Bant Mag. No:36'dan // Davulcular anlatıyor: Sam Fogarino (Interpol / Magnetic Morning)

Bant Mag. No:36’da yer alan “Nasıl başladım? Neden başladım?¨: Davulcular anlatıyor isimli dosyada, yerli yabancı toplam 32 davulcunun, davulla ilgili hikayelerine yer verdik. Şimdi söz Interpol ve Magnetic Morning davulcusu Sam Fogarino’da!

Sam Fogarino
Interpol / Magnetic Morning

“Eğer melodi vücutsa, ritim onun yürüyüşüdür.”

Philedelphia’da 1973 yılının Noel’inde, o dönem epey genç olan ebeveynlerimden hediye olarak bir oyuncaktan nispeten iyi bir davul seti almıştım. O zamanlar beş yaşındaydım. Annem 30, babam da 32’ydi. İkisi de müziğe karşı bir doyumsuzluk içindeydi: rock, soul, erken dönem disko, Motown ve tabii ki Gamble and Huff olarak da bilinen Philly müziği.

Davullar ve ritimlere olan merakım ortaya çıkmadan önce, konseptleri ve yarattığı duygusal etkileriyle bir bütün hâlinde şarkılar benim tüm ilgimi bölünmeden çekiyordu. Noel’de gelen davul setini, müziğin yol açtığı bir vazgeçişle parçaladım ve sonra sevmeye başladım.

Yaşım ilerledikçe piyanoya yöneldim. Sekiz yaşında gitara geçtim. 1980 yılında, ilk davul setimi aldıktan yedi yıl sonra davula olan ilgim geri geldi. Yine, bir tür vazgeçişle birlikte. Ağırlıklı olarak verebileceğim ilk referanslar vuruşların taşıdığı altmışlar ve yetmişlerin başlarındaki davul çalış stilleri. Annemin bodrum katında, benden birkaç yaş büyük üç arkadaşımla bir grup kurduk. Bir davulcu bulmamız gerekiyordu ve bir saniye bile düşünmeden bu rolü aldım. Davul çalmaya başlamaktan ziyade bir grubun davulcusu olmuştum. Olmazsa olmaz bir işlevi karşılayabilmek için. Şarkıyı sürüklemek, yapısını bir arada tutmak ve bir yandan hissiyatı oluşturmak. Eğer melodi vücutsa, ritim onun yürüyüşüdür. Bir şarkının yürüyüş şeklini kontrol etmek istemiştim. Bu halaneden sorusunun cevabı benim için.

Davul çalmak fiziksel bir huy; müzik gramerinde bir nevi noktalama işaretleri gibi. Müziğin koşuşu, yürüyüşü, sürünüşü ya da atlayışı. Kekelemesi ya da bağırması vurgular veya kısıtlamalarla oluyor. İnsanları hareket ettiriyor. Hepsini de tek kelime etmeden yapıyor.

sam fogarino