Ayyuka, St. Vincent ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal

Ayyuka uzun süren sessizliğini yeni bir EP ile bozdu. St. Vincent, kendisi de klibi de ateşli bir parçayla aramızda. Faye Webster’in yeni albümü müşterek hislerle dolu.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

EP: Ayyuka – Zaman Ziyan
(Tantana Records)

Prodüksiyonunu gruptan Alican Tezer ve Kaiku Studios’dan Jeremy Black’in üstlendiği dört parçalık yeni Ayyuka EP’si, kıvrak bir zaman yolculuğu. İstikamet 70’ler Türkiyesi ama trenin vagonlarını Anadolu tınılarının yanı sıra kıvamı ustalıkla tutturulmuş funk, bossa nova ve Afrobeat ilhamı dolduruyor. Yasemin Özler’in klavyede, Güney Güvel’in de perküsyonlarda dörtlüye eklendiği kurulumuyla alabildiğine canlı ve özgür tınlıyor Ayyuka. Eklemleri açmak ya da ayakları yerden kesmek için birebir.

TEKLİ: Joe Goddard – New World (Flow)
(Domino Recording Co)

Goddard’ın ilahi gücünde akorlarının Fiorious’un “kendi yolundan çekilme ve teslim olma fikrinden” filizlenen ruhani sözleriyle birleşimi “New World (Flow)” bir yaz akşamı en renkli diskoteke davet ediyor âdeta. Duyar duymaz parçayla bağ kurduğunu söyleyen Milanolu müzisyen Fiorious, şarkının liriklerini içtekilerin dışavurum anlarından esinlenildiğini dolayısıyla teklinin korkusuzluk üzerine bir meditasyon niteliğinde olduğu eklemiş. Tom Furse tarafından yönetilen klip, parçanın duygusal ve dansa çağıran hâlinin de destekçisi. 

TEKLİ: Yasak Helva – İmansız
(Gülbaba Records)

İlk albümü Rektefe’yi 2019’da yayımlayan Yasak Helva, divan edebiyatındaki aşık-maşuk klişelerine atıflarla dolu bir tekliyle karşımızda. “Ölürüm her gün ibrişim teliyle. Beni asanda iman mı var?” diye soran parça, efkar dozu bir sallanmaya çağırıyor. Hakan Görkem Bıyık’ın nağmeli perdesiz basları ve Salih Korkut Peker’in karakteristik çağlama melodilerinin iç içe geçtiği parça, grubun yeni albümü Atamba‘nın da habercisi.

TEKLİ: Richard Thompson – Singapore Sadie
(New West)

60 yıla yakın kariyerinde Britanya Folk’unu tanımlayan isimlerden, hem Fairport Convention’la olan hem de solo işleriyle sevdiğimiz Richard Thompson, altı yıl aradan sonra 19. solosunun müjdesini “Singapore Sadie” ile verdi. Mark Knopfler-vari gitarlar ve geçenlerde yitirdiğimiz Shane MacGowan söylese şaşırmayacağımız vokallerle neden türünün başat isimlerinden olduğunu 74 yaşında kanıtlamaya devam ediyor.

ALBÜM: Sheer Mag – Playing Favorites
(Third Man Records)

Philadelphialı grubun üçüncü stüdyo albümünde gözü yükseklerde: stadyumları kaplayacak sağlam rock parçalarının eksikliğini hisseden Sheer Mag, bu eksiği bizzat doldurmaya karar vermiş. 70’lerdeki rock heyecanıyla bu albüme atılan grup, Amerikan rock’ı yaşatırken onu bir yandan da kutluyor: “Ama bize bir şans verirseniz, müziğin sesini açın, görülmeye değeriz. Günün sonunda bebeğim, ihtiyacın olan tek şey biziz.” Rock ruhuna bir aşk mektubu diyebileceğimiz albüm bu görevin hakkını veriyor.11 şarkı boyunca kocaman rock parçalarının yanında yelpazeyi “All Lined Up”taki gibi daha oyuncu ve kalçaları harekete geçiren; “Tea on the Kettle” gibi basit bir mutluluk arayan country esintilerine kadar açabileceklerini de kanıtlıyorlar. 

