Dünya dönüyor: Vietnam’daki prezervatif fabrikasının skandal geri dönüşüm uygulaması, Right Said Fred’in maske karşıtı protestoyla yeniden gündem olması ve dahası
Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.
Vietnam’daki prezervatif fabrikasının skandal geri dönüşüm uygulaması
Bölge sakinlerinden birinden gelen uyarı ile harekete geçen Binh Duong yetkilileri Ho Chi Minh şehrinin yakınındaki prezervatif fabrikasında, 300 binin üzerinde kullanılmış kondomun kaynatılıp kurutularak yeniden paketlendiğini ortaya çıkardı. Fabrikanın sahibi de ifadesinde iddiaları doğruladı ve kullanılmış kondomları bölgede yaşayan bir adamdan satın aldıklarını itiraf etti.

New York’un meşhur terminalinde bulunan gizli takılma odası
New York’un Grand Central Terminal’ı çok sayıda film ve dizide kullanılan bir mekân olarak akıllarda yer etmiş bir yapı. Fakat terminal şimdi üç çalışanının yeni bir girişimiyle gündemimizde. Terminalde yetkililerin varlığından haberdar olmadığı, gizli bir odanın bir marangoz ve iki elektrik ustası tarafından zaman geçirmek ve takılmak için bir yaşam alanına dönüştürüldüğü öğrenildi. Tarihî yapılarda, kuytu köşede kalmış odaların bulunması o kadar alışılmadık bir durum değil ama burası için harcanan efor takdire şayan. Çilingir mağazalarının bulunduğu bölgede bir depo olarak kullanılan odanın içinde duvara monteli plazma TV, şişme yatak, çekyat, mikrodalga fırın, buzdolabı gibi eşyalar var. İnternet bağlantısı da bulunan odada olası bir baskın durumuna karşı önlem olarak da televizyonu gizlemek için özel bir raf ve çekyatı gizlemek için de bir dolap kullanılmış. Odanın ortaya çıkarılmasının ardından çekilen elektrik hattı sebebiyle büyük bir tehlike atlatıldığı belirtildi.

Avustralya’dan Back to the Future serisinin zaman yolculuğu konusunda yanıldığını kanıtlayan araştırma
Zaman yolculuğu, insanlığın çözmeye çalıştığı en büyük sırlardan biri. Yıllar boyunca pek çok teorem ortaya atıldı, paradokslarla çıkmaz yollara sapıldı, çaışmalar bir dolu bilim kurgu klasiğine konu oldu. Pek çok hikâyede, Back to the Future’daki Marty McFly gibi kahramanlarımız, uzay-mekân süreklilik modelini kıracak tehlikeli maceralara atıldı.
Bu paradokslardan en bilineni, Einstein’ın genel görelilik teorisine dayanmakta ve kabaca bir ifadeyle bir gözlemcinin geçmişe dönüp kendiyle etkileşim kurması hâlinde kendi varoluşunu tehlikeye atacağını ifade etmekte. Teorinin “büyük babasını öldüren zaman yolcusu” gibi pek çok versiyonuna aşinayız. Ancak University of Queensland’deki araştırmacıların çalışmasına göre bunun gibi paradoksların mutlaka var olması gerekmiyor. Yayımladıkları makaleye göre, geçmişe dönerek yapılan değişikliklerin geleceği değiştirmesi şart değil. Bunu COVID-19 örneği üzerinden açıklayan araştırmacılara göre enfekte olan ilk hastayı tespit edip geçmişe dönüp onu enfekte olmaktan kurtarsanız bile, bu başka birinin enfekte olup salgını başlatmasının önünde bir engel değil. Yaptıkları hesaplamalara göre geçmişte yapılan bir değişiklik zaman boyutunda kendini yeniden düzenleyecek ve yolcunun geçmişe gitme motivasyonunun kaynağı olduğu gibi geleceğe yeniden taşınacak. Üstelik bu savı destekleyen tek çalışma bu değil. Geçtiğimiz yaz benzer bir makale daha yayımlanmış.

Astronot Kate Rubins’den gelen uzaydan oy atma açıklaması
Mikrobiyolog ve astronot Kate Rubins, ABD’deki seçimlerde oyunu, yeryüzünden yaklaşık 350 kilometre uzaklıktaki uzay istasyonundan kullanacağını açıkladı. “Bence herkesin oy kullanması çok önemli, eğer biz uzaydayken bunu yapabiliyorsak, yeryüzündeki insanlar da rahatlıkla oy kullanabilir demektir,” diyerek oy vermeleri konusunda halkı teşvik etti. Astronotlar daha önce de uzaydan, özel bir elektronik sistem sayesinde oy kullanmıştı. Zaten çoğu astronot Houston’da ikâmet ediyor ve bağlı oldukları Texas eyaleti vatandaşlara uzaydan oy kullanma hakkı tanıyor. Rubins, 2016’da ilk uzay görevine çıkmış, buradaki çalışmalarında uzayda DNA dizileyen ilk insan olmuştu. 115 gün süren ilk uzay görevi süresi boyunca 2 defa da uzay yürüyüşü görevi gerçekleştirmişti.

Londra’da Right Said Frank grubunun da katıldığı maske karşıtı eylem
Londra’nın Trafalgar Meydanı’nda düzenlenen protestolarda, yüzlerce insan soğuk havadan korunmak için ceketlerini giyerek, COVID-19 salgınından korunmak için şart olan medikal maskelerin kullanımının zorunlu tutulmasına karşı bir eylem düzenledi. 1991 tarihli “I’m Too Sexy” hitinin sahibi olan grup Right Said Fred de eylemciler arasında yer aldığı için ne yazık ki yeniden gündem oldu. Grup, bu eylemden çektikleri bir fotoğrafı Twitter üzerinden, “Trafalgar Meydanı’nda bugün çok güzel bir atmosfer vardı” açıklamasıyla paylaşınca bekleneceği üzere büyük tepki çekti. Gelen tepkiler arasında grubun şarkı sözlerinin yaptıkları eylemin bilinçsizliğine tepki olarak değiştirildiği tweetler çoğunluktaydı. Grup bu tepkilere kullanıcıları bloklayarak karşılık veriyor.
Yazı: Biçem Kaya