David Byrne’den pandemi sonrası toplumsal değişim umuduna dair: “Now Anything Is Possible”

Efsane bir müzik kariyerinin yanı sıra ilham veren çeşitli başka işlerle de karşımıza çıkan David Byrne’ün, dünyayı yeniden hayal etmeyi hedefleyen, kâr amacı gütmeyen kuruluşu Arbutus Foundation’ın ilk projesi, Reasons to Be Cheerful (Neşeli Olmanın Nedenleri) olmuştu. İnternet üzerinden yayın yapan ve kendini “çalkantılı zamanlar için kuvvetlendirici bir ilaç” olarak niteleyen proje, şimdi, salgın tüm dünyayı çalkalıyorken, Now Anything Is Possible (Şimdi Her Şey Mümkün) adlı hikâyeler serisini başlattı.

COVID-19 pandemisi sırasında, değişim ve çözüm senaryolarının, salgından sonra nasıl daha iyi bir geleceğe çıkacağımızın arayışına koyulan hikâyelere odaklanacak serinin ilk yazısını, çevre, iklim değişikliği ve kaynak ekonomisi üzerine yazılar yazan Mitch Anderson kaleme aldı. 

“1932 yazında 40 binden fazla gazi, I. Dünya Savaşı’nda kaybettikleri ücretlerin geri ödenmesini talep etmek için Washington DC’ye geldi. Birçoğu, Amerika’nın dörtte birini oluşturan işsizlerden biriydi. Anacostia Nehri kıyısında, Hooverville adlı bir gecekondu mahallesini işgal ettiler. Taleplerini dikkate almak yerine, 28 Temmuz’da Başkan Herbert Hoover orduya gazilerin üzerine göz yaşartıcı gazlar ve tanklar sürmesini; Hooverville’i yakıp yıkmasını emretti. Olay, hükümetin buhranla başa çıkma konusunda çuvallayışını gözler önüne serdi. Yine de bu kriz potası içinde Amerika’yı bugüne kadar stabilize eden kurumlar kuruldu. Hooverville’in yakılmasından aylar sonra Hoover seçimi kaybetti ve sendikaları korumak, bankaları düzenlemek ve sosyal güvenliği sağlamak için bir dizi reform yürürlüğe girdi. Hükümet ve vatandaş arasındaki yapısal dinamik dönüştürüldü.” 

Anderson, Büyük Buhran sonrası yaşananları örnekleyerek, şimdi, şu soruya odaklanıyor: “Bu başka bir temel değişim ânı mı? Pandemi, geleceği daha dayanıklı, sürdürülebilir ve adil hale getirmek için yapısal reformları ve toplumsal değişimleri katalize edebilir mi? Kriz geçtikten sonra, bulunduğumuz yerde mi olacağız ya da daha mı kötü olacak?” Sonrasında yaşanacakların, uygulamaya konulacak acil durum politikalarına göre şekilleneceğinin altını çizen Anderson, ekonomik eşitsizliklerden hükümetlerin hapsetme politikalarına pek çok meselenin gözden geçirilmesini öneriyor. Şimdi birbirimize her zamankinden daha bağımlı olduğumuzu vurguluyor.

Ayrıca Reasons to Be Cheerful, “COVID-19 salgınının dünyadaki temel değişiklikleri nasıl şekillendireceğine dair raporlarımıza yardımcı olun” diyerek takipçilerine “Salgın sonrası, gelecek için umut veren hangi siyasi, kurumsal ve sistemik değişiklikleri görüyorsunuz? Hikâyelerinizi gönderin veya #NowAnythingIsPossible hashtag’ini kullanın” çağrısı yaptı.  

“Normale dönmek” yerine, toplumsal eşitsizliklerin ve eşitlikçi olmayan politikaların yeniden gözden geçirilmesi için önemli bir tartışma zemini yaratan seri için Reasons to Be Cheerful’un web sitesini ziyaret edebilir, ayrıntılarını kaçırmamak için Twitter, Instagram ve Facebook hesaplarını takip edebilirsiniz.

Yazı: Mine Metin