TEKLİ: Been Stellar – Passing Judgment
(Dirty Hit)

Been Stellar’ın ilk albümü Scream From New York’tan gözü pek, öfkeli ilk sesleniş. 14 Haziran’da çıkacak olan uzunçaların baş teklisi gerek kasvetli sözleri gerek kılıç keskinliğinde gitarlarıyla hoşnutsuz bir kayıt. Şarkının söz yazım sürecinin “bizi çevreleyen dünyayı neden yargıladığımızı düşünüyordum ve birine veya bir şeye hükmetmenin genellikle kendi içinde emin olmamakla ilişkili olduğu” fikrinden kaynaklandığını söylemiş vokalist Sam Slocum. Turne esnasında tamamlanan tekli, yaşamaktan nasibini almış. E hâliyle boğuyor boğuyor bırakmıyor dinleyeni. Kalbi hem ağrıtan hem ağırlaştıran şarkının görsel eşlikçisi de burada.  

TEKLİ: babelfis – Keçi
(Bağımsız)

Berlin’de yerleşik indie pop ikilisi babelfis’in uzun bir arayı kapatan yeni şarkısı, trajedi kelimesinin antik Yunancadaki (tragōidia) etimolojik kökenine (tragos -keçi ve ōidē -şarkı) atıfta bulunuyor. İnsanın modern dünyada acıya kayıtsız kalışı ve hakikat arayışından vazgeçmesi hakkında sözler söyleyen “Keçi”de Sevda Hamzaçebi ve Cem Dinler’e trompette Gevende’den Serkan Emre Çiftçi de eşlik ediyor. Parçanın Yurdakul Peksen imzalı klibi ise antik Yunan’da tragedyaların sergilendiği Dionysia festivalinin güncel bir kesitini çiziyor âdeta.

ALBÜM: Sean Ono Lennon – Asterisms
(Tzadik)

Soyadınız Lennon olunca müzik dünyasında kapılar önünüzde açılsa da kendinize ait bir saygınlık edinmeniz kolay değil. John Lennon ve Yoko Ono’nun 48 yaşındaki oğlu Sean, son yıllardaki müzikal maceralarında artık kendi başına da övgü hak eden bir müzisyen olduğunu kanıtladı. Les Claypool’la verimli birlikteliklerinden sonra bu kez John Zorn’un plak şirketi Tzadik’ten vokal içermeyen, 70’lerin psikedelik/progresif rock ruhunu, biraz da Slint gibi post-rock havalarını içeren ama aslen caz odaklı bir albümle karşımızda. İyi müzisyenlerle iyi kaydedilmiş albüm yılın ilk aylarının en güzel sürprizlerinden.

TEKLİ: Goblin Daycare – Business Is Business
(Dedstrange)

2023’ün bahar ayalarında Q: EP? A: EP!! Ile hayatımıza giren Goblin Daycare, ayakları yerden kesen canlı performansları ve lezzetli freakoutlarıyla yerli sahnenin son yıllardaki en büyük heyecan sebeplerinden birine dönüşmüştü. A Place To Bury Strangers’ın İstanbul konserinde de ön grup olarak sahne alan Goblin Daycare, APTBS üyelerini de büyülemiş anlaşılan. Nitekim sıradaki albümleri AGITPROP HOTLINE!! Ile gruptan Oliver Ackermann’ın kurucusu olduğu Dedstrange’in kataloğunda yerlerini alacaklar. Müthiş bir haber bu! Albümün ilk teklisi “Business Is Business” çoktan dolaşıma girdi bile, epey eğlenceli klibiyle birlikte işte burada.

ALBÜM: Faye Webster – Underdressed at the Symphony
(Secretly Canadian)

“Ayrılık albümü lafından hoşlanmıyorum” diyor Faye Webster yeni koleksiyonu hakkında konuşurken ama ayrılık sürecinde yazdığını da reddetmiyor. Yeni albümün ismi bu süreçte kazandığı bir alışkanlık olarak konserin başlamasına 15 dakika arabasına atlayıp Atlanta Senfonisi’ni izlemeye gitmesinden geliyormuş. (Albüme adını veren parçanın ilk dinleyişte favorilerimizden biri olduğunu da not düşelim). Kalabalıklardan ve ilgiden uzak bir hayat sürmeye çalışan müzisyen, müşterek hisler ve dile dolanan nakaratlardansa daha çok kendi hayatı, alışkanlıkları ve aklından geçenlerle ilgileniyor. Webster’ın ses evreninin olmazsa olmazlarından slide guitar’ın yine başrolü kaptığı albümü bu sefer sıcak bir perküsyon (“Wanna Quit All the Time”), kocaman bir orkestra (“Underdressed at the Symphony”) ve vocoder yeefektli vokaller (“Feeling Good Today”) süslüyor.

