Anna B Savage, Beck ve bu hafta başka ne dinlesek?
Anna B Savage, yeni teklisiyle farklı mevsimleri yaşatıyor. Beck’ten bir Neil Young yorumu var. Mert Demir ve Canavar Banavar düeti kafa karışıklıklarına ses veriyor.
Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.
TEKLİ: Anna B Savage – The Ghost
(City Slang)
“Lütfen bana musallat olmayı bırak” diye haykırıyor Anna B Savage yeni teklisinde. Zengin orkestrasyonu, sürükleyici perküsyonları ve akıllara Beverly Glenn-Copeland’ın erken dönem kayıtlarını getiren büyülü vokalleriyle beş dakikaya farklı mevsimleri sıkıştırıyor. Prodüksiyonunda Tunng üyesi Mike Lindsay’in parmağı var.
ALBÜM: Editors – EBM
(Play It Again Sam)
2002’de Birmingham’da kurulan Editors, kariyerinin 20. yılında bir kez daha kabuk değiştirdi. Grup üyeleri, 23 Eylül’de yayımlanan EBM albümüyle birlikte kendi serüvenlerinin “3. bölümü”ne start verdiklerini söylüyor. 10 yıl önceye denk gelen ilk kırılmaya nazaran çok daha keskin bir dönemeçteyiz bu kez. EBM adının da açık ettiği gibi yeni albüm, bambaşka bir çehreye sahip. Grubun gitaristi ve albümün prodüktörü Justin Lockey’le yaptığımız röportaj Bant Mag. No:78’de.
TEKLİ: Mert Demir & Canavar Banavar – Unutma Beni / Unut Gitsin
(Pale Records)
Gerek besteci gerek prodüktör olarak son yıllarda dikkat çeken pek çok iş birliğine imza atan Mert Demir’in yeni şarkısı Büyük Ev Ablukada’nın Canavar Banavar’ı Bartu Küçükçağlayan eşliğinde kaydedilmiş. Minimal elektronik katmanların üstüne “Unutma beni ya da siktir et unut gitsin” diyerek kafa karışıklığını gözler önüne seren birinin ağzından yazılmış parça. Canavar Banavar’ın spoken word oyunları da pek yakışmış şarkıya.

ALBÜM: Louie Zong – Business!
(Fuji Apple Records)
Tematik dinleyişlere meraklı kulaklar hemen buraya. Los Angeles’da yerleşik müzisyen ve çizer Louie Zong, 80’lerin “corporate pop” akımına selam çakan, kendi tabiriyle “bayat retro melodiler”den oluşan bir albümle çıkageldi. Aslen YouTuber Brian David Gilbert’ın 26 Eylül günü yayımlanan “A terrible guide to the terrible terminology of U.S. Health Insurance” videosu için sipariş edilmiş bir koleksiyon olduğunu belirtelim.
TEKLİ: Hannah Jadagu – Say It Now
(Sub Pop)
Sub Pop kataloğuna son transfer, New Yorklu müzisyen ve besteci Hannah Jadagu. Önümüzdeki yıl yayımlanacağı duyurulan ilk albümü için geri sayımı başlatan “Say It Now”, 2000’ler indie rock nostaljisi yaşatıyor. Ânında kana karışan nakaratı, iniş ve çıkışlarıyla devamı için merak kabartan bir kayıt, heyecan verici bir tanışma.
TEKLİ: Dave Rowntree – Devil’s Island
(Cooking Vinyl)
Blur davulcusundan yine çocukluk yıllarından ilhamla yazılmış bir şarkı. Dave Rowntree şöyle anlatıyor: “1970’lerde büyüdüğüm İngiltere kesinlikle dönemi için iyi puanlara sahipti ama ne kadar toksik olabildiğini de hatırlıyorum. Ülke derinden bölünmüştü; ırkçılık ve kadın düşmanlığı birer normdu. Bazı insanları dinlerseniz, bu dönemin geri dönmemiz gereken bir altın çağ olduğunu düşünebilirsiniz. Bu şarkı bana 40 yılda ne kadar ilerlediğimizi hatırlatan kişisel bir not.”

TEKLİ: Frankie Cosmos – F.O.O.F.
(Sub Pop)
Yaşamın hızına yetişemediğiniz, kendi kendinize takvimler ve sınırlar belirlemeye çalışıp “kontrolde” hissetmeye çalıştığınız dönemler olmuştur; bizim hep oluyor. Artık bu duygudurumunun da bir şarkısı var. Greta Kline ve ekibi önümüzdeki ay yayımlanacak yeni albümünden paylaştığı sade indie rock güzelliğine bir de Cole Montminy yönetmenliğinde çekilen bir video hazırlamış. Hem yetişememe stresini yaşatıyor hem de işçiliğiyle büyülüyor.
TEKLİ: Poppy – FYB
(LAVA Records / Republic Records)
YouTube’da şöhrete kavuşan Poppy, pop – metal – endüstriyel tınılar arasında mekik dokuyan müzikal yaklaşımıyla fırtınalar yaratmaya devam ediyor. 14 Ekim’de yayımlanacak Stagger isimli EP’den dinlediğimiz ilk tadımlığın adı “FYB”. Açılımı “Fuck You Back”, nakaratında “Fuck the world, it’ll just fuck you back, yeah” diye haykırıyor.
ALBÜM: Hav Hav! – Havlıyor Köpekler
(KARE Müzikevi)
Daha önce paylaşılanların dışında beş yeni şarkıyla tanıştırarak garage rock çeşitlemeleri sunan Havlıyor Köpekler, ekonomik sürelerle tasarlanmış, en uzunu üç dakikalık parçaları birleştiren toplam 20 dakikalık bir akışa sahip. Güneşli gitar tınıları ve telaşlı ritimler eşliğinde; kaçıp gitmek için uzaylılara sığınan, kim olduğunu bilmemekten yakınan, kalbini açmaktan pişmanlık duyan birilerine, kısacası günümüzün şehir insanlarına dair portreler çiziyor albüm.

