Aldous Harding, Saâda Bonaire ve bu hafta başka ne dinlesek?

Aldous Harding, söz yazarlığını konuşturduğu, yumuşacık bir albümle döndü. 80’lerden kalma bir hazine olan Saâda Bonaire “Woman” diye haykırıyor. Işık Kural mantraları huzura davet ediyor.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: Aldous Harding – Warm Chris
(4AD)

Yeni Zelandalı indie folk müzisyeninin, bir önceki koleksiyonu Designer’da ve geçtiğimiz senenin iz bırakan işlerinden biri olan ilk Dry Cleaning albümü New Long Leg’de de parmağı bulunan prodüktör John Parish ile ortaklığının yeni mahsulü. Sade piyano akorları, telaşsız ve teatral vokallerle bir araya gelerek yoğun bir atmosfer yaratıyor. Bu dozda yumuşaklık ilk dakikalarda yorucu gelebilir, bir kavanozun içine atılıp üzerinize kapak kapatılmış gibi hissedebilirsiniz ancak merak etmeyin, gittikçe hafifleyeceksiniz. Çağrışımlarla dolu, yaratıcı sözler de oldukça dikkat çekici.

TEKLİ: Karakter – Geçenler (feat. Gülinler)
(Bağımsız)

Tuğçe Şenoğul, In Hoodies, Ezgi Alaş gibi isimlerle yaptığı düetler ve geniş remiks koleksiyonuyla tanıdığımız MPC ustası ve prodüktör Karakter’den yepyeni bir tekli. Üstelik bu kez mikrofonun başında Gülinler var. “Geçenler”, ağırbaşlı açılışının ardından sarmal ritimlerle yön verdiği beklenmedik bir dönüşle LA Beat sahnesine göz kırpıyor. Juki imzalı kapak görseli de bir harika! Yeri gelmişken hatırlatalım, Gülinler 30 Mart’ta Jam Session kapsamında Bant Mag. Havuz / Bina’da.

TEKLİ: Alabaster DePlume – I’m Good at Not Crying
(International Anthem)

International Anthem etiketinin incilerinden, Manchesterlı şair ve multi enstrümantalist Alabaster DePlume hem edebi hem müzikal hem de görsel anlatı gücüyle büyümeye devam ediyor. Güç tanımını yerle bir eden metafor sağanağı klibiyle birlikte tüketilmesini önerdiğimiz “I’m Good at Not Crying” kırılgan bir alaycılıkla toplumun birçok parçasının gündelik yaşamını tatsızlaştıran sorunlu öğretileri türlü politik mesajlarla örüyor. Kas gevşeten üflemeli partisyonları ve berrak koro vokalleriyle içinizde çiçekler açıyor.

saada bonaire
TEKLİ: Saâda Bonaire – Woman
(Captured Tracks)

Bremen merkezli Saâda Bonaire punktan new wave, reggae, dub, disco, Arap müziği ve dahasına uzanan geniş sonik paletinden çıkan ateşli müziğiyle 80’lerin kült projesi olarak tarihe kazındı. Grubun 90’ların başında kaydettiği materyaller uzun süredir kayıptı, kurucu Ralph “von” Richthoven’ın akraba evinde bulduğu hırpalanmış bir kaset üzerinden oluşturulan yeni derleme ise önümüzdeki mayısta yayında olacak, arşivlerde yer açılsın! Şimdilik, müthiş vokallerin nefesiyle kavuran James Brown coverı “Woman”la kaydı başa sararak beklemeye devam; şahane bir fotoğraf seçkisinin eşlik ettiği klip de gözlerden kaçmasın.

TEKLİ: Sinanılmaz – Hepinizi Takipten Çıkacağım
(BBI Music Co.)

Vicotüco’yla punk damarı kabarık tekliler paylaşan Sinanılmaz, yine kolaylıkla akılda kalan melodilerle retro rüyalara çağırıyor. İlk kez prodüksiyonunu bizzat üstlendiği yeni teklisi “Hepinizi Takipten Çıkacağım”, melodik bir lo-fi pop güzelliği. Derdi de isminden belli, takipten çıkmak istiyor ama bir gün karşılaşırsak diye korkuyor! Kayıtlarda bir diğer BBI Music Co. sanatçısı Berk Çavdar da yer almış.