TEKLİ: Palmiyeler – Sadece Sen
(Bağımsız)

Mertcan Mertbilek, Tarık Töre, Rana Uludağ, Barış Konyalı dörtlüsü; söz konusu Palmiyeler olduğunda uzun denebilecek bir aranın ardından yeni bir kayıtla çıkageldi. Yüksek tempolu ve senkoplu açılışının ardından kalbi kırık ama gözü sevdiğinden başkasını görmeyen birinin sayıklamalarını işitiyoruz. Üçüncü verse’te, solist Mertbilek Palmiyeler’in müziğinin özetini tek cümleyle çıkarıyor: “Kış bahçesi istemem, koşmak varken kırlarda.”

ALBÜM: Ductape – Echo Drama
(Swiss Dark Nights)

Vokal ve synthesizer’da Çağla Güleray; gitar, davul ve basta Furkan Güleray’dan oluşan Ductape, 70’ler sonlarının darkwave estetiğini günümüze taşıdığı diskografisinin üçüncü uzunçalarıyla çıkageldi. Ankara’da yerleşik ikilinin “Bu dünyada duygularınızın üzerinde dans edebilirsiniz, iyileştirici bir etkisi var” diyerek içeri davet ettiği Echo Drama’nın yapıtaşları kaybolmuşluk hâli, hayal kırıklıkları ve iç hesaplaşmalar. “Closer”ın kucaklayıcı groove’unda buluşalım.

TEKLİ: St. Vincent – Broken Man
(Total Pressure Records)

“Distortion aşkına!” dedirten, kışkırtarak mest eden Annie Clark’ın hem kendisi hem klibi cehennem ateşi gibi bu teklisi, 26 Nisan’da çıkacak All Born Screaming’den. Bu albümle nihayet kendi prodüktörlüğünü yapan Clark’ın oluk oluk NIN enerjisi akıtan endüstriyel mi endüstriyel parçası başta ritmini sakince sunup sonra tüm forsuyla kükrüyor. Davullarda da Dave Grohl var.

ALBÜM: Nils Frahm – Day
(LEITER)

Kendisinin magnum opus’u olarak anılan önceki albümü Music for Animals’dan sonra çok daha dingin ve sade bir koleksiyonla geri döndü Nils Frahm. Müzisyen, altı şarkılık kayıtta yavaşlayıp arkamıza yaslanmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlatıyor. Nils Frahm ve piyanosunun baş başa kaldığı albümde gösterişten uzak; basitliği ve doğallığıyla intim bir kapsül yarattığına şahitlik ediyoruz. Kayıtların içinde bırakılan uzak köpek havlamaları ve araba sesleri de bu samimiyete ve daha alçakgönüllü tarzı pekiştiriyor. 

ALBÜM: Çağrı Sertel – Usulca
(Bağımsız)

Gelin Çağrı Sertel’in akustik piyanosundan yayılan nefis ezgilerle hülyalara dalalım, nefes alışverişlerine ortak olalım. Kuytu ve Places albümlerinin devamı niteliğini taşıyan Usulca’nın adı gibi nazik, narin, incecik müziği ve ferah melankolisiyle kaslar gevşesin, odak dışarıdan içeriye yönelsin.

TEKLİ: The Ringo Jets – Cehennem Köpekleri
(FERMENT RECORDS)

Zımba gibi bir tekliyle bu yıla ait ilk banger’ını paylaşan Ringolar, belki de şimdiye kadarki kana en hızlı giren sözlere sahip bu iki buçuk dakikaya dolu dolu bir rock düzenlemesi sığdırarak tekrar tekrar “Tekrar”a bastırma garantisi veriyor. Aralarına bas gitarda Alex Tsyntaru‘yu alan ekip pek yakında yayımlayacakları, iki ayrı konseptte bir maksi-tekli için de geri sayımda. “Cehennem Köpekleri”nin kapak görseli de Tayga Soysaltürk imzalı. 

ALBÜM: Liam Gallagher & John Squire – Liam Gallagher John Squire
(Warner Musick UK)

Uzun zamandır birbirleriyle konuşmak isteyen iki insanın yakın arkadaş olma hikâyesi en nihayetinde Liam Gallagher John Squire. Birlikte kolları sıvayıp 90’lara zaman yolculuğu yaptıran Gallagher ve Squire “hem manevi hem de hayati” olarak betimledikleri albümleri, canlandırıcı riffleri, geleneksel şekilde tınlayan gitarlarıyla dinleyene her lezzetten biraz biraz olan bir tadım tabağı sunarken ara ara 60’ların psikedelik yapısına da selam çakmayı ihmal etmemiş. “Bazı kısımlarının oldukça melankolik olması ama bazı kısımlarının da saygısız, kaba olmasının” hoşuna gittiğini ve birlikte mükemmel uyum bulduklarını söyleyen Squire, bir anlamda çıkardıkları bu füzyonu özetlemiş aslında. 

