Bu akşam Salon IKSV sahnesinde izleyeceğimiz Melt Yourself Down'ı mercek altına aldık

Şubat ayının sonuna gelirken 14-15 Şubat’ta Salon İksv’de Garanti Caz Yeşili’nin konuğu olarak izlediğimiz Jens Lekman ve dün gece izlediğimiz Guillaume Perret & The Electric Epic’den sonra Garanti Caz Yeşili konserler serisinin bir sonraki durağı yine Salon IKSV olurken bu akşamki konuğu ise jazz, funk ve avant-garde melodileri bir arada harmanlayan Melt Yourself Down olacak.

İngiltere’de 2012 yılında kurulan Melt Yourself Down, Jazz ve Punk’ı özenle kaynaştıran Acoustic Ladyland’ın küllerinden doğup, cazın özgürce icra edilebileceğini en güzel şekliyle gösteriyor. Sons Of Kemet, Mulatu Astatke, Zun Zun Equi, Heliocentrics, Fela! ve Transglobal Underground gibi pek çok grupta yer almış isimleri bir araya getiren bir All-Star takımı gibi caz ve rock seslerini iç içe geçiren özel işler yapıyor. İlk albümleri Melt Yourself Down’dan çıkan “Release”, “We Are Enough” gibi şarkılar dikkatleri çekerken Pitchfork gibi eleştiri mecralarından da olumlu yorumlar aldı. Cazdan rocka sızan ritimleri ve farklı melodileriyle dinleyicileri kendine çeken Melt Yourself Down, konserlerini izleyecek olanlara da kalabalık grubuyla orkestral bir şenlik sunuyor.

Konser Saati: 21:30

Acoustic Ladyland, Polar Bear gibi gruplardan tanıdığımız İngiliz saksafoncu Pete Wareham öncülüğünde kurulan Melt Yourself Down’un kadrosu kalabalık ve bol yıldızlı. Sons of Kemet, Heliocentrics’den hatırlayacağımız saksafoncu Shabaka Hutchings yine Sons of Kemet’den davulcu Tom Skinner ki kendisi Mulatu Astatke ile de çalışmıştı, vokallerde Zun Zun Egui’den hatırlayacağımız Kushal Gaya, Acoustic Ladyland’dan Ruth Goller basta, perküsyon da ise Broadway müzikali Fela! dan hatırlayacağımız Satin Singh. Adını James Chance’ın 1986 tarihli albümünden alan bu kalabalık birlik, Pete Wareham’ın blues ve soul karışımı aynı zamanda rock öğeler barındıran Eyptian Nubian müziğine ilgi duymasıyla başlıyor. Nubia sayesinde Orta Doğu ve Latin Amerika gibi pek çok yerel müziğin harmonisinden etkilenen Melt Yourself Down ilk albümde de tüm bu etkileri dışa vuruyor. Özellikle albümdeki ritimleriyle baş döndüren Melt Yourself Down bütün doğu mistisizmini kucaklayıp elektronik alt yapılar, synthesizer filtreleriyle onları yeniden düzenliyor.

1. Melt Yourself Down- Release

Albümün hareketli mi hareketli şarkılarından olan Release, saksafonları merkezine oturtan ve dijital tonlamalarla da bildiğimiz dervişlik çağının bitip artık dijital dervişlik çağının geldiğinin habercisi olan bir parça. Kushal Gaya’nın da “Monster” diye seslendiği çılgınca tutkulu vokallerinin şarkının en önemli bileşeni olduğunu da es geçmeyelim.

2. Melt Yourself Down – Fix My Life

Müziğin içinde yarattıkları küresel saykodelik tonlarla içlerindeki politik anlamdaki ateşi de yayan Melt Your Selfdown albüme hızlı bir giriş yaptığı bu şarkı da aslında dinleyiciyi neler beklediğine dair epeyce bir ipucu veriyor.

3. Melt Yourself Down – We Are Enough

Albümün funk yanının parlayan yıldızı We Are Enough, aslında bol ritmik haliyle ve Kushal Gaya’nın “I say we are enough” diye bağıran vokalleriyle daha fazla dayanamadıkları yalan söyleyen hükümetlere ve politikalara sesleniyor. Afrika tınılı melodileri ve mesajlarıyla yapabildikleri en iyi şey olan seslerle yarattıkları mesajlarını yayıyorlar.