Dünya dönüyor: Rusya’da manastırda geçecek bir reality şov, Berlin’de 1.800 kişinin gezdiği kiralık ev ve diğerleri

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.

Rusya’da gözlerden uzak bir manastırda geçecek bir reality şov

Streaming platformlarının artmasıyla televizyon kanallarının işi iyice zora girmiş gibi görünse de ilginç denemeler gündeme gelmeye devam ediyor. Rusya’da yayın yapan ve ülkenin Ortodoks kilisesiyle dirsek temasında olduğu bilinen kanal Spas, yakında yayına başlayacak “Остров (Ada)” isimli programında gözlerden uzak bir manastırdaki günlük hayatı ekrana taşıyacak. 10 yarışmacının bir ay boyunca Moskova ve St. Petersburg arasında konumlanan Stolobny Adası’ndaki Nilov Manastırı’nda geçireceği süreye odaklanacak reality şovda hem yarışmacıların manastırdaki gündelik görevleri ve ibadetleri hem de rahiplerle yapacağı görüşmeler ekrana taşınacak. Kanalın genel yayın yönetmeni Boris Korchevnikov programla ilgili epey de iddialı: “Reality (gerçeklik) şovlarının kaybolmuş olan gerçek anlamını hatırlatacağız. Gerçeklik kelimesi birçok şeyle ilişkilendirilebilir ama esas anlamı hayattır. Bu projenin esas amacı Tanrı yolunda gitmek ve sorularımıza yanıtlar aramak.” Manastırdaki yarışmacıların nasıl kazanacağı ya da eleneceğine dair bir açıklama yapılmış değil. Rusya’nın “yeni nesil” reality şovunun beraberinde pek çok tartışma getireceği de aşikâr.

Tennessee’de eski Ku Klux Klan liderinin heykelinin Dolly Parton’ınkiyle değiştirilme ihtimali

Tennessee’nin başkentine 1978 yılında eski Ku Klux Klan lideri Nathan Bedford’un heykeli dikilmişti. Hâlâ yerinde duran heykelin kaldırılmasının ne kadar iyi bir fikir olabileceği yıllar sonra yeniden gündemde. Meclis üyeleri heykelin başka bir heykelle değiştirilebileceğini görüşüyor ve olasılıklar listesinin üst sıralarında ünlü şarkıcı ve LGBTİ+ ikonu (ve aynı zamanda Tennesseeli olan) Dolly Parton yer alıyor. Nathan Bedford’un nefreti ve ayrımcılığı temsil eden heykeli haliyle uzundur eleştiri ve tepkilerin konusu. Eyalet meclisi sözcülerinden Jeremy Faison, yerel bir gazeteye verdiği röportajda konuya dair şunları söyledi: “Eğer tarihimizi korumak istiyorsak onu hemen şimdi, doğru şekilde aktarmaya başlayalım.” Dolly Parton’ın henüz konuya dair bir açıklaması bulunmuyor.

Berlin’de yaklaşık 1.800 kişi aynı kiralık daireyi gezmeye gitti

Kasım ayının sonunda Berlin’de boş bir daire, kiralık ilanına çıkarıldıktan yalnızca bir gün sonra tam 1.749 kişi tarafından gezilmek istendi. Şehirde makul fiyatlı dairelere olan talep net olarak yüksek ama ilan yayınlandıktan yalnızca 12 saat sonra yaklaşık 1.800 kişinin kapıda belirmesi elbette beklenen bir şey değildi. Schöneberg bölgesindeki 2 odalı daire, 50’lerde yapılmış bir binanın üçüncü katında yer alıyor. Faturalar dahil daire için aylık kira olarak 550 Avro isteniyor. Pazar günü daireyi gezdirirken izdihamı önlemek için emlakçıların megafon kullanmak durumunda kaldığı ve insanları yirmili otuzlu gruplar içinde içeriye aldıkları da gelen haberler arasında. Almanya’da insanlar boşuna kiraların yükselişine karşı yürüyüşler ve gösteriler düzenlemiyor. Nitekim öğreniyoruz ki kasım sonunda yaşanan bu hadise Berlin için münferit değil. 

Wisconsin’de on binlerce CD’nin depolandığı arşiv kayboldu 

Müzik dinleme metotlarının değişmesiyle birlikte ortaya çıkan ilginç sektörlere dair bir araştırma yapmak çarpıcı sonuçlar çıkarabilir. Wisconsin, ABD’de hizmet veren Murfie isimli şirket, dokuz yıldır kullanıcılarının fiziksel müzik arşivlerini hem saklıyor hem de bu arşivi üst düzey kalitede dijital ortama taşıyordu. Uzun yıllardır şirketten hizmet alan ve arşivlerini bir gün geri alacağını düşünen kullanıcılar, geçtiğimiz ay başlayan tuhaflıklar silsilesinin sonunda CD, plak ve kaset arşivlerine sonsuza dek veda etmek zorunda kalabilir. Kasım ayının ikinci yarısında ansızın erişime kapanan Murfie’nin web sitesi ve sanal arşiv ağının gizemi hâlâ tam olarak çözülmedi. Sistem çöktükten birkaç gün sonra Murfie’nin operasyonlarını doldurduğuna dair kullanıcılarına bir e-mail gönderen şirket, fizikî arşivlerin toplanması için gerekli direktifleri paylaşacağını söyledi. Hiçbir şekilde ulaşılamayan müşteri hizmetleri, bir hafta sonra ikinci bir mail atarak arşivlerin iadesi için yalnızca dört günlerinin olduğunu ve kullanıcıların karşılaması gereken gönderi maliyetlerinin her zamankinden 10 kat yüksek olduğunu açıkladı. Bu bilgilendirmenin ardından gelen tepkilerle bu tarihi ileri çeken Murfie’den detaylı bir açıklama gelmedi ve kısa sürede on binlerce CD, plak ve kasetlik arşivleri iade etme planı hayali başarısızlıkla sonuçlandı. Teslim alınmayan albümlerin aralık sonunda geri dönüşüme gönderileceği bilgisinin ardından yıllardır koleksiyonlarını Murfie’de arşivleyen kullanıcılar seslerini sosyal medyada yükseltmeye başladı. Murfie’nin kullanıcıları arasında takas ve satış yapmaya da imkân tanıyan bir platform olması da burada önemli bir detay. Zira arşivlerin iade edilmesinin yanı sıra Murfie’deki hesaplarında satışlardan elde ettiği paraya ulaşamayan birçok kullanıcı da var. Wisconsin’de bir yerde, yüzlerce farklı kişinin adeta rehin alınmış müzik arşivleri geri dönüşüme gönderilecekleri ya da sahiplerine geri dönecekleri günü bekliyor.