Diken üstü bir seyirlik: Dark Winds üzerine

Prison Break yazarı Graham Roland’ın roman uyarlaması Dark Winds, 12 Temmuz’da altı bölümlük ilk sezonuyla prömiyer yaptı. Polisiye ve psikolojik gerilim hattında gezinen dizinin kadrosunda Zahn McClarnon, Kiowa Gordon, Rainn Wilson, Jessica Matten ve Noah Emmerich gibi isimler var.

Zaman dilimi ve mekân: 

1971 yılındayız. Mekânımız Navajo (kendi tabirleriyle Dineh) yerlilerinin diyarı. (Amerika’da yerlilere ait birçok koruma bölgesi mevcut. Buralar bir çeşit özerk bölge sayılıyor.)

Ne hakkında:
Navajo polis şefi Leaphorn inancı, kültürü ve geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacağı bir çifte cinayeti çözmek için kolları sıvar.  

İzlemeden önce bilmeniz gerekenler:

-Dizinin yapımcıları Robert Redford ve George R.R. Martin. Evet, yanlış okumadınız. Açılış jeneriğinde bu iki ismi görüyor “bu iki ağır top bu işe ortak girdilerse herhalde iyidir” diyerek zaten hemen motive oluyorsunuz.

-Bir AMC dizisi ve ikinci sezon onayını aldı.

-Dizi, yazar Tony Hillerman’ın roman serisi Leaphorn & Chee’dan televizyona uyarlama.

-Hillerman’a 1987 yılında Dineh halkı tarafından “özel dost” unvanı verilmiş. Kendisi bu unvana nail olmuş, yerli olmayan tek kişi.

-Kitap aynı isimle 1991 yılında sinemaya da uyarlandı. O filmin yönetmeni ise Errol Morris.

İlk intiba: 

Yeter ki polisiye olsun” diyenlerdenseniz doğru diziye geldiniz. Bir polisiye yapımın içermesi gereken tüm elementlere sahip, sürükleyici, izleyiciyi diken üstünde bırakan bir dizi. Polisiye elementlerini iyi kullanmasının dışında dizinin en önemli albenisi Kuzey Amerika yerlilerinin dünyasında geçiyor olması.

Navajo diyarı, Utah, New Mexico, Arizona ve Colorado eyaletlerinin kesiştiği bölgede yer alıyor. Kurak ve etkileyici kaya oluşumlarıyla dolu bir arazi. Polisiye gerilim için nefis bir atmosfer. No Country For Old Man gibi… Ya da Bir Zamanlar Anadolu’da

Dizide Navajo dilini sıkça duyuyoruz. Kültürlerine ve yaşadıkları zulme dair epey bilgi edinme fırsatı da tanıyor öykü. Yerlilere karşı uygulanan (korkunç!) kısırlaştırma politikası gibi… Gerçi Navajo Times gazetesi diziyi eksik ve hatalı bilgi vermekle suçlamış, bunu da not olarak düşelim.

Yine de beyaz ve hatta Siyah Amerika’dan çıkıp, koca kıtanın göz ardı edilmiş bu kadim halkına adanmış bir hikâyeye tanıklık etmek iyi bir etki bırakıyor izleyicide.

Oyuncuların tamamına yakını Navajo ve diğer Kuzey Amerika yerlisi halklardan.

En çok neyi sevdin? 

Başrolde izlediğimiz ve Leaphorn karakterine hayat veren Zahn McClarnon (izninizle buraya bolcana “o” koyacağım) çooooooook iyi! Nitekim kendisi geçtiğimiz aylarda yine Kuzey Amerika yerlilerini merkeze alan bir başka favorimiz Reservation Dogs’ta da çooooooook iyiydi. Ödül sezonunda adını çokça duyarsak şaşırmam.

En az neyi sevdin? 

Buraya kadar seriyi övdüm… Ancak beklenmedik anlarda aksayan yerleri var dizinin. Sanki atmosferine tam karar verememişler gibi. Tam biraz daha karanlık, biraz daha dramatik olmasını istediğiniz anlarda bir hafiflik çöküyor. Arada kalınmış gibi. 

Bir de dizide, şimdi detay vermeyeyim, araya giren doğaüstü korku unsurlu birkaç sahne var. Bunlar Dark Winds‘ı bambaşka bir kategoriye sokup çıkarıyor ve ister istemez izleyicinin aklını karıştırıyor. Belki başkaları sever ama bende öyle olmadı.

Formu dolduran: J. Hakan Dedeoğlu