Kokteyle kapsamlı ve bütüncül bir yaklaşım: “3-2-1 Kokteyl Hazır!”
Röportaj: Nazlı Berivan Ak
“İmza kokteyl” kültürü Türkiye’de gittikçe yaygınlaşıyor, önceden sadece kimi mekânların menülerindeki reçeteler şimdi evlerde bile hazırlanıp servis ediliyor. Klasiklerden modern tariflere, her damak tadına hitap eden bir kokteyl mutlaka var, işin sırrıysa iyi tarifte ve doğru yönlendirmede…
Ceren Key, namıdiğer Chez Key, kendi tariflerinin yanı sıra klasik ve modern 100’den fazla kokteylin tarifini bir kitapta bunun için birleştirdiğini söylüyor. Orta öğrenimini İsviçre’nin Lozan kentinde tamamlayan, devamında Glion Institute of Higher Education’da otelcilik üzerine işletme lisansı alan Key, lezzet ve sunumu bir disiplin olarak görenlerden. 2020’den itibaren kendi mekânında “Private Dining” konseptiyle, gruplara özel menüler hazırlayıp hem pişirip hem de servis eden Key; yemek ve içki deneyimlerini, benzer ilgi alanlarına sahip kişilerle bir araya geldiği sohbetli hobi atölyeleri aracılığıyla da paylaşıyor. Yazdığı kitap da bu atölyelerin tamamlayıcısı niteliğinde.
Şarap, distile içkiler ve kokteyl konularında uzman Key’in kitabı, yaratıcı ve sofistike tariflerle birlikte kendi barını kurmak isteyen kokteyl meraklıları için önemli ipuçları barındırıyor. Yazarla Epsilon Yayınevi’nden çıkan 3-2-1 Kokteyl Hazır! adlı kitabını, kokteyl görgüsünü ve inceliklerini konuştuk.
“Amacım, yeni başlayanların pratik ve kolay tariflerle miksolojiyi keşfetmesini sağlamak. Sonuçta, kokteyl hazırlamak bir sanat olduğu kadar, herkesin kendi zevkini ve tarzını yansıtacağı bir alan.”

Kokteyl dünyasıyla tanışıklığınız nasıl başladı?
Ben 18-20 yaşlarındayken kokteyller bugünkü kadar yaygın değildi. Mojito, Margarita ve Lynchburg gibi kokteylleri tüketirdim. Zamanla kokteyl dünyasına olan ilgim, lezzet ve yaratıcılığa olan merakımla birleşerek pekişti. Farklı tatları bir araya getirmenin bir sanat biçimi olduğunu fark ettim. Günümüzde bardak tasarımlarının gelişmesi ve bardaklara olan ilgim sayesinde sıkça tüketilen kokteyllerin modern, zarif bardaklarda ve şık sunumlarla hazırlanması beni ayrıca cezbetti.
Peki tarifleri bir kitapta toplama fikri nasıl doğdu?
Tarifleri kitaba çevirme fikri, Epsilon Yayınevi kurucusu, çok sevgili abim Sayın Ömer Yenici’den geldi. Onun teşvikiyle, kokteyl konusundaki tüm deneyim ve birikimimi sade bir anlatımla kapsamlı ve bütüncül bir biçimde evde kokteyl yapma tutkusuna sahip olanlar ile paylaşmak istedik. Günümüzde internette pek çok tarif ücretsiz olarak bulunabiliyor; ancak bu kitap, tariflerin listelenmesinden öte bir rehber işlevi görüyor. İçinde temel tekniklerden sunum ipuçlarına, malzeme seçiminden bardak çeşitlerine, kullanılan alkollerle ilgili temel bilgilere ve kokteyl yapımındaki püf noktalara kadar pek çok konuya yer veriyor. Bu sayede okur kendi yaratıcılığını da kullanarak özgün kokteyller geliştirebilecek donanımı kazanıyor.