ALBÜM: Beth Orton – Weather Alive
(Partisan Records)
90’lara iz bırakan seslerden biri olan İngiliz müzisyen Beth Orton, yeni bir albümle geri döndü. Kişisel deneyimleri ve birikmiş his bulutlarıyla tam olarak bugüne ait bir kayıt. Üstelik çoğu cazla haşır neşir olmuş, yıldız isimler eşlik ediyor kendisine: Müziği ve şiiriyle aktivizmini konuşturan Alabaster DePlume, Polar Bear ve The Invisible basçısı Tom Herbert, Sons Of Kemet ve The Smile davulcusu Tom Skinner ile New York müzik sahnesinin en üretken figürlerinden Shahzad Ismaily de ekipte.
TEKLİ: Beck – Old Man
(Fonograf Records)
Son albümünün üzerinden üç yıl geçti ama bu süre zarfında sürpriz kayıtlarla karşımıza çıkmayı sürdürdü Beck. Şimdi de bir Neil Young yorumuyla selamlıyor bizi. 1972 tarihli parçayı 50 yıl sonra akustik bir yorumla yeniden canlandıran Beck, bu kaydı Amerikan Futbolu ligi NFL’in tanıtım videosu için kaydetmiş.
ALBÜM: CKay – Sad Romance
(Warner Music Africa)
Nijeryalı müzisyenin albümü tanımlarken en sık kullandığı sıfat “kişisel”. Nitekim aşk ve mahremiyet gibi konuları mesele edinen şarkılardan oluşan bir koleksiyon Sad Romance. Albüm boyunca kendini şekillendirmiş, bugünkü hâline ulaşmasına yol açmış romantik ilişkileri masaya yatırıyor CKay. Sözleri, melodileri ve söyleşiyle hikâyeciliğinin evrensel gücünü gözler önüne seriyor.

ALBÜM: DJ Strawberry – Cycles
(outlines)
Lopenstraat basçısı, Algorave Istanbul oluşumunun kurucularından biri olan Emre Öztürk, DJ Strawberry mahlasıyla ilk albümünü Polonyalı plak şirketi outlines aracılığıyla yayımladı. Techno, Chicago footwork, ambient, dub gibi türleri kesiştiren dipsiz bir havuza serbest dalış yapıyor Cycles. Detaylı ve bol nüanslı sonik kurgulardan heyecan duyanlar sakın kaçırmasın.
TEKLİ: Björk – Fossora (feat. Kasimyn)
(One Little Independent Records)
Nefesler tutuldu, yeni Björk albümü bekleniyor. 30 Eylül’de kavuşacağımız uzunçalara ismini veren parçayla ısınma turlarının son durağına vardık. Senfonik kulüp müziği hayalini canlandıran bir parça “Fossora”. Björk’ün vokal armonileri tüyleri diken diken ediyor, gözlerden kalpler çıkartıyor.
TEKLİ: Dungen – Skövde
(Mexican Summer)
Akustik gitar akorlarıyla 60’lar rüzgârına kapılıyoruz. Yeni şarkı “Skövde” ismini, Dungen lideri, solisti ve bestecisi Gustav Estjes’in büyüdüğü kasabadanalıyormuş. Estjes, şarkının abisi ve bazı dostları hakkında olduğunu söylüyor. İsveççe bilmiyoruz ama Google Translate’e sığınarak şarkıda Skövde günlerinden kimi mekânlara, yolculuklara ve Yvonne, Jocke, Olof isimli arkadaşlarına selam çakıyor; radyocu Mats Nileskär’ın yayınlarını kaydettikleri kasetleri anımsıyor.

ALBÜM: The Comet Is Coming – Hyper-Dimensional Expansion Beam
(Impulse!)
The Comet Is Coming yeni uzunçalarını Peter Gabriel’in meşhur Real World Studios’unda dört günlük bir seansta kaydetmiş. Danalogue’un beyin eriten synth partisyonları, Betamax’ın kalp çarpıntılarını hızlandıran ritmik oyunları ve Shabaka’nın ayakları yerden kesen saksafonlarıyla, The Comet Is Coming usulü kozmik ayinimizin yeni oturumuna hoş geldik. 18 Kasım’da Babylon’da çalacaklarını da hatırlatalım!
EP: Pitohui & Wipeç – Reworks
(Shalgam Records)
Pitohui, wipeç’in geçtiğimiz temmuzda yayımlanan ilk albümü E.V.’den “Afrobars”ı, wipeç ise Pitohui’nin 2019’a tarihlenen Gallo EP’sindeki parçaları kendi laboratuvarlarında çeşitli tepkimelere sokmuş. Kapak görseli, Aylin Güngör’ün This Magical Depression serisinden bir fotoğrafa Deniz Bankal’ın yaptığı dokunuşlarla ortaya çıkmış. Bir sandalye canavarı mı acaba?
ALBÜM: Maya Hawke – MOSS
(Mom+Pop)
Stranger Things yıldızı, Ethan Hawke ve Uma Thurman’ın kızı Maya Hawke’un ikinci stüdyo albümü. Sanki her parçada günlüğünden sayfaları karıştırıyormuşuz gibi hissettiren bir içtenlik barındırıyor. Hem kişisel çıkarımlarını dinliyor, hak veriyor, aydınlanıyoruz; hem de kasvetle neşenin kesiştiği bir ses âleminde geziniyoruz.