“Yalnız bunun da şakası olmaz”larımız: Beni Sakın Yumruklardan üzerine

Türkiye tiyatrosundaki üretimlere destek amacıyla hayata geçirilen Ortak Yapım projesinin bir çıktısı olan Beni Sakın Yumruklardan, prömiyerini 25. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapmıştı. Metnin Ceren Ercan’a, rejinin Yelda Baskın’a, karakterlerin ise Ecem Uzun ile Yiğit Sertdemir’e emanet edildiği oyunun yapımcılığını yine İKSV İstanbul Tiyatro Festivali üstleniyor.

Konu nedir?

Beni Sakın Yumruklardan, bir açık mikrofon gecesinde sahne alan farklı kuşaktan iki kişi, Egemen ve Hilal’in performanslarıyla başlıyor. Kişisel hayatlarından kurguladıkları anlatılar sonrası yolları bir “Osmanlı Çorbacısı”na düşen ikilinin burada yaşadığı karşılaşmalar ve sahne performanslarına dair sosyal medyada çığ gibi büyüyen tepkiler üzerinden kutsallarımızı, yalnız bunun da şakası olmazlarımızı, “linç ve iptal kültürüne” dair tartışmaları merkezine alıyor.

İlk intiba?

“Özgürlük ne ve özgürlük kimin için?” gibi kallavi sorularla seyircisini baş başa bırakan Beni Sakın Yumruklardan, bugünün dinamiklerine kıymetli bir bakış sunuyor. Ceren Ercan’ın özgün politik diliyle Seni Seviyorum Türkiye ve Berlin Zamanı gibi metinlerinde yaptığı Türkiye okumalarına bir yenisini eklediği oyun, Yiğit Sertdemir ve Ecem Uzun’un dinamik performanslarıyla seyir zevki yüksek bir 75 dakika sunuyor. Bazı sahne geçişlerinde kopukluklar, yer yer duraksamalar hissedilse de bütüne bakıldığında sezonun görülmeye değer yapımlarından Beni Sakın Yumruklardan.

Ambiyans / ortam / mekân / kurgu / dekor için neler söyleyebilirsin? 

Oldukça minimal bir mekân tasarımı olan oyun, metnin gerektirdiği ambiyansları ve sahne geçişlerini pratik bir biçimde kuruyor. Tasarımdaki sadeliğin, seyircisini gündelik hayatla ve şimdinin Türkiye’sine yaklaştırmasıyla, işlevsel bir tercih olduğunu söylemek mümkün.

Kimler sever?

Olağan akışımızda karşılaştığımız söylemler ile kutsalları bir de sahneden görmek isteyenler, bu eksendeki sorularla yüzleşmeye razı olanlar ve birbirimizi aslında ne kadar az dinlediğimiz gibi çeşitli konulara dair, yeri gelince çuvaldızı kendisine batırmaktan gocunmayanların severek izleme ihtimali kuvvetli.

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar

Cevaplardan çok sorularla ilgilenen Beni Sakın Yumruklardan, izleyenin zihninde çokça tartışma açmaya elverişli bir oyun şüphesiz. Bu tartışmalardan biri de kutsal dediklerimizin, mizahın sınırlarının nereden çekildiği ve bu sınırları bozguna uğratma girişimlerine biçilen bedellerinin neler olduğu. 

Kolektif olarak etrafında dönüp dolandığımız soruları yüksek sesle soruyor oyun. Ne söylediğine aslında pek de kulak kesilmediklerimize, sınırlarını kaskatı belirlediklerimize / varsaydıklarımıza dair bir durup düşünmek üzere seyircisini dürtüyor. Oyunun da yüksek dile getirdiği üzere, “Birbirimizden değil aslında temsil ettiğimiz şeylerden korkuyoruz”. Tüm o kulak kesilmemelerimiz bu yüzden belki de.

Sezon boyunca seyircisiyle buluşacak Beni Sakın Yumruklardan’ın tarihleri için tek tık yeterli.

Formu dolduran: Yağmur Ruken Kahraman