Kokteyl kültürü sence Türkiye’de ne durumda? Kokteyl yapmayı ve içmeyi seviyor muyuz?
Son yıllarda ülkemizde kokteyl kültürünün giderek geliştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Eskiden çoğunlukla rakı, viski ve şarap gibi klasik içecekler tercih edilirken, artık dünya trendlerini yakından takip eden barlar ve miksologlar sayesinde farklı ve yaratıcı kokteyllerle tanışmak çok daha kolay hâle geldi. Kokteyl içmekten öte hazırlarken beni en çok heyecanlandıran şey ise bildiğimiz tatları farklı kombinasyonlarla yorumlamak ve bu tarifleri atölyelerimde katılımcılarla paylaşmak. Biz, geleneksel yapıda bir toplumuz; birçok konuda olduğu gibi yeniliklere karşı temkinliyiz. Ancak fark ediyorum ki aslında içimizde çok güçlü bir keşfetme duygusu var. Ben de tariflerimde bu yenilikçi ruhu beslemeyi seviyorum. İnsanları şaşırtmak, önyargılarını kırmak ve onlara farklı bir deneyim sunabilmek benim için inanılmaz bir haz. Katılımcıların bana güvenerek normalde tercih etmeyecekleri bir şeyi denemesi ve bundan keyif alması beni gerçekten çok mutlu ediyor.
Son dönemde kokteyl bar kültürü de gelişip popülerleşti. Sizce bu mekânlarda reçeteler ne kadar doğru uygulanıyor?
Bu durum, elbette çeşitliliği artırması ve daha özgün tariflerin ortaya çıkması açısından çok yararlı. Ancak reçetelerin doğru uygulanması konusu barın vizyonuna, ekibin eğitimine, kullanılan malzemenin kalitesine ve bazılarının atladığı ama en az malzeme kalitesi kadar önemli olan buz kullanımına göre değişebiliyor. Bazı mekânlar, uluslararası standartlara uygun ölçüler ve kaliteli malzemelerle tariflerini birebir uyguluyor. Fakat popülerleşme her zaman rekabeti de beraberinde getiriyor. Bu rekabet ortamında bazı mekânlar, maliyeti düşürmek adına daha ucuz veya kalitesiz malzemeler kullanabiliyor. Yine de çoğu işletme artık kokteyl kültürüne önem veriyor, ekibini eğitmeye ve tariflerini belirli bir seviyede tutmaya özen gösteriyor. Dolayısıyla reçetelerin ne kadar doğru uygulandığı, mekândan mekâna farklılık göstermekle birlikte genel olarak bir yükseliş ve profesyonelleşme trendinden bahsedebiliriz.
Kokteylin bir adabı var mıdır, örneğin yanında atıştırmalıkla tüketilen kokteyl, ana yemekle iyi giden kokteyl deyince neler gelmeli aklımıza?
Atıştırmalık seçimi kokteylin tat profili ve alkol oranı göz önünde bulundurularak yapılırsa kokteylin ana aromasını bastırmaz, aksine onu tamamlar.
Sert, aromatik kokteyllerle tuzlu veya baharatlı atıştırmalıklar (kuruyemiş, peynir, minik kanepeler vb.) tercih edilirken; daha tatlı ya da meyveli kokteyllerle hafif tatlılar, meyve dilimleri veya çikolata gibi seçenekler uyumlu olabilir.
Başka bir örnek vermek gerekirse; Martini, klasik olarak bir “aperatif” içki kabul edilir. Genellikle yemek öncesi, iştah açıcı niyetine ve hafif atıştırmalıklarla birlikte tüketilir. Ancak Martini’nin kuru ve aromatik yapısı, özellikle hafif tatlı veya yumuşak lezzetli deniz ürünleriyle de uyumlu bir profil oluşturur. İstiridye, az baharatlı karides ya da ızgara balık gibi seçenekler Martini’nin keskinliğini dengeler ve tatları bütünler, doğru malzeme ve sunumla ana yemeğe de eşlik edebilir.
