Bir yapay zeka ürünü: "Sunspring"

Teknolojinin yapay zeka alanında gitgide geliştiği son zamanlarda, Oscar Sharp ve Ross Godwin daha önce hiç denenmemiş bir işe el attılar. Kendi yarattıkları algoritma tarafından yazılan senaryoyla Sunspring’i çektiler.

Yazı: Nihan Bayram

BAFTA adaylığı bulunan yönetmen Oscar Sharp bir algoritmayla beraber çalışarak bir senaryo ortaya koymayı uzun zamandır düşlüyormuş ve bunu üniversite yıllarında New York Üniversitesi’nde yapay zeka araştırmaları yapan Ross Godwin’e anlatmış. Godwin yıllar süren denemeler ve bir çok farklı algoritmadan sonra Sunspring’i yazan bu algoritmayı ortaya çıkarmış. Bu algoritma Uzun Süreli Kısa Bellek (LSTM) adı verilen bir nöral ağ ile çalışıyor. Bu ağ aynı zamanda, filmin başında da belirtildiği gibi, akıllı telefonların klavyelerinin çalışma sistemini oluşturuyor. Godwin, algoritmanın bir senaryo oluşturabilmesi için 1980 ve 1990’lara ait bir çok bilim kurgu filminin senaryosunu algoritmanın belleğine yüklemiş.

Oscar Sharp, senaryosu yapay zeka tarafından yazılan ilk kısa film olan Sunspring’i Londra Uluslararası Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali için çekti ve internet üzerinden yayını arstechnica.com sitesinden yaptı.

Watch this on The Scene.

Makineden çıkan senaryonun “O yıldızlarda duruyor ve yerde oturuyordu” gibi sahne talimatları Sharp’a çok imkansız gözükse de rolleri Thomas Middleditch, Humphrey Ker, Elisabeth Gray arasında gelişigüzel bir şekilde dağıtmış. Makine kendisine Benjamin ismini verirken; filmin karakterlerini isimlendirme konusunda biraz zayıf kaldığı için Godwin isimleri H, H2 ve C olarak değiştirmiş. Sharp ortaya çıkan senaryoyu filmleştirmenin bir hayli zor olduğunu belirtti.

Senaryonun bu zorlukları göz önünde bulundurulduğunda filmin Hollywood’un bitmek bilmeyen klişelerine alışkın izleyicilerine garip gelmesi şaşılacak bir durum olmaktan çıkıyor. İzleyiciler, ilk izleyişlerinde filmin birbirinden kopuk diyaloglardan oluştuğunu düşünebilir ama filmin insanın ilgisini çeken garip bir atmosferi var. Oyuncuların altın ve gümüş renkli kıyafetleri filme bilim kurgu atmosferini vermek için seçilmiş. Bu renkler aynı zamanda filmi oluşturan renkler ve filme bir çok klasik bilim kurgu filminin karanlık havasından ziyade canlı bir hava katmış. Aktörlerin dağınık saç, sakal görüntüsü filmin dağınıklığını yansıtırken, üç oyuncunun da gözlerinin renkli olması filmin çekim açılarını göz önünde bulundurunca etkileyici bir hal almış. Thomas Middleditch’in oynadığı “H” karakterinin “H2” ve “C” arasında geçenleri anlamlandıramayışı, onu seyircilerin kolaylıkla empati kurabileceği bir karakter haline getirmiş. Benjamin’in senaryoyu bu amaçla yazmış olması ihtimali olup olmadığını bilemeyiz ama “H”nin şaşkınlığı izleyicilerin film karşısındaki şaşkınlığına benziyor. “H” ve “C” arasında geçen karşılıklı konuşma sahnesi çok başarılı bir açıyla çekilmiş ve izleyiciyi filmin içine çeken sahnelerden biri olmuş. “H”nin kamerayı eliyle yönlendirdiği sahne ile film dördüncü duvarı kırmayı da eksik etmiyor. “H”nin elinde kamera olmadığını fark ettiği andaki şaşkınlığı da seyirciye çok etkileyici bir şekilde aktarılmış.

Senaryoda Benjamin’in kendisinin yazdığı bir şarkı da bulunuyor. Şarkı çok basit sözlere sahip olmasına rağmen izleyicilere derin ve anlamlı gelebilir. Benjamin’in cümleleri ve şarkısı mantıksız gibi gözükse de filmin bütününe bakıldığında makine bilim kurgu yazmanın inceliklerini kavramış ve bu senaryoyu ona göre yazmış denebilir.