elektronik bir köprü aracılığıyla giderilerek hastanın uzuvlarını yeniden kullanabilmesi sağlanmış oldu.Bu gelişme, dünya çapında sayısı yüz milyon olan felçli hastalar için umut ışığı olarak görülüyor.

Doktorların gözünden kaçan teşhisler için yapay zekâ 

Twinn Health isimli yapay zekâ oluşumu, MRI taramalarında doktorların gözünden kaçabilecek hastalık belirtilerini yakalayan bir sistem geliştirmiş. Buna göre şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite gibi sorunlar, MRI görüntülerinin sistemdeki analizleriyle birlikte yüzde 95 gibi yüksek başarı oranıyla teşhis edilebiliyor. Ayrıca bu sistem sayesinde, hastalıkların beş yıl daha erken teşhis edilebileceği açıklandı.

Düşüncelerin ses dalgalarına dönüştürülmesinde yeni bir deney

Google ve Osaka Üniversitesi ortaklığıyla geliştirilen bir proje, düşünceleri ses dalgalarına dönüştürebiliyor. FMRI (Fonksiyonel MR) ile beyin aktivitelerinin görüntülendiği, beş gönüllüyle yapılan deneyde kullanılan  Brain2Music isimli yapay zekâ modelinde bu görüntüler analiz ediliyor. Ardından da Google’ın yapay zekâ müzik üretici modeli MusicLM üzerinden sessel çevirisi yapılıyor. Deneyin sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz. Bu çalışmanın ileride akıllı müzik kompozisyonlarında kullanılabileceği söyleniyor.

Türü tükenmekte olan canlıların korunması için yapay zekâ destekli ses takip sistemi

Sırada ses dalgalarını yapay zekâ ile analiz ederek türü tükenmekte olan canlıların takibi ve korumasını amaçlayan iki ayrı proje var. İlk olarak Amazon Nehri’ne uzanalım. Katalonya Teknik Üniversitesi ve Mamirauá Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü ortaklığıyla geliştirilen proje, yapay zekâ destekli ses takip sistemini kullanarak Amazon Nehri’nde yaşayan ve nesli tükenmekte olan iki yunus türünü, boto (Inia geoffrensis) -ya da daha yaygın ismiyle pembe nehir yunusu- ve tucuxi (Sotalia fluviatilis) başarıyla gözlemlemiş. Projede kullanılan model, Amazon Nehri’nden topladığı kayıtlardaki ses verisini, yunus, yağmur ve tekne motoru sesi olmak üzere üç farklı katmana ayrıştırmayı başarıyor. Böylelikle bu canlıların konumu saptanabiliyor. Ekibin gelecek hedefinde okyanuslar varmış.

Yaban arıları korumak için neler yapılabilir?

Bir diğer proje ise Birleşik Krallık’taki nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan yaban arılarıyla ilgili. Bu proje, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sayıları giderek azalan yaban arılarının seslerini, ses kaydedicilerle kayıt altına alıyor, bu kayıtları yapay zekânın analizleriyle birlikte arı türlerine göre ayrıştırılmasını sağlıyor. Zengin yaban arısı çeşitliliği olan İskoçya’nın Orkney Adaları’ndaki Brodgar Halkası’nda yürütülen projenin başındaki isim de Edinburgh Üniversitesi’nden Alixandra Prybyla. Arıların türlerine göre davranışlarını kayıt altına alarak bu türler hakkında daha fazla bilgi edinmeyi böylelikle de arıları korumak için neler yapılabileceği konusunda adımlar atabilmeyi amaçlıyorlar.

Güney Avustralya için yangın monitörleme teknolojisi

Pano AI şirketiyle Güney Avustralya yönetimi, yangın monitörleme teknolojisi için el şıkışmış. Uydu görüntüleri, kameralar ve yapay zekâ kullanarak istenilen bölgeleri devamlı gözetleyebilen sistem ilk olarak, eyaletteki Green Triangle Ormanı’nda kullanılacak. Çalılık alanda çıkan küçük yangınları da tespit edebilen sistemden gelen uyarılar görevli kişiler tarafından kontrol edildikten sonra söndürme ekiplerine haber verilerek yangın büyümeden kontrol altına alınabilecek. Hatırlanacağı gibi 2020 yılı, büyük orman yangınları bakımından da Avustralya için yıkıcı olmuştu. 24 milyon hektardan fazla alan yanıp kül olurken, 1 milyardan fazla hayvan yaşamını yitirmişti. 

Çevreye adapte olabilen robot: RT-2

Wall-E’ye, C3PO’ya bir kala; Google DeepMind’ın türünün ilk örneği olarak tanıttığı RT-2 (Robotic Transformer), görü – dil – eylem (vision-language-action, VLA) yapay zekâ modeline sahip bir robot. Google’ın bu projesinin temel amacı ise insan ortamında kendi yönünü belirleyebilen, spesifik görevlere göre programlanmış olmasa da basit ifadelerle verilen komutları yerine getirebilen bir robot tasarlamak. Şimdilik, çöp olarak ona tanıtılmamış olsa bile muz kabuğu gibi nesneleri tanımlayıp, komut verildiğinde çöpe atabildiği ya da yorgun bir kişiye özel olarak masadaki seçenekler arasından enerji içeceğini seçerek kişiye iletebildiği biliniyor. Her ne kadar mükemmel olmaktan uzak olsa da RT-2 modeli, çevreye adapte olabilmesi anlamında gelecekteki modeller için önemli bir basamak olarak görülüyor. 

Bir numaralı tavla programı eXtreme Gammon’un beyni satışa çıktı

eXtreme Gammon ya da daha yaygın ismiyle XG, dünyanın bir numaralı tavla programı olarak biliniyor. 2009 yılında kullanıcıyla buluşan bu programı yaratan ve aynı zamanda usta bir satranç ve briç oyuncusu olan Xavier Dufaure de Citres, yapay zekâ destekli dijital oyununu satışa çıkardığını açıkladı. XG’nin fikri mülkiyeti için de  1-2 milyon dolar arasında bir değer biçmiş. Ancak Fransız yaratıcı için XG, dijital bir beyinden çok daha fazlası. Bu nedenle de satın alacak kişilerin bu antik oyuna, programa ve oyunu oynayan kişilerin yarattığı komüniteye saygı duymasını diliyor, “yazılımın ölmesini istemiyorum” diyor.