Sorumluluk vs pervasızlık: Everything I Know About Love

BBC’nin geçtiğimiz haziranda yayına başlayan yedi bölümlük mini dizisi Everything I Know About Love, çocukluk arkadaşlıklarının yetişkin dünyasına taşınma sancılarına odaklanıyor. Çeşitli Pennyworth ve Misfits bölümlerini çeken China Moo-Young’un yönettiği dizi, bir kitap uyarlaması.

everything i know about love

Hangi zaman diliminde, hangi mekânlarda geçiyor?

2012 yılının Londra’sındayız.

İzlemeden önce bilinmesi gerekenler

*İngiliz yazar Dolly Alderton’ın aynı isimli, kendi anılarına dayanan kitabından uyarlama. Senaryoyu da bizzat yazmış.

*İlk sezonu yedi bölümlük olan bu BBC yapımı, “genç yetişkin dertleri” dizisi severler için gelin beni izleyin diye ışıl ışıl parlıyor.

*Dizinin IMBD puanı 7.5, Rotten Tomatoes puanı 7.8, Metacritic puanı ise 100 üzerinden 73.

*2. sezonu da olacak. Ama tabii konu İngiliz yapımlar olunca bekleme süresi yıllar olabilir.

Dizi neyi anlatıyor?

Everything I Know About Love, 20’lerinin başında, hayata atılmaya çalışan ve Londra’da aynı evi paylaşan dört arkadaşın hikâyesini anlatıyor. Çocukluk arkadaşlığının yetişkin dünyaya taşınıp taşınamayacağı sorunsalı, sevgiyi arayış, seks, parti ve kendini ararken kendini rezil etme lüksü üzerine kurulu anlatının merkezinde Emma Appleton’ın canlandırdığı Maggie karakteri var. Olup biteni onun gözünden izliyoruz. Bir de evdeki en yakın ve en eski dostu Bel Powleynin canlandırdığı Birdie öne çıkan karakterlerden.

everything i know about love
İlk intiba

Dizi kolaylıkla Sex And The City’nin İngiliz versiyonu gibi bir yaftalamaya maruz kalmış ama bunu demek tembellik ve haksızlık olur. Büyük bir şehirde hem hayata tutunmaya hem hayatın tadını çıkarmaya çalışan dört kadın hikâyesi malum diziyi çağrıştırsa da Everything I Know About Love gençlikten yetişkinliğe geçişi merkezine alarak ayrışıyor. Sorumluluk ve pervazıslık çatışmasında karakterler taraflarını seçmeye çalışırken sevgi bağlarının ne kadar esneyebileceğine tanıklık ediyoruz.

Ayrıca dizinin yakın bir geçmişte geçiyor olması güzel bir his bırakıyor izleyicide. Henüz TV hikâyelerinde görmeye çok alışık olmadığımız, 2010’ların başlarında geçiyor dizi ve yakın geçmişin detaylarını hafif hafif hatırlatıyor. Mesela The Ting Tings’in “That’s Not My Name”i eşliğinde ev partisinde dans ettikleri sahne gibi…

Dizinin prodüksiyon kalitesi yüksek ve sinematografisi de iyi. Bu dört arkadaşın evlerindeki atmosferi de seyirciye çok iyi aktarıyor. İlk bölümden o evde takılma isteğini uyandırıyor seyircide. “Çok sevdim, ay bayıldım” dizisi değil belki ama zevkle izleniyor.

Formu dolduran: J. Hakan Dedeoğlu