TEKLİ: Matt Champion – Slug
(RCA Records)

2022’de yollarını ayıran BROCKHAMPTON’dan hatırlayacağınız Matt Champion hip hop kökenlerini rafa kaldırdığı deneysel bir pop parçasıyla karşımızda. Tiz vokallerin kafa karıştırdığı parçada dans pistine davet eden davulların etkisinden çıkamıyoruz. Şarkının başından sonuna bize eşlik eden sıcak bir bas ve 80’lerden çıkma bi rüyaya çeken synth partisyonlarıyla “Slug” kalbimize kolayca girdi. 

TEKLİ: LATRALA & Kenny Wollesen – AGORA
(Otherly Love Records)

Sex Mob, John Zorn gibileriyle çalışan New York sahnelerinin usta davulcu – perküsyonisti Kenny Wollesen’in davulcu Nasheet Waits, gitarist Tony Scherr, basçı Christopher Thomas ve synth mimarı Michael Coleman ile ortaklaştığı yeni grubu LATRALA, 3 Mayıs’ta yayımlanacak ilk albümünün tanışma parçasını fırlattı. Neşeli açılış melodisiyle dikkati çekip groove’uyla baş döndüren “AGORA”, bir tema etrafında dönüp dolaşırken oyunu devamlı birinden ötekine devreden şık enstrümantasyonuyla algı kapılarını alabildiğine açıyor.

TEKLİ: Derd’Ali – Maskara
(Bi’Dünya Records)

Geçtiğimiz yıl Kördüğüm Adam adlı bir EP ve “Delirdim” adlı bir tekli yayımlayan Derd’Ali, yeni teklisinde kişisel sorgulamalarını sıcak gitar arpejlerinin üzerine serpiyor. “Aklım almıyor bütün bu olanları. Nasıl bir yere düştüm allahım, aklım almıyor” dizeleriyle açılan parçanın kapak görseli Eren Bous imzalı. “Maskara”nın klibi de yakında Derd’Ali’nin YouTube sayfasında olacak.

TEKLİ: Julia Holter – Evening Mood
(Domino Recording Co)

Holter’ın yeni teklisiyle bu dünyanın dışında bir deneyim için kemerleri bağlayalım. Emprvize duyulan bir davul ve müzisyenin bizi getirdiği dünyanın zeminini oluşturan bir bas yürüyüşü, her şeyi daha da sihirli kılan klarnet ve meleksi bir vokalle mistik bir ormandayız âdeta. Yoğun efektli bir ultrason kalp atışının da yerini bulduğu “Evening Mood” için “bedenin içindeymiş gibi duyulmasını” istediğini söylemiş Julia Holter. Bize daha çok kendi bedenimizde değilmişiz gibi hissettiren şarkının size nasıl hissettirdiğine karar vermeniz için klibi buraya bıraktık.

ALBÜM: Daniel Romano’s Outfit – Too Hot to Sleep
(You’ve Changed Records) 

Kanadalı müzisyen ve bestecinin kendi etiketinden çıkan, kapağını da bizzat tasarladığı yeni albümü Too Hot To Sleep 27 dakikalık bir garage rock operası gibi. Bol elektrikli ve sürüşü pek süratlı albümde Romano dünyaya ve sonuna dair kimi zaman şiirsel, kimi zaman isyankâr anekdotlar sıralamış. Adrenalin ve nükte dolu albüm; kardeşi Ian Romano’nun sımsıkı davul atakları, yırtık org akorları ve şen armonilerle semalara yükseltiyor. 

ALBÜM: Jahari Massamba Unit – YHWH is LOVE
(Law Is Rhythm)

Detroitli davulcu ve prodüktör Karriem Riggins ve efsanevi DJ Madlib’den oluşan Jahari Massamba Unit’in ikinci çıkarması, debut albüm Pardon My French’ten (2020) sonra groove’a yine sıkı sıkı tutunduğu, çeşitli ama daima tutarlı bir uzunçalar. Albümün prodüktörlerinden Jae Barber ve Riggins’in etiketinden çıkan hem duru hem zengin dinleti sonlara doğru hafiften duyulmaya başlanan kalabalık parti sesleriyle birlikte canlı jam dinlermiş hissiyatını hepten pekiştiriyor. Sofistike olduğu kadar samimi, asla çizgisinden kaymayan albümün çıkış teklisi “Stomping Gamay”ın yanı sıra “Karriem’s Bolero”, “The Clapper’s Cousin”, “Massamba Affundance”, “Boppin’” ve “Seven Mile to Oxnard” özellikle zevke getiren parçalar. 

