Dream popun karanlık hâli: Kraków Loves Adana

Deniz Çiçek ve Robert Heitmann’ın 2006 yılında kurduğu Kraków Loves Adana’nın melankolik ve gizemli dream pop yolculuğunun kalbi Almanya’da atıyor. İkilinin gruplarına verdiği bu dikkat çekici ismin arkasında da birini sevdiğinde ya da birlikte müzik yaptığında nereli olduğunun önemsizleştiğini keşfetmeleri var.

Dinleyeni rahatlıkla içine çekebilen şarkılarla dolu beşinci albüm Darkest Dreams’i 2020’de yayımlayan ikili, geçtiğimiz haftalarda da tematik olarak albümle ilişkili iki parça paylaştı. Gruptan Deniz Çiçek’le üretim metotları ve yakın gelecek planlarını konuştuk.

Almanya’da bir gece kulübünde tanışmanızın ardından müzik yapmaya başlamışsınız. Bu süreç nasıl Kraków Loves Adana’ya evrildi?

Tanıştık, âşık olduk, bir grup kurmaya karar verdik ve o zamandan beri müzik yapıyoruz. Yine de bu esnada dinamikler değişti. Tüm müziği Deniz yazıyor ve üretiyor; Rob iş tarafını yürütüyor.

Gizem, karanlık ve melankoli; müzikal estetiğinizin kaçınılmaz üç parçası. Bu müzik dili yıllar içinde nasıl şekillendi? En baştan tasarlanmış bir şey miydi?

Yıllar içinde doğal olarak gelişti. Filmlerdeki veya müzikteki gizeme karşı her zaman bir zaafımız vardı. Artık her şeyin her zaman erişilebilir olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Gençken müzik dergileri okumak veya yeni müzik keşfetmek için plak dükkânına gitmek zorundaydık. Bu yüzden grupların ve müzikleri etrafında her zaman bir tür gizem vardı.

Sevdiğimiz yaratıcı çalışmaların çoğu, ister Edgar Allan Poe, Ingmar Bergman, Andrei Tarkovsky veya David Lynch olsun; melankolik, kısa ömürlü, karanlık temalar etrafında dönüyor.

Yaratım sürecinizi, görev paylaşımızını biraz daha açabilir misin?

Tüm müzikleri ben yazıyorum ve üretiyorum, Rob fotoğraf / videoları çekiyor ve görsellerin çoğunu birlikte yapıyoruz. Bu aynı zamanda yıllar içinde gelişen bir şey. Hayatlarımızın yarısını beraber geçirdik, aynı zevklere sahibiz ve birbirimize tamamen güveniyoruz. Bu nedenle yaratıcı süreçte hiç çatışma olmuyor.

Yakın zamanda “I Could Be Happy” ve “Everything Dies” adlı iki single yayımladınız. İkincisi aynı zamanda son albüm Darkest Dreams‘in bir sonsözü niteliğinde. Bu parçalar yeni bir albümün habercisi mi?

Bu yılın sonunda yeni bir KLA albümü çıkacak ama bu şarkıların hiçbiri onun parçası değil. Yeni kayıt, stili ve sözleri açısından Darkest Dreams ile ilişkili. Albümde geri dönüş yapacak spesifik bir şarkı var ve tüm kayıt o şarkının etrafında dönüyor. Plak şu an fabrikada ve hazır olduğunda paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.

Ayrıca şu sıralar içinde çok daha fazla gitar ve iş birliği barındıran bir sonraki albümün de tam ortasındayım.

Çalışmanız pandemi koşullarından nasıl etkilendi? Kişisel “adaptasyon” deneyimlerinizi nasıl tanımlarsınız?

Biz her zaman çok iyi uyum sağlayabilen insanlar olduk, bu yüzden hiçbir sorunumuz olmadı. Turne yapamamak can sıkıcı bir durum ama hiçbir zaman bir festival veya turne grubu olmadık. Bu yüzden artık kişisel hayatlarımıza ve müziğin kendisine odaklanmak için daha fazla zamanımız var.

Bağımsız bir grup olarak bir şeyleri kendimize saklamaya ve yalnız çalışmaya alışkınız ama geçen yıl kesinlikle odağımı değiştirdi. Benzer fikirlere sahip insanlarla çalıştığınız sürece iş birliği yoluyla kazanılacak çok şey var. Şu anda başkalarıyla çalışmaktan ve fikirlerin hayal edebileceğimden farklı şekillerde geliştiğini görmekten zevk alıyorum.

Röportaj: Ahmet Sönmez