Hak temelli, genç dostu, özgür üretim: ALİKEV ile Tanıklık sergisini konuştuk
Röportaj: Murat Can Kabagöz
Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV) tarafından özellikle sosyal ve ekonomik sermayeden yoksun, sivil toplum ve kültür sanat kurumlarında yeterince temsil edilmeyen genç sanatçıları desteklemek amacıyla kurulan Genç Sanatçı Fonu (GSF) dördüncü senesini Tanıklık başlıklı bir sergiyle tamamlıyor. Deniz Zeybek ve Sena Tural kürasyonuyla genç sanatçıların belgesel, resim, kukla, müzik, performans gibi pek çok farklı disiplindeki üretimlerine yer veren sergi, 20 Ocak’a dek Karşı Sanat Çalışmaları’nda ziyarete açık. Sanatçılar ve işleri ise şöyle:
Alihan Erdoğan & Ezgi Ceylan – Duvarlar Bile Biliyor: İmroz Şarkıları, müzik.
Anet Sandra Açıkgöz – Füg, videoart.
Dilan Mine Uğurlu – Fırtına Habercisi, kukla.
Ebru Aksoy – İki Dudak Arasında, belge film.
Ecre Begüm Bayrak – Yağmurlar Yağdığı Zaman, sinema.
Gamze Çiçek – Tohumları Saklayanlar, kolaj.
Hazal Beril Çam – Sinek Gibi, sinema.
Mavi Melike Çatkın – Çatlakların Sesi, enstalasyon.
Özlem Köse – Sızıntı, enstalasyon.
Seyhan Yegin – Dejavu, dijital sanat.
Suhan Lalettayin & Hakan Öktem – ŞİİR YAZ!, video şiir.
Yazı Ece Köz & Nur Bardakçı – Oradaydım, performans / video enstalasyon
Genç Sanatçı Fonu Program Yürütücüsü Şeyma Keskin’le Tanıklık sergisinin çatısını oluşturan etkenler, ALİKEV’in İstanbul ve Hatay’daki mekânları, dayanışmayı büyütecek eylemler hakkında söyleştik.
Tanıklık sergisinin çıkış noktasının, 6 Şubat 2023’te yaşanan, felaket boyutundaki deprem olduğunu anlıyoruz ama çıkış noktası bu olsa bile yakın geçmişte yaşadığımız, farklı boyutlardaki toplumsal ve ekonomik sorunlar da sergi içeriğinin şekillenmesinde etkili olmuş. Serginin fikrini, çerçevesini, hikâyesini ve amaçladıklarını felakete tanıklık, beraber üretmek ve / veya kolektif hafızaya katkı bağlamında sizden dinleyebilir miyiz?
Genç Sanatçı Fonu’nda (GSF) temalar, ülkenin ve bizim derdimiz (ALİKEV’in, gençlerin, toplumsal muhalefetin) her neyse oradan ortaya çıkıyor. Tanıklık temasıyla da depremin ardından çağrıya çıkmıştık. Deprem öncesinde aklımızda daha farklı gündemler ve kavramlar vardı ancak bu deneyimin ardından hiç olmamış gibi davranmayı samimi bulmadık. Deprem doğrudan ya da dolaylı hepimizin yaşamını değiştirdi. Fakat tamamen depremi odağına alan bir çağrıya çıkmak da içimize sinmiyordu. Her şey hâlâ tazeydi ve sonuçlarıyla yüzleşmeye, baş etmeye devam ediyorduk. Her şey bu kadar sıcakken, açıkçası daha iyi anlamak için zaman gerekiyordu.
Bir adım geriye çekildiğimizde ise sadece depremdeki ihmallerin sonuçlarına değil, hâlen yaşanmakta olan birçok toplumsal ve siyasal krize de tanıklık ettiğimizi hatırlama şansımız oldu. Tam da bu nedenle 2023 dönemini Tanıklık teması etrafında farklı kesimlerden sanatçılar ve sanatçı adaylarıyla düşünerek, tartışarak geçirmek istedik. Sergi süreci de bu gayretle ilerliyor. Umarız biraz olsun başarmışızdır.
Genç sanatçılar bu sergi için nasıl bir araya geldi? Küratöryel süreç nasıl şekillendi? Tanıklık çatısı zamanla mı ortaya çıktı; yoksa, sanatçılar önceden belirlenmiş bu tema etrafında mı toplandı?