Farklı duygu durumlarına, farklı zaman ve mevsimlere göre kokteyl seçimleri değişiyor olmalı. Yeni yılın ilk aylarında siz hangi tarifleri verirsiniz, hangi karışımları önerirsiniz?
Farklı duygu durumlarına, mevsimlere ve özel zamanlara göre kokteyl tercihleri gerçekten değişiyor. Özellikle kış aylarında baz alkol olarak viski ilk tercihim olur ve ilk aklıma gelen şüphesiz ki Whiskey Sour. Hafif ekşimsi tadı ve dengeli aromasıyla kış ruhuna çok yakışıyor. Buna ek olarak elma suyu, tarçın, karanfil gibi baharatları da ekleyerek başka kombinasyonlar yaratabilirsiniz. Büyük gruplar için ise sıcak şarap gerçekten vazgeçilmez bir seçenek. Ben sıcak şarabı kırmızı şarap ve brandy bazlı olarak hazırlıyorum; içine portakal suyu ve dilimleri, bal, yıldız anason, tarçın, karanfil, limon, elma ve muskat gibi baharatlar ekliyorum. Bu malzemeler sadece harika bir tat yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda ortamda sıcacık bir atmosfer yaratıyor.
Yeni başlayanların kokteyl denemelerinde dikkat etmeleri gerekenler nelerdir? İpuçları verir misiniz?
Atölyelerimde dikkatimi çeken iki tür katılımcı oluyor: Miksolojiyi karmaşık ve zor bulduğu için sadece mekânlarda kokteyl tüketenler ve sevdiği tatlardan ilham alarak kendi karışımlarını denemeye cesaret eden ama sonucundan memnun olmayıp denemeyi bırakanlar. Her iki grup için de ilk tavsiyem sadece şu: Bir yerden başlamak! İlk denemelerde hata yapmak son derece doğal. Önemli olan, korkmadan “shaker”ı elinize alıp sevdiğiniz tatları karıştırmaya başlamak. Bu, hem özgüveninizi artırır hem de miksolojinin o kadar da karmaşık olmadığını fark etmenizi sağlar.
Bir kez başladığınızda, işin püf noktalarını öğrenmek size daha kolay gelecektir. Doğru bardak seçimi oldukça önemli; bir kokteylin sunumu, içim keyfini de artırır. Malzemelerin taze olması ve oranların dengeli kullanılması, kokteylin lezzetini doğrudan etkiler.
Buz seçimi de kokteylin kalitesinde kritik bir rol oynar. Farklı tip buzlar farklı tip kokteyllerde kullanılır. Bunları okudukları reçetelerde ya da görsellerde kolayca fark edeceklerdir. Örneğin, büyük buz parçaları daha yavaş erir ve kokteylinizin fazla seyrelmeden soğumasını sağlar. Küçük buz veya kırık buz ise daha hızlı eriyeceği için daha hızlı soğutur ve içeceklere hafiflik katar, ferah ve kolay içimli hâle getirir. Bu tip buzlar genellikle tropikal ve yaz kokteyllerinde tercih edilir.
Ayrıca, kokteyli tadarken fazla ısınmamasına, buzların hızlıca erimesine izin verilmemesine yani tatların korunmasına özen göstermek içim hazzını artırır. Küçük ama etkili bu detaylar, hazırlık kadar içerken de kokteyl deneyimini bir keyif hâline getiriyor.
Kitapta da bu tür temel bilgileri sade ve anlaşılır bir şekilde anlatmaya çalıştım. Amacım, yeni başlayanların pratik ve kolay tariflerle miksolojiyi keşfetmesini sağlamak. Sonuçta, kokteyl hazırlamak bir sanat olduğu kadar, herkesin kendi zevkini ve tarzını yansıtacağı bir alan. O yüzden bir yerden başlayın ve keyifle devam edin!
