Greer Lankton’ın dönüştürücü dünyasına ilk kapsamlı bakış: Could It Be Love
Yazı: Melis Tire
İşleri aracılığıyla cinsiyet kimliği, beden algısı, güzellik standartları ve bağımlılık gibi kişisel ve toplumsal meseleleri işleyen trans sanatçı Greer Lankton’ın ölümünün üzerinden yaklaşık 30 yıl geçti. Michigan’da doğan ve 80’lerde New York sanat camiasında adından övgülerle söz ettiren Lankton’ın hayatı ve eserlerine odaklanan ilk monografi, sonbaharda Magic Hour Press etiketiyle yayımlanacak.

18 Kasım’da piyasaya çıkacak kitabın ismi Greer Lankton: Could It Be Love. Editörlüğünü Francis Schichtel, Jordan Weitzman ve Nan Goldin’in üstlendiği kitapta bizzat Lankton tarafından çeşilmiş 100 fotoğraf yer alıyor. Bu karelerde sanatçının insan bedeniyle olan çalkantılı ilişkisini keşfetmenin bir yolu olarak 38 yaşında hayatını kaybedene dek tutkuyla üretmeye devam ettiği kuklaları görüyoruz.
Could It Be Love sayfalarında göreceğimiz kuklalar arasında hem Lankton’ın hayal gücünden doğan figürler hem de Divine, Coco Chanel, Andy Warhol ve Lankton’un kendisi gibi tanınmış ikonlar yer alıyor. Her daim göz alıcı bir özgüvenle ışıldayan karakterlerini bir partide eğlenirken, dans figürleri denerken ya da sahilde yürüyüş yaparken; yani kendi hayatlarını yaşarken fotoğraflamış Greer Lankton.



Greer