Gaye Su Akyol, tutkular, gizli forvetler, mağaralar

Son stüdyo albümü İstikrarlı Hayal Hakikattir’i 2018’de yayımladı Gaye Su Akyol. Sonrasında iki remiks derlemesi, üç şarkılık Yort Savul: İSYAN MANİFESTOSU EP’si ve Avrupa’nın dört bir yanına da uzanan bir konser temposu… Sıra nihayet dördüncü albüme geldi: Anadolu Ejderi. 

Türkiye’de Dunganga Records, dünya genelinde de Glitterbeat etiketiyle 25 Kasım’da yayımlanacak albüm, Gaye Su Akyol için yeni sesler bulma ve bilinen sınırların dışına taşma motivasyonuyla hayat bulmuş şarkılardan oluşuyor. Enstrümantasyonu da düzenlemeleri de konuk müzisyenleri de çokça çeşitli. “Etkilendiğim türlerin sınırlarını genişletip yepyeni türlerle buluşturan bir kimyasal reaksiyona dönüştü” diyerek bahsettiği sürecin nasıl kapılar açtığını merak edenler için ilk tadımlık da artık yayında. Adı “Sen Benim Mağaramsın”.

Anadolu Ejderi’nin çıkış şarkısı, bir kez dinledikten sonra ansızın mırıldanmaya başlayacağınız melodilerle dolu. “Sustuğum en güzel sohbet”, “Yaklaşan fırtınam, üzerime yağan korkularımsın”, “Hem eril hem dişil, içimdeki kayıp tanrıçamsın” gibi lezzetli betimlemelerle sevdiğinin peşinden gitmeye devam eden tutkulu birinin ağzından yazılmış. Kalp atışlarını çağrıştıran köşeli basları, albenili vokal tavrı, hem oyuncu hem nağmeli gitarları ve söylerken tebessüm ettiren nakaratıyla yeni Gaye Su Akyol albümüyle coşkulu ve tesirli bir tanışma. “Sen Benim Mağaramsın” için çekilen video klip de önümüzdeki günlerde paylaşılacak. 

Yeni albümün kapağına da imza atan Rajab Eryiğit’in fantastik Gaye Su Akyol portresi, “Sen Benim Mağaramsın” teklisinin kapağında gözlerimizin içine kitleniyor.

İllüstrasyon: Rajab Eryiğit

Albüme kadar paylaşılacak ilk ve tek şarkı olan “Sen Benim Mağaramsın”, ilhamları ve ardındakiler hakkında Gaye Su Akyol ne diyor, buyrunuz:

Tutkulu bir aşk peleriniyle çıkagelen bu rock’n’roll roketinin DNA’sında neler gizli?

Birine âşık olabilmenin dahi son derece lüks ve politik olageldiği bir ülkede, ötekine duyulan vahşi ve aynı zamanda onarıcı tutkunun derisinde neler var?

Rimbaud 1871 tarihli Kahin’in Mektubu eserinde “Ben bir başkasıdır” der. Başkası da yine “kendidir”, tüm yollar buraya çıkar. Aşık Veysel “Güzelliğin on par’ etmez, bu bendeki aşk olmasa” der. Her an ötekinin aynasında değişen, dönüşen, ben’leşen, devinen, yeni bir var olma hâli. Kendi mağarasını, yokların ülkesindeki varlığını, korkularını, hem eril hem dişil bir yerlerde kaybettiği tanrıçasını, kâinatla bir olmanın kanıtını aradığı öteki, aslında kendi midir? Hikâyeni aynaya bakarak anlatırsın ve hakikat o anda var olmaya mı başlar?

Post punk’ın, stoner rock’ın, Türkçe psychedelia’nın kan, ter ve gözyaşı içinde buluştuğu, ehlileştirilemez vahşi at sürülerinin cirit attığı taze bir rock‘n’roll meteoruyla geri döndüm.

Albüme kadar buradayız.

Fotoğraf: Aytekin Yalçın

Giriş fotoğrafı: Gaye Su Akyol