EP: black midi – Cavalcovers
(Rough Trade)

Britanyalı post punk üçlüsü, ikinci albümü Cavalcade’in adına referans veren bir kelime oyununa başvurarak üç yeniden yorumu bir araya getirdiği nefis bir kısaçalar yayımladı. Sırasıyla; progresif rock efsanesi King Crimson’ın 1969 çıkışlı albümü In The Court Of The Crimson King’in açılışını yapan “21st Century Schizoid Man”, Grammy avcısı pop / folk yıldızı Taylor Swift’in kariyerinin ilk yıllarına tarihlenen “Love Story” ve 60’ların sonunda dünyaya avangart titreşimler yayan Captain Beefheart’ın kült albümü Trout Mask Replica’dan “Moonlight on Vermont”ı dinliyoruz.

altar of tummy
TEKLİ: Marry Lattimore & Paul Sukeena – Altar of Tummy
(Three Lobed Recordings)

Arpist Marry Lattimore ve gitarist Paul Sukeena, pandeminin ilk günlerinde kendilerini kapı komşusu ve karantina arkadaşları olarak bulduktan sonra birlikte üretmeye başladılar hatta ortaklıklarının meyvelerini, adını her ikisinin de bir zamanlar yaşadığı mahalleden alan West Kensington adlı bir uzunçalarda topladılar. İlk tadımlık “Altar Of Tammy” Sukeena’ya göre zamanın şekilsiz, karanlık ruhu hakkında. Belirsizliğin getirdiği bıkkınlık ve huzursuzluğu hissettiren kasvetli sonik akış geçtiğimiz iki yılda yaşadığımız ortak hislere dokunuyor, arp müdahalelelriyle bulutlar yavaş yavaş dağılmaya başlıyor.

ALBÜM: Can Temiz – AHLAKEN ALÇAK
(GARAJ)

Can Temiz, uzun soluklu kariyerinin ilk solo albümünün yaklaştığını “Ölülerle Konuşmanın Püf Noktaları” teklisiyle vermişti. Sekiz parçadan oluşan albümde gotik unsurlar ön planda ama her parçanın kendine özgü bir sonik dünyası var. Elektronik bir baladla da tam gaz bir punk kesitiyle de yanı başınızda ukulele ile çalıp söylenmiş bir parçayla da karşılaşabilirsiniz. AHLAKEN ALÇAK’ın konukları Ayı Murat, Burcu Erim, Damla Pehlevan ve Fırat Ağacık.

TEKLİ: Astrel K – “Is It or Is It I?”
(Duophonic Super 45s)

İngiliz alternatif rock grubu Ulrika Spacek’ten Rhys Edwards’ın Astrel K mahlasıyla yayımlayacağı ilk albümü Flickering’in üretim süreci, müzisyenin Londra’dan İsveç’in Stockholm kentine taşınmasını takip ediyor. Astrel K, Ulrika Spacek’in gürültürü rock’ına kıyasla, Broadcast veya The Soundcarriers gibi grupların yolundan giderek 60’ların psikedelik pop hissinden daha fazla beslenmiş. Albüm, Duophonic’in 2020’de 7″ olarak bastığı “You Could If You Can”i de içeriyor; yeni inci “Is It or Is It I?” ise yaratıcı video klibiyle birlikte geliyor. 

guerilla toss
ALBÜM: Guerilla Toss – Famously Alive
(Sub Pop)

New Yorklu art rock grubu insanı uyanık tutan, parlak bir koleksiyonla döndü. Vokalist Kassie Carlson, multi enstrümantalist Peter Negroponte ve gitarist Arian Shafiee, pandemi yılının her yeri saran sessizliği sırasında şarkıları bir evde yazmış. Endişe yönetmek için bulunan bir yol, hayatta olmanın neşesine tutunmakla ilgili bir kayıt Famously Alive. Albümün adı ise bağımlılıktan kurtulurken Carlson’a destek olan, grubun yakın arkadaşı Jonny Tatelman tarafından yazılmış bir şiirden geliyor. Groove dolu baslar, fırtınalı gitar ve synth katmanlarından oluşan mutlu bir masal.