TEKLİ: Jane Weaver – Romantic Worlds
(Fire Records)

Bu şarkı, modern romantizm algılarını keşfeden müzikal bir yolculuk gibi. Modifiye edilmiş etkileyici synth melodilerini duyarken; müzisyenin yumuşak yorumu ve şiirsel sözleriyle birlikte şarkı boyunca “kendi romantik dünyamız”da geziniyoruz. Yeni Jane Weaver teklisine yönetmenliğini Nick Farrimond’ın yaptığı, fantaziden ilham alan, puslu, romantik ve yapay zekânın da kullanıldığı bir video klip eşlik ediyor. Buradan izlenebilir.

ALBÜM: Meril Wubslin – Faire Ça
(Bongo Joe)

İsviçre – Belçika hattında üreten Meril Wubslin kolektifi, üç yılın ardından çıkagelen üçüncü stüdyo albümünde dinleyeni “birazdan neyle karşılacağım?” merakıyla yola çıkarıyor. Merak aslında Christian Garcia-Gaucher, Valérie Niederoest ve David Costenaro üçlüsünün temel besini. Dönüşümün sürekliliğini kaçınılmaz olarak benimsedikleri serüvenlerinde, her parçada yeni keşifler yapmak ve başka bir yüzünü göstermek onlar için doğal bir refleks hâlini almış. Faire Ça’nın derinliklerinde post-rock da var, dub da; 1960’lar minimalizmi de var, blues da. Keyifli dalışlar.

TEKLİ: Chicano Batman – Era Primavera
(ATO)

California çıkışlı grup Chicano Batman psikedelik soundlara katkılarını sunmaya devam ediyor. En son pandeminin karanlık dönemlerinde Invisible People’ı yayımlayan grup mart sonuna tarihlenen beşinci albüm Notebook Fantasy’den ikinci tekli ile aramızda. Bee Gees-vari, oyunlu ilk tekli “Fly”a göre daha derli toplu olduğunu söylemeli. Hispanik kökenlerinin getirdiği latin esintileriyle bağdaştırmayı iyi bilen grubun İspanyolca söylediği bu şarkı keyif artırma garantili.

ALBÜM: Yerçekimi – 4
(Bağımsız)

Emre Aypar, Barkın Engin, Altan Sebüktekin ve Burak Yıldırım’dan oluşan Yerçekimi, en son 2021’de Tutulma EP’sini yayımlamıştı. 30 dakikalık yeni kayıt 4 adını taşıyor. Dinleyeni zifiri karanlığın içine gömdükten sonra dramatik piyano melodileriyle sarıp sarmalayan “Gece Sessiz”, teatral vokalleri ve gitar slide’larının kendi içinde bir diyaloga tutunduğu aksak ritimli “Fırtına” ve tekinsiz synth yankılanmalarıyla albüme kalp kıran bir final yapan “Hırsız”, ilk dinlemedeki favorilerimiz. 

ALBÜM: Yard Act – Where’s My Utopia?
(Island Records)

Zamanında bir okul zorbası olmakla yetişkinlikte yüzleşmek, aile dengeleri, psikoterapi hikâyeleri… Sürükleyici riffler ve hipnotik vokallerin İngiltere’deki adresi Yard Act, Where’s My Utopia’da post punk’ı türlü dans etkileriyle süslüyor. Bu albümde çok fazla şey oluyor! Arkanıza yaslanın, pür dikkat kesilip onunla birlikte akın; keşfetmenin tadına doyacaksınız, kesin bilgi.

TEKLİ: Tuğçe Şenoğul – Aşk Deli
(Bağımsız)

Tuğçe Şenoğul’un 2024 takvim yılındaki ilk şarkısının prodüksiyonu Artz, Bugy, 45 ortaklığı. Üçlünün hacimli basları ve endüstriyel beat’inin arasına sızan kırılgan synth melodileri, Şenoğul’un puslu vokalleriyle çok yakışıyor birbirine. Yine en iyi bildiği şeyi yapıyor ve hissettiklerini hepimize tattırmanın yolunu kelimelerde buluyor: “Beni bile bile yine yaralar. Geceleri içine içine ağlar. Kalbime bunu yapma. Derinlerde kalsın, uyandırma.”

TEKLİ: light motiv – KOVUYORUM
(Shalgam Records)

Yeni kısaçalara günler kala gelen teklisinde, kendimizi light motiv’in lo-fi rüzgârlarına bırakıyoruz. Bedroom pop edalarında gitarların synthlerle birleştirdiği yerde tempo yükselmişse daha mutlu bir yerdeyiz sanmayın; güneş bizi yakarken bulutları kovalamanın peşindeyiz.