Fillerle iletişimin “Google Translate”i ve diğer haberler #dünyadönüyor

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.

New York’ta kaldırılan “pazar günü saç kesme yasağı” 

Saç kestirmek, üzerinde düşünmenize gerek bile olmayan, varlığını zaten doğal bulduğunuz özgürlüklerinizden biri olabilir. Ancak saç kestirmeyi veya traş olmayı pazar gününe ertelemek yakın zamana kadar New Yorkluların başına iş açabiliyordu.

Günümüzde artık neredeyse uygulamadan kaldırılmış olmakla beraber bu yasak, aslında 1926’dan beri varlığını sürdürüyor. “Mavi Yasalar” olarak anılan bir dizi kuralın parçası olan saç kesme yasağı, temelini Amerikalıların sebt gününde çalışmak yerine ibadet etmelerini gerekli gören ve bu nedenle pazar günleri ticaret yapılmasını kısıtlamaya çalışan dönemin cumhuriyetçi politikalarından alıyor. New York dışında zamanında Connecticut, Massachusetts ve Missouri’de de bu “Mavi Yasalar” kabul edilmiş.

“Mavi Yasalar”, yapılacak çalışmaların tamamen ihtiyaçtan kaynaklandığı kanıtlanmadığı takdirde pazar gününün ibadet günü olarak boş tutulmasını öngörüyordu. Bu yasanın 2021 yılında tekrar gündeme gelmesi ise Senatör Joseph Griffo’nun pandemi sürecinde iş yerlerinin zararlarının giderilebilmesi için yasaları gözden geçirmesi vasıtasıyla oldu. Böylece pazar günleri saç kesmeyi yasaklayan yasayı kaldıran tasarı, New York City valisi Andrew Cuomo’nun imzasıyla yürürlüğe girdi.

Güney Kore’de dışkıyı dijital paraya çeviren çevre dostu tuvalet 

Ulsan Bilim ve Teknoloji Enstitüsü çevre mühendisliği profesörü Cho Jae-weon, dışkı ve tezeği biogaz üretmede kullanan bir laboratuvara bağlı çevre dostu bir tuvalet icat etti. The BeeVitoilet adlı tuvalet, adını bee (arı) ve vision (vizyon) kelimelerinin birleşiminden alıyor ve vakumlu bir pompa yardımıyla çalışıyor. Bu pompanın dışkıyı yer altında bir tanka pompalamasıyla su kullanımı azaltılmış oluyor. Daha da önemlisi tankta toplanan dışkı, birtakım mikroorganizmalara ayrıştırılıyor ve ortaya metan gazı çıkıyor. Bu metan gazı sayesinde tanka ev sahipliği yapan binanın enerji ihtiyacını karşılanabiliyor.

Cho bu icadı hakkında “Önyargılarımızı geri bırakarak düşünmeyi başarabilirsek, dışkının enerji üretme konusunda ne kadar değerli olduğunu görebiliriz” diyor. Bir kişi günde ortalama 500 gram kadar dışkı üretebiliyor. Cho’nun icadı sayesinde bu miktarın 50 litre metan gazına kaynak teşkil etmesi mümkün. 50 litrelik gaz ise 0.5kWh elektrik üretebiliyor veya bir arabanın 1.2 km gitmesini sağlayabiliyor.

Cho, icadının getirilerine maddi bir karşılık sağlamak adına Ggool adlı bir dijital para birimi de geliştirmiş. Korecede bal anlamına gelen Ggool, BeeVitoilet’ı günde bir defa kullanarak kazanılabiliyor. Hatta öğrenciler Ggool ile kampüslerde kahve, kitap ve yiyecek alabiliyorlar.

Fillerle iletişim kurmak için hazırlanan “Google Translate” benzeri sözlük

Filler, akıllı ve sosyal hayvanlar olmalarıyla biliniyor. Buna rağmen bilim insanları yakın zamana kadar, fillerin birbirleriyle iletişim kurarken kullandıkları dili deşifre etme konusunda pek ilerleme kaydedememişti. 

Tehdit altındaki türlerin korunması konusunda uzmanlaşan ElephantVoices organizasyonun kurucuları Joyce Poole ve Petter Granali’nin geliştirdiği The Elephant Ethogram bu eksiği tamamlamayı amaçlıyor. The Elephant Ethogram fillerin iletişimi için “Google Translate” görevi gören bir kaynak olarak tasarlandı. Projeyi hayata geçiren uzmanlar ve bilim insanları, fillerin birbirleriyle iletişim kurmada kullandığı bazı davranış ve jestleri kataloglayarak bunları deşifre etmenin yollarını arıyorlar.

50 yılı aşkın süredir Savanna fillerini inceleyen Poole, dillerini oluşturan iletişim tekniklerinin filin içinde bulunduğu her bir duruma göre değiştiğini söylüyor. Örneğin Savanna fillerinin kulaklarını dalgalandırarak oynatmaları, kavgaya hazır oldukları anlamına geliyor.

Poole ve Granali, Ethogram’ın diğer bilim insanlarının da katkılarıyla zaman içinde gelişen ve büyüyen bir kataloğa dönüşmesini amaçlıyor. Hâlihazırda katalogda kayıtlı bulunan 500’den fazla fil davranışı mevcut. Bu davranışlar için örnekleme görevi gören 3 bin kadar da video formatında açıklama bulunuyor. Videoların çoğu Kenya’daki Maasai Mara Konservasyon Park’ında ve Mozambique’in Gorongosa Doğal Park’ında kaydedilmiş.

Michigan’da bir evin altına gömülü bulunan 160 bowling topu

David Olson, Michigan’daki evinin merdivenlerini yıktırmak için başladığı kazıda, evin altına gömülü 160 tane bowling topu buldu. Olson, bu durumun aslında işini kolaylaştırdığını çünkü evin altından çıkacak kumu ve toprağı nereye koyacağını düşünmektense bowling toplarını istediği yere yuvarlamanın daha kolay olduğunu söylüyor.

Evinin altında daha da fazla topun gömülü olduğundan şüphelenen Olson, 1950’lerde evin yakınında bir fabrikasının bulunduğunu öğrendiği Brunswick Bowling Products’la iletişime geçmiş. Şirketin çalışanlarından alınan bilgiye göre, fazladan veya hatalı üretilmiş bowling topları zamanında toprağı doldurmak için kum ve çakıl yerine kullanılmış.

Brunswick, Muskegon’daki fabrikayı 2006’da kapatmış ancak çoğu kötü durumda olduğu için kimse gömülü topların peşine düşmemiş. Bazı topların parmak delikleri eksikmiş.

Olson, kazıdan çıkanları Muskegon Heritage Müzesi’ne bağışlamayı düşünüyor. Geri kalanını ise evinin peyzajını güzelleştirmede ve heykeller yapmakta kullanacak.

Yazı: Aslı Cangöz