TEKLİ: Elif Çağlar – Go Go Go
(NUDC)

Elif Çağlar’ın şapkasından ne zaman ne çıkaracağını tahmin etmek neredeyse imkânsız. Farklı vokal stil ve geleneklerini kendine has şekilde yorumlamaktan çekinmeyen Çağlar, yeni solo teklisinde 80’lere süzülmüş. R&B ve soul titreşimlerini klasik 808 ritimleriyle birleştirmiş; cazibeli bir atmosfer yaratmış. Vokallerin yanı sıra tüm altyapılar ve düzenleme de Elif Çağlar’dan.

TEKLİ: Otoboke Beaver – PARDON?
(Damnably)

Kyoto çıkışlı punk çılgınlığı Otoboke Beaver, iki dakika bile sürmeyen ama bir kere dinledikten sonra günler boyu dilinize dolanması garanti olan bir şarkıyla karşımızda. Japonya’nın geleneksel komedi stili Manzai’den ilham alan grup, her zamanki gibi harharlı ve yüksek tempolu yeni parçasında; 2009’dan bu yana başka ülkelerden dinleyicileri ve medya mensuplarından en çok duydukları cümleyi tiye alıyor. “PARDON?” isimli şarkıda belki de yüzlerce kez duyduğumuz “I don’t know what you mean” (Ne dediğinizi anlamıyorum.) cümlesine solist Accorinrin’in “SHUT UP!” (KAPA ÇENENİ!) çığlıklarıyla karşılık veriyor.

ışık kural
ALBÜM: Işık Kural – in february
(RVNG Intl.)

Glasgow’da yerleşik müzisyen, zamanın geçişindeki gündelik şiirselliği belgeliyor. Kural’ın ipek gibi sesi ve melodik oyunlarıyla şekillenen 12 parça, dinleyeni deneylerine ortak ederken etrafı güzel hislerle donatıyor. Synth dokuları, alan kayıtları, naylon telli bir gitarın yankısı ve mantra-vari vokalleri yoğuran bu zarif müzik, bedroom pop’a özgün bir öneri sunuyor. Klasik şarkı formuyla ses tasarımı arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran in february’nin peşine takılıp ninnilere, müzik kutularından çıkan tatlı tınılara atıfta bulunan güneşli bir diyara yolculuk etmelisiniz.

TEKLİ: Shearwater – Xenarthran
(Bağımsız)

Jonathan Meiburg’ün Okkervil River’ın Will Sheff’i ile kurduğu, 2000’ler indie rock müziğinin imza gruplarından biri olan Shearwater altı yıllık aranın ardından yeni bir albümle sahalara dönüyor. İlk tadımlık, Meiburg’ün Texas’taki kayıt seanslarında sıklıkla denk geldiği armadillo koşturmalarından filizlenen “karanlık ama bir o kadar da güzel olan dünyanın içinde kendi yolunu bulma” fikriyle ortaya çıkmış. Şarkının sonlarında duyduğumuz kükreme-vari sesler de müzisyenin Guyana’da kaydettiği tellalı maymunlara ait.Bir ormanın derinliklerinde kaybolduğumuz video klibin yönetmenliğini ise Emily Cross üstleniyor.

TEKLİ: Oldeaf, Kutay Soyocak, Savai – Fırtına
(Nuhado)

Enstrümantal hip hop prodüksiyonlarıyla tanıdığımız Oldeaf, 2022’deki ikinci teklisinde iki farklı ekolden vokalistle güçlerini birleştirmiş. Jakuzi solisti Kutay Soyocak’ın “canını seven kaçsın” mesajı veren verse’üyle açılan parça, Savai’nin yüksek tempolu flowuyla harlanıyor. Parlak synth katmanlarının üst üste eridiği outrosu da duyduklarınızı sindirmek için bir nefes alma alanı yaratıyor. Bittiği gibi tekrar play’e basmanız olası.

Zola Jesus
TEKLİ: Zola Jesus – Lost
(Sacred Bones)

Kıvrak ritimler ve güçlü vokallerle kendi ormanında kaybolmaya davet ediyor Nika Roza Danilova namıdiğer Zola Jesus. Şarkının, koordinatlarımızı yeniden keşfetmek ve yeni bir yol talep etmek için bir mühür olduğunu düşünüyor. Arada filminin yönetmeni Mu Tunç’un yazıp çektiği mistik video ise Kapadokya’yı mesken tutmuş; müzisyen şöyle anlatıyor: “İnsanlık tarihi boyunca bu mağaralar, kaybolmak için oraya giden birçok farklı insan grubu için bir kale görevi gördü. İnsanlığın direncinin ve dünyamızın dayanıklılığının bir kanıtı.”