Sergi, temel programlarımızdan biri olarak yürüttüğümüz Genç Sanatçı Fonu’nun dönem sonu etkinliği aslında. GSF ile her yıl belirli bir tema etrafında çağrıya çıkarak, 18 – 30 yaş arası sanatçı ve sanatçı adaylarına üretim süreçlerinde finansal ve kapasite güçlendirme olarak adlandırdığımız atölye, mentorluk destekleri sunuyoruz. Tema bu nedenle birçok sanat dalından kişiyi bir araya getiren bir çatı oluyor.
O yılın jürisi, belirlenen kriterler kapsamında başvuruları değerlendiriyor ve desteklenmeye hak kazanan isimlerle açılış etkinliklerinde bir araya gelerek hem tanışıyor hem de üretim süreçlerine başlıyoruz. Tema en baştan belli olsa da hem üretim hem de sergi tasarım ve kurulum süreçlerini kolektif olarak ve aynı zamanda galeri çalışanlarıyla, küratörlerimizin desteğiyle yürütüyoruz.
Küratörler ve jüri, üretim sürecindeki etkinliklere dâhil olarak aslında projeleri süreç boyunca desteklemeye, geliştirmeye devam ediyor. Bu da işlerin içerik ve yöntem bakımından süreçte birbirini etkilemesine, değişip dönüşmesine olanak tanıyor.
Genç Sanatçı Fonu (GSF) programı dördüncü senesini geride bırakırken, gençlerin özgür üretim pratiklerine katkı vermek adına en çok nerelere dikkat çekmek ister? Bu kapsamda geleceğe dair ne gibi hayalleriniz var?
Özgür üretimin ancak özgür bir alanda / mekânda olacağına inanıyoruz. Vaadimiz eğer özgür üretim ise bunu içerik, üretim sürecinin finansman ve belgelendirilmesi, iletişim faaliyetleri gibi aslında sunduğumuz destek her ne ise onun tüm aşamalarında gözeterek yapmaya çalışıyoruz. Hak temelli, genç dostu ve özgür üretim alanı iddiamız varsa, tutarlı olmak adına en azından buna gayret etmeliyiz.
Geleceğe dair hayallerimiz, bu yıl hazırlanan etki raporu ve strateji belgemizle somutlaşmaya başladı.:) GSF Programı uzun süredir fon desteği sunmaktan fazlasını yapıyordu. Bu deneyimler, programda derinleşmemizi sağladı. Ayrıca yolu GSF’den geçen herkesle ilişkimizi sürdürmeye ve dönüştürmeye çalışıyoruz. Şimdilik genç sanatçılar için bu; GSF’de jüri olmak, atölye vermek gibi biçimlerde olabiliyor.
Ancak artık ALİKEV – GSF Ağı kapsamında her ay sabit bir günde etkinlik veya buluşma gerçekleştirmeyi arzuluyoruz. Bu etkinlikleri kimi zaman açık katılımlı gerçekleştirmeyi de düşünüyoruz. Ayrıca mevcut ve yeni iş birlikleriyle sadece desteklenmeye hak kazanan kişilerle değil, kültür sanat alanından daha çok isimle bir araya gelmeyi sürdüreceğiz.
Hayallerimiz arasında GSF sergilerini İstanbul dışına taşımak veya mini festivallerle sinema projelerimizi göstermek de var. Bunlar daha uzun vadeli olmakla birlikte, GSF için şimdiden üzerinde çalışmaya başladığımız kilometre taşlarından.
ALİKEV olarak İstanbul’da kısa süre önce bir ofis açtınız. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz?
Aslında ALİKEV İstanbul ekibi olarak 2019’dan bu yana İstanbul’da faaliyet yürütüyoruz. Ben de 2020 Aralık’ta ekibe dâhil oldum. Ancak ofis hazırlıkları sürerken, hepimizin malumu pandemi yaşandı. Bu, ofisin açılışını uzun süre ertelememize neden oldu. Depremin ardından Hatay’daki merkez binamız yıkılınca, İstanbul ofisinin açılış sürecini paydaşlarımızın da desteğiyle hızlandırarak, Kadıköy’e yerleşmiş olduk. Artık hem GSF hem de diğer program faaliyetlerimizi kendi yerimizde gerçekleştirebiliyoruz. Ayrıca genç sanatçılar, Düş Elçisi gençler ve gönüllülerimiz diledikleri zaman mekânı kullanabiliyor, burada sosyalleşebiliyor. Tıpkı Antakya’da olduğu gibi Kadıköy ve İstanbul’da adım adım yerelleşmeyi hedefliyoruz. Yeni ofisimiz sayesinde, İstanbul’da gençler ve sivil toplum paydaşlarıyla daha sık bir araya gelerek, birlikte daha da güçleneceğimiz bir döneme girdik.
