Boy bandler ve ponzi sistemleri: Dirty Pop

Yazı: Utkan Çınar

Netflix kütüphanesinde yerini alan üç bölümlük Dirty Pop: The Boy Band Scam belgeseli, Lou Pearlman’ın aralarında Backstreet Boys ve *NSYNC gibi dünyaca ünlü grupların da olduğu boy bandler etrafında kurguladığı dev ponzi dolandırıcılığını konu ediyor. David Terry Fine’ın yönetmenliğini üstlendiği belgeselde bahsi geçen grupların üyeleriyle yapılan röportajlar ve arşiv görüntülerinin yanı sıra yapay zekâ teknolojileriyle tasarlanmış canlandırmalar da kullanılmakta.

*Bu yazı, henüz Dirty Pop: The Boy Band Scam belgeselini izlememiş olanlar için bazı sürprizleri bozabilir.


Ne hakkında?

Amerikan tarihinin en uzun süreli ponzi dolandırıcılığı. Lou Pearlman isimli dolandırıcı bir iş insanının hikâyesini izliyoruz. Tabii önemli kısmı bu dolandırıcılığın pop müzik dünyasına da bulaşmış olması. 

Zaman dilimi ve mekân

1990’ların ortaları ve ikinci yarısından 2016’ya ilerliyoruz. Florida fonumuz.

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

Belgeselde bahsi geçen gruplardan Backstreet Boys dünya çapında 100 milyondan fazla satmış, tarihin en popüler boy band’i. The Beatles’a boy band demiyorsak tabii! *NSYNC ise her ne kadar içlerinden çıkan Justin Timberlake’in solo kariyerinin gölgesinde kalsa da bolca albüm satmış bir grup. 

Serinin yönetmeni David Terry Fine’ı daha önce gen Netflix’te yayımlanan spordaki dolandırıcılık hikâyelerine odaklanan Untold serisinin Operation Flagrant Foul bölümünden biliyoruz. Orada da fena iş çıkarmamıştı. 

Belgesel nasıl yöntemler/malzemeler kullanıyor? 

En dikkat çekici yöntem Pearlman’ın ofisinde kitabından parçalar okuduğu bölümler. Bunu tamamen dijital ortamda yapay zekâ ile yaratmışlar. Belgesel, sonunda kendisini çok iyi “biri” gibi göstermediği için bu iyi bir fikir mi bilemedim. Aynı şeyi daha önce Anthony Bourdain üzerine belgeselde de sadece ses olarak denemişlerdi. Henüz gri bir alan olduğunu söylemeliyim. İzleyiciyi manipüle etme yeteneği gereğinden fazla böyle canlandırmaların. 

En çok neyi sevdin?

Backstreet Boys ve *NSYNC dinlediğim gruplar olmadı hiçbir zaman ama popüler şarkılarına bir aralar ister istemez çok fazla maruz kaldığımı hatırlıyorum, üniversite kantininde vs. Ancak belgeselde onların dışında bahsi geçen, adını hiç duymadığım gruplar ve imajları hakikaten inanılmazdı. Saçlar, kıyafetler, danslar… Ne kadar kötü eskidiklerine tanık olurken gülmemek elde değil. Reklam taşıyan zeplinler üzerinden kurulan bir şirket, hayali uçaklara sahip bir havacılık şirketi; elle çizilerek yaratılan uydurma bankalar hepsi ilgi çekici. Kuzen Art Garfunkel ayrıntısı da eğlenceli tabii. 

En az neyi sevdin?

İşin müzik kısmı biraz eksik kalmış diyebiliriz. İlk bölüm Backstreet Boys ve *NSYNC’in doğuşuna yer verirken devamında bu noktadan giderek uzaklaşıyoruz. Belki bu grupların bu kadar başarılı olmasının nedeni işin mutfağı daha da ayrıntılı incelenebilirdi. Daha hiçbir şey başarmadan özel jetlerle yolculuk etmeye başlayan gencecik çocukların sonrasındaki psikolojilerini daha çok merak ettiğimi söyleyebilirim. Daha çok grup üyesi o dönemdeki hayatlarını paylaşabilirdi. Belgeselin ismi biraz yanıltıcı diyebilirim.

Modunu nasıl etkiledi?

Philip Seymour Hoffman’ı ne kadar zamansız kaybettiğimize yine üzüldüm. Zira Pearlman’in hayat hikayesinden güzel bir film veya dizi çıkabilirdi; Hoffman da o role cuk otururdu diye düşündüm. Ve tabii insanların birikimlerini alıp o paraları boyband kurup para kazanmaya ve dolandırıcılık yapmaya çalışması için bir insanın nasıl bir sosyopat olması gerektiğini düşününce de biraz karanlık hissettiğimi söyleyebilirim. Kapitalist sistem işte, nereden tutsanız elinizde kalıyor. 

Bunu seven şunları da sever 

Ponzi dolandırıcılığı üzerine en dikkat çekici iş 2023’ten Madoff: The Monster of Wall Street olsa gerek. Çok daha büyük meblağların döndüğü bir hâliyle. Tarikat kisvesi altında gene ponzi işleten NXIVM ve lideri Keith Raniere’yi anlatan The Wow’u da rahatlıkla önerebilirim. Müzik ve suç dünyası dersek bir podcasti, 2019’da Wondery’nin American Scandal serisinden yayınlanan Payola’yı tavsiye edebilirim.  

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar…

Pop müziğin sunumu konusunda bir şeyler söylüyor. Sanattan oldukça uzak sulardayız. Pearlman’in dediği gibi “ilk gençlik çağındaki kızlar oldukça boy band’ler de var olmaya devam edecektir”. Çok zengin olmanın kolay bir yolu. Kısaca iyi ve harbici müzik dinlemek için dinleyicinin her zaman belirli bir efor sarfetmesi gerektiğini bir kez daha kanıtlıyor. Önümüze düşen, bize itelenen birçok müziğin nasıl bir laboratuvar ortamında ve ne amaçla ortaya çıkarıldığını unutmamak lazım.