TEKLİ: Lonasona – Teras Bar
(Bağımsız)

Kaan Türkyılmaz ve Mustafa Uğur Kaya’dan oluşan Lonasona, bir dans / electropop duosu. İlk albümleri Another World’ü 2020’de yayımlayan ikili, yeni teklisi “Teras Bar”da hafif rüzgârlı ve keyifli mi keyifli bir akşamüstü simülasyonu yaratmış sanki. Akustik enstrümanların ön planda olduğu parça, hikâyesini gitar cümlelerinin nefesli çalgılarla buluşturarak anlatıyor.

ALBÜM: Simge Pınar – Sevgideğer
(Universal Music Türkiye)

Simge Pınar; “Cevap”, “Kendim Olmalıyım”, “Yalnızlık Cesaret İster” ve Barış Demirel’le bir araya gelerek kaydettiği İhtiyaç Molası cover’ı “Ay” ile geri sayımını yaptığı ikinci albümü Sevgideğer’le karşımızda. Geniş alternatif rock haritasının farklı uçlarını kat eden 35 dakikalık akışında, hem rahat ilişki kurulabilecek hem de bol bol düşündürecek bir anlatı kurgulamış. Efe Demiralın prodüktörlüğünü üstlendiği albümün “yeni” parçalarından “Peşindeyim”, groove’uyla sırtınızı sıvazladıktan sonra yutması ağır bir lokmayı usulca boğazınızdan aşağı bırakıyor sanki. Hemen peşinden gelen “Gözünde Yaşıyorum” ise dramatik bir filmin final sahnesi için yazılmış âdeta.

asperger
TEKLİ: Asperger – Bu Nesil Kazanacak
(Mevzu Records)

Yerli punk sahnesinin imza gruplarından birine evrilen Asperger, iki yıla yaklaşan sessizliğini hep bir ağızdan söyleme isteği yaratan bir parçayla boztu. “Bu Nesil Kazanacak”; duymayı, inanmayı ve kendimize hatırlatmayı en çok istediğimiz şeyi söylüyor belki de. “Sadece görmek istedim, dünyayı faşizm olmadan” diyerek, jenerasyonunun isyanına ses veriyor. Bu parçanın bir yeni albüm habercisi olduğunu da umuyoruz! 

TEKLİ: Lykke Li – NO HOTEL
(Play It Again Sam / Crush Music)

İsveçli müzisyenin yeni albüm habercisi şarkısı, baştan sona eski sevgiliye yazılmış bir mektup gibi. Kuş sesleriyle açılan parça, müzisyenin yoğun keder barındıran vokalleriyle dinleyeni etkisi altına alıyor. “Hâlâ başkasını seviyorsun” diye seslendiği sevdiğine, attığı her adıma rağmen onu aşamadığını itiraf ediyor Lykke Li. Play It Again Sam etiketiyle yayımlanan parçanın prodüksiyonunda Björn Yttling’in parmağı var. 2014 tarihli I Never Learn albümünde de Lykke Li ile çalışan Ytlling’in kataloğunda The Hives, Primal Scream, David Lynch ve Neko Case gibileriyle yapılmış ortaklıklara ratlanmakta.

TEKLİ: Nova Norda – Zorba
(Bağımsız)

Nova Norda, 2018’den bu yana yayımladığı teklilerin ardından ilk uzunçaları için geri sayımı başlattı. Albümden ilk tadımlık “Zorba”, kendi karanlığıyla yüzleşmekten korktuğu için başkalarına zulmedenlere adanmış bir diss track. Nakaratında şöyle diyor: “Korkuyolar hislerinden ayıp gelir ağlama. Rolü molü geçin gerçek bişi verin bana ya.” Tuna Erlat’ın prodüktörlüğünü üstlendiği parça, oyunbaz bir kurguya ve çarpıcı baslara sahip.

Yazı: Cem Kayıran, İlayda Güler