Hatay merkez binamız için de hazırlıklarımız sürüyor. Yeni binamız Ekinci Mahallesi’nde olacak ve umuyoruz ki yakın zamanda açılışını yapacak.
Yakın gelecekte yapmayı düşündüğünüz çalışmalar neler? ALİKEV’le dayanışmak isteyenler neler yapabilir?
Yukarıda detaylarından da bahsettiğimiz gibi mevcut program ve projelerimizde derinleşmek, daha farklı kesimlerle de bir araya gelmek ve bunlar için mekânımızı gençler, yetişkinler, sivil toplumda aktif yurttaşlık meselesine kafa yoran herkes için bir odak haline getirmek üzere faaliyetler yapacağız.
GSF sergi ve gösterimleriyle yurt içi ve yurt dışında farklı şehirlere gitme hayalimizde ısrarcı olacağız. Son olarak da Antakya’daki merkezimizi yeniden inşa edip kütüphanesi, açık / kapalı toplanma alanları, müzik stüdyosuyla bölgedeki gençlerin bir araya gelebileceği, tek başına vakit geçirebileceği şekilde hayata geçireceğiz. Tıpkı geçmişteki gibi merkez binamız yine, sivil toplum örgütlerinin de kullanabileceği bir alan olacak. Bu dayanışmanın doğurduğu diyalog ve iş birliklerini çok özledik. Antakya’daki yıkımın sonuçlarıyla uzun yıllar mücadele edeceğiz. Bu nedenle merkezimizi açmak ve gençlerle bir an evvel bir araya gelmek istiyoruz. Tüm bunları yapabilmek için bizimle dayanışmak isteyenlere ihtiyacımız var. Onlar için bir arada olabileceğimiz çeşitli seçenekler yaratıyoruz:
*En pratik şekliyle sosyal medya hesaplarımızı takip ederek ve duyurularımızın daha çok gence, kişiye ulaşması için çağrılarımızı paylaşabilirler. Paylaşımın görünürlük için katkısı muazzam oluyor.
*Tanıklık sergimiz 20 Ocak tarihine kadar Karşı Sanat Çalışmaları’nda. Ziyaret edebilir ve 15 – 21 Ocak haftasında sergi kapsamında gerçekleştireceğimiz etkinliklere katılabilirler.
*Düş Elçileri kapsamında yürüttüğümüz “Gençler Ne Der?” medya projemizde gençler tarafından üretilen bülten ve içerikleri hem paylaşabilir hem de çevrelerindeki gençleri içerik üretmeleri için bize yönlendirebilirler.
*Bunlar dışında, deprem sürecinde dahi yardım toplama iznimiz olmadığını, ısrarlı ve düzenli başvurularımıza rağmen Hatay Valiliği tarafından bu iznin henüz verilmediğini hatırlatmak isteriz. Bu durum bizim kampanya, yardım faaliyeti, yaygın bağış toplama etkinlikleri, İstanbul Maratonu’nda bağış için çağrıya çıkma gibi tüm imkânları elimizden almış oluyor. Ancak biz çağrıya çıkamasak da bireyler ve kurumlar bizi destekleyebilirler. Bunun önünde bir engel yok. Banka hesaplarımız veya Fonzip üzerinden genç sanatçıların üretimlerini desteklemek için GSF’ye, gençlerin eğitim hakkına erişimi için burs fonumuza diledikleri tutarda bağış yapabilirler. Bu bağışlar bir program özelinde değil, “genel bağış” olarak düzenli veya tek sefer şeklinde de olabilir.
*Herhangi bir konuda bizimle iletişime geçmek için [email protected]’a yazabilirler.:) Dayanışmayla!
Giriş görseli: Mavi Melike – Çatkın Çatlakların Sesi, enstalasyon.