Braderin’e göre 2010’ların en iyi 5 bağımsız çizgi romanı

Brek basçısı, DJ ve radyo programcısı Braderin, Kare Müzikevi etiketiyle 31 Ocak’ta yayımladığı I’m like really really happy these days isimli solo EP’sinde beyninizin eriyip kulaklarınızdan damlamasına sebep olacak ses bütünlerini bir araya getirmişti. EP’de yer alan “You don’t wanna live in Atomic City” parçası için geçtiğimiz günlerde paylaşılan Hakan Öktem imzalı klibi de aynı sözlerle tanımlamak mümkün.

Müzisyen kimliğinin yanı sıra gerçek bir nerd ve çizgi roman tutkunu olan Braderin’den Bant Mag. için 2010’larda yayımlanmış favori çizgi romanlarını anlatmasını istedik. Braderin’in farklı disiplinlerden ve büyük kısmı Fantagraphics’ten çıkmış 5 çizgi roman tavsiyesinde hip hop tarihinden giriyor ve küçükken kurduğumuz arkadaşlık bağları üzerinden anılarımıza uzanıyoruz.

Megahex – Simon Hanselmann

“Namıdiğer Tazmanya Canavarı, Simon Hanselmann’ın 2014 yılında Fantagraphics Books’tan çıkmış toplaması. Megg, Mogg ve Owl isimli üç ev arkadaşının maceralarını anlatıyor bu güzel kitap. En sevdiğim kitaplar listesinde en başı zorlayan, ve okuduğum dönemde hayatımda çok paralellikler kurduğum bir kitap kendisi. Tazmanya Canavarı’nın önceden fanzin ya da webcomic olarak yayınlanan işlerinin yanı sıra bu kitap için yazıp/çizdiği orijinal hikâyeleri barındırıyor. Zaten bir MMO hayranıydım bu kitap çıkmadan önce. Bu kitabı ilk elime alıp okumaya başladığım andan itibaren Hanselmann’ın sıkı bir takipçisi oldum. Üstüne dört kitap daha çıkardı, beşincisi de yolda ama hiçbiri bunun bende yarattığı etkiyi yaratamadı. Hayatımın sonuna kadar dönüp dönüp okuyacağım ve okutabileceğim herkese de okutacağım kitaplardan biri oldu.”

Patience – Daniel Clowes

“Dan Clowes hazretlerinin 2016 yılında Fantagraphics’ten çıkmış kitabı. Hazretlerin imzasını taşıyan renk paleti ve tokat üzerine tokat vuran hikâye anlatımının en güçlü hissedildiği kitaplarından biri. En azından bir kere Clowes okuyup hayranı olmamak mümkün değil. O yüzden bu kitabı duyurduklarında kalbimin ne kadar hızlı çarptığını hâlâ hatırlıyorum. Zaman yolculuğu dolu bir aşk hikâyesi. Biraz Clowes’un nasıl biri olduğunu biliyorsanız, nasıl bir iş olduğunu tahmin etmek de çok zor değil. Kahkaha, gözyaşı ve acı dolu 180 sayfa. Hayatta aradığınız her şey bu kitapta. Ayrıca bu güzellik Türkçe olarak Karakarga Yayınları tarafından basıldı. Dan Clowes keşke dedem olsa.”

Hip Hop Family Tree – Ed Piskor

“Ed Piskor’un 2012’de başladığı bu yolculuk 2016’da yine Fantagraphics’ten – en sevdiğim yayınevi olabilir – 4 kocaman kitap olarak son buldu. Hayatta en çok sevdiğim şeylerden ikisi bir arada: Çizgi roman ve hip hop. Bir insan olarak daha ne isteyebilirdim ki? Koştura koştura tüm paramı verdiğim, aldığımdan beri hâlâ jelatinini açmadığım, 4 yıl oldu, her fırsatta dönüp dönüp baktığım bir seri oldu kendisi. 70’lerden başlayıp 1984’e kadar hip hop kültürünün doğuşunu adeta bir ansiklopedi edasıyla anlatan bir eser kendisi. Ed Piskor’un her şeyini kendi yaptığı, hayatının uzun bir süresini adadığı bir başyapıt olarak iki kültüre de adını sprey boyayla yazdırdı. Piskor’un oldskool çizgi roman tarzı ve adeta bir rap şarkısı gibi kurguladığı sayılarıyla inanılmaz bir kitap. Ne kadar övsem az geliyor, ne kadar sevsem de bana yetmiyor. Galiba artık radyo programımın adının (Family Tree) nereden geldiğini de anlamışsınızdır.”

Punks: The Comic Vol. 1: Nutpuncher – Joshua Hale Fialkov / Kody Chamberlain

“Fialkov-Chamberlain ikilisinin 2015 yılında Image Comics’ten çıkmış; aynı evi paylaşan Abe Lincoln, bir yumruk, bir iskelet ve bir de İngiliz bulldogun maceraları. İlk sayfasını gördüğümde beynimin patladığını hissettim. Bir çizgi romanı oluşturan iki ana özellik var tahmin edebileceğiniz gibi. Biri çizgi, diğeri de kelimeler. Bu kitapta oldukça kelime var, evet. Ama çizgi işi biraz sıkıntıda. Kitap çoğunlukla dijital kolajdan oluşuyor. O zaman pek böyle bir şey görmemiştim. Dave McKean ve  Sam Kieth gibi ustaların gerçek objeleri fotoğraflayarak sahnelere yedirmesini ya da kitap kapaklarına karışık medya resimler gibi yaklaşmalarına alışıktım ama daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. 70’lerden bir punk fanzini gibi duran bu kitap, belden aşağı atılan yumruklarla dolu. İsmi Nutpuncher, farklı bir şey beklemek biraz garip olurdu sanki. Okurken gülmelere doyamadığım bu serseri, kütüphanemin en özel yerinde duruyor.”

This One Summer – Jillian Tamaki / Mariko Tamaki

“Tamaki kuzenlerin 2014 yılında First Second Books’tan çıkmış dünyalar tatlısı kitabı. Çıktığı günden beri ödüle doymamış, kuzenlerin kariyerini trebüşeyle yıldızlara doğru fırlatmış bir kitap This One Summer. Modern bir young adult klasiği. Duygusal olarak 15 yaşında bir kız çocuğuyla aşağı yukarı aynı olduğum için gözyaşları ve kahkahalar arasında gidip geldiğim bir yolculuktu benim için. Yazlık arkadaşı iki kız çocuğunun bir yazını anlatıyor. Hayatı keşfetmeleri, aile dramaları ve birbirleriyle kurdukları arkadaşlık bağı üzerine kurulu şahane bir hikâye. Kuzenlerin adeta tatlılık yarışına girdiği, Jillian Tamaki ne kadar duygusal ve şirin yazdıysa Mariko Tamaki’nin bir o kadar daha fazla tatlı çizdiği bir kitap. Her sayfasından tatlılık fışkıran bu kitap okuduğunuz her an size yaz özlemi aşılayabilir ya da küçükken kurduğunuz arkadaşlık bağlarını hatırlatabilir. Bu kitabı birilerine anlatırken suratlarına ‘tatlı’ diye bağırıyorum. Size de daha fazla tatlı diye bağırmadan bu listeyi bitiriyorum. Yeteri kadar tatlı demediğimi hissediyorum ve üç kere daha tatlı diyorum; TATLI, TATLI, TATLI.”