Bant Mag. No:39'dan // Yeni albümleri üzerinden karşılıklı sohbet: Mabel Matiz ve Hakan Vreskala

Alışılmışın dışında üretimleriyle tanınan iki müzisyen, yeni albümlerini birbirlerine anlattı ve müzikle ilgili alışkanlıklarını karşılıklı masaya yatırdı.

Yerli müzik sahnesinin iki kendine has üyesi, Mabel Matiz ve Hakan Vreskala, yılın ilk aylarında yayınladıkları yeni albümleriyle karşımızda. Mabel Matiz, diskografisinin üçüncü albümü Gök Nerede’yi, Vreskala da kendi kurduğu plak şirketi Kayıtdışı Records aracılığıyla Duyuyor Musun isimli yeni albümünü yayınladı.

Albümlerle birlikte hızla yollara koyulan iki müzisyeni, yoğun tempolarının içinde bilgisayarların başında sohbete oturttuk. Birbirlerinin yeni albümleri ve müzikle ilgili alışkanlıklarını karşılıklı masaya yatıran ikili, bu sohbetin ardından birlikte müzik üretmeye koyulacak gibi de gözüküyor!

HAKAN VRESKALA SORUYOR, MABEL MATİZ CEVAPLIYOR

Yeni albümün harika, eline sağlık. Hazırlarken ya da kayıt aşamasında hiç aklının karıştığı oldu mu? Yarattığın şarkılar hakkında şüpheye düştüğün, zaman zaman beğenmediğin, sorguladığın ya da dinleyicilerinin yadırgayabileceğini düşündüğün anlar?
Tabii ki, defalarca! Nerdeyse her gün! Hemen hemen her şarkının birkaç versiyonu var, aranjman aşamasında büyük deliriyoruz Can’la (Güngör). Zaten her telden çalan repertuvarlar yapıyorum hep. Can kayıtlarda “Fena Hâlde Bela”ya altı apayrı aranjman yapmıştır mesela, ben hayalimdekini bulana kadar diğerlerine pek yükselmedim. Kimi şarkılar için “Çok mu çıkkıdı oluyor?” dediğim, kimisi için “Çok mu sertleştik?” diye sorguladığım sık sık olmuştur. Ama öncelik canımızın ne istediği elbette. Bizi tatmin etmeyen bir şeyi sunmam.

Beraber çalıştığın müzisyenlerle aran nasıl? Arkadaş mısınız, profesyonel misiniz? Arada bir ton mu tutturuyorsunuz?
Albümün prodüktörü ve aranjörü Can Güngör’le beş yıldır arkadaşız. Birlikte çok şey yaptık başardık. Hayatımdaki ve müziğimdeki yeri apayrı. Sahnedeki müzisyen arkadaşlarımla da aynı şekilde yakınız. Bazısıyla yeni tanışıyoruz ama hepsiyle bir arkadaşlık bağı söz konusu. Profesyonel kurguyu da bir ölçüde önemli buluyorum elbette, işin business denen tarafının akması için bu bir nebze şart. Ancak bir bağ kurularak, birbirinin içini görüp dokunarak yapılan müzik elbette her şeyin üstünde ve bambaşka oluyor. Hele ki bizim gibi diyecek sözü olanlar, içerden konuşanlar için.

Kendi kliplerinde oynarken zorlanıyor musun? Sonunda bir aktörlük durumu mevcut!
Kliplerde genelde eğleniyorum ben. Sonradan izleyince gülüyorum hele ki dans falan etmişsem. Biriniz dur deseymiş diye çıkışıyorum etrafa. Sıkıldığım da oldu tabii daha önce. Sanırım günüme ve o anki ekibe göre değişiyor bu.

MABEL MATİZ SORUYOR, HAKAN VRESKALA YANITLIYOR

Albümü üç kelimeye özetlesene
Mağrur, utangaç, isyancı.

Albümde çalıştığın müzisyenlerle nasıl bir araya geldiniz? Bir de düet var. Düet meselesine genel olarak nasıl bakıyorsun? Neye göre belirliyorsun? Bu arada ilerde biz de ortak bir şeyler yapmalıyız bence!
Müzisyenler tam aynı yolun yolcusu gerçek anlamda yoldaşlar… Kolay değil müzisyen olmak… Hem hayatını idame ettirmek hem sektöre dayanmak hem de beklenen performansı sağlayabilmek. Bu ortamda kafana uyan yol arkadaşı bulmak zor… Buldun mu da bırakmak istemiyorsun hâliyle… Yavaş yavaş deneye yanıla bulduk birbirimizi..

Düet biraz kendini dayatan bir şey… Muhabbetle çıkıyor. Birini tanıyorsun ve diyorsun ki bununla bir şey yapmalıyım. Onda ben de olmayan çok garip bir şey var… Bende eksik olan onu mutlaka duymalıyım. Ona verecek şeylerim var… İki dostun aşkı gibi bir şey… Ay çok abarttım sanki. Ve mutlaka bir şeyler yapacağız hayat bizi buna zorlayacak…(Hâlâ abartıyorum sanki.)

Stockholm’de neler yapıyorsun? Öğretmenlikle olan bağından söz etsek?
İnsanlarla çalışmayı çok seviyorum. Sosyal olmayı sürekli stimülasyon içinde bulunmayı… Şu an grup kurma ve kendi prodüksiyonumu yapma üzerine dersler veriyorum ve tabii ki esas mesleğim olan vurmalı ve bateri de çok keyifli ama en çok ben öğreniyorum gibi geliyor.

Röportajların tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:39’a ulaşabilirsiniz.