Altın Küre Ödülleri geri dönüyor

HPFA (Hollywood Yabancı Basın Birliği) tarafından 1944’ten bu yana düzenlenen ve uzun yıllar boyunca ödül sezonunun en önemli duraklarından biri olarak kabul edilen Altın Küre (Golden Globes) Ödülleri geri dönüyor. Yaşanan çeşitli skandalların ayyuka çıkmasının ardından tarihe karışmanın kıyısından dönen Altın Küre; talep edilen çeşitli reformların bütüncül politikalarla uygulandığını duyurarak bir kez daha canlı yayımlanacak, ihtişamlı bir törenle geri dönüleceğini duyurdu.

İki sene önceye kadar 100 üyesi bile bulunmayan HPFA içinde çeşitliliğin oldukça zayıf olduğunun, pahalı hediyelerle şımartılmayı pek sevdiklerinin, oylama süreçlerinde etik dışı faaliyetlerde bulunduklarının ve ırkçı, seksist, homofobik anlayıştan sıyrılamadıklarının anlaşılması üzerine 2020’de oldukça tartışmalı bir tören düzenlenmiş; çok geçmeden de  kurum, neredeyse tüm sektör tarafından boykot edilmişti. Yayıncı kuruluş NBC, “anlamlı reformlar” görene kadar yayımlamayacağını açıklamasının ardından geçtiğimiz yıl tören kamuya kapalı gerçekleşmişti. Öte yandan HPFA, üyelere stüdyolardan pahalı hediyeler yollanmasının yasaklanması ve üyeler ile oy kullanan isimlerde çeşitliliğe gidilmesi başta olmak üzere, kimi önemli adımlar atmıştı.

10 Ocak 2023’te düzenlenecek 80. Altın Küre Ödülleri, bir yıllık aranın ardından yeniden NBC ekranlarında yayımlanacak. FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) aracılığıyla başvuru toplayan HPFA’in, Türkiye’den seçtiği iki sinema yazarının da oy kullanacak isimler arasında yer alacağını ekleyelim: Selin Gürel ve Janet Barış.

HPFA cephesinde neler yaşanmıştı?

Sektör adına bu önemli diyalogların fitili, 78. Altın Küre Ödülleri’nin hemen öncesinde ateşlendi. Bir önceki yılın en ses getiren televizyon işlerinden olmasına rağmen I May Destroy You’nun birlik tarafından tamamen görmezden gelinmesi, Netflix’in sabun köpüğü yapımlarından Emily in Paris’in ise iki adaylık kazanması fazlasıyla tepki toplamıştı. Çok geçmeden skandalın detayları tezahür etti: Emily In Paris’in prodüksiyon sürecinde 30 HPFA üyesi Paris’e davet edilmiş ve tüm masrafları ekip tarafından finanse edilmişti. Tahmin edilebileceği gibi bu olay, rüşvet ve yolsuzluk açısından buzdağının sadece görünen kısmıydı.

Üyelik için tüm şartları sağlayan başvuruların sıklıkla reddedilmesi, Norveçli gazeteci Kjersti Flaa‘nun itirazları nedeniyle tekrar gündeme geldi. Törene kısa bir süre kala, aslında sektörün uzun yıllardır bildiği fakat kamuoyunun vâkıf olmadığı bir detay ortaya çıktı: Farklı ülkeleri temsil eden 87 HPFA üyesinden hiçbirinin Siyah olmadığı, hatta birliğin son 20 yılında tek bir Siyah üye bile bulundurmadığı öğrenildi.

“HFPA, Harvey Weinstein gibileri tarafından Akademi tanınırlığı için ivme kazanmak üzere meşrulaştırılmış bir organizasyondur.” diyen Scarlett Johansson, cinsiyetçi sorularla karşı karşıya kalmamak adına yıllardır kurumun etkinliklerine katılmayı reddettiğini söyledi, açıklaması büyük yankı uyandırdı. Üç adet Altın Küre’si bulunan Tom Cruise’un, ödüllerini iade ettiğini duyurması da benzer bir etki yarattı.

78. Altın Küre Ödülleri töreninde HFPA’in o dönemki başkanı Ali Sar, yardımcısı Helen Hoehne ile eski başkan Meher Tatna özür mahiyetinde açıklamalarda bulundu. Hoehne “Bu akşam, dünyanın dört bir yanından sanatçıların çalışmalarını kutlarken, bizim de yapacak çok işimiz olduğunu kabul ediyoruz. Tıpkı sinema ve televizyonda olduğu gibi, Siyah temsili hayati önem taşıyor. Birliğimizde Siyah gazeteciler olmalı.” derken; Sar ise üyelerde çeşitliliğin olduğu bir ortam yaratmanın istisna değil, norm olduğunu belirtti.

HPFA, Hollywood’daki bu çarpık düzenin sonuçlarından sadece biri elbette. Bu adımların çeşitlilik ve temsiliyet adına olumlu sonuçlara vesile olmasını, sinema ve televizyon endüstrilerindeki çalışmaların sadece niteliğiyle değerlendirilmesini ve sanatın her dalında tahakküm alanlarının yok edilmesini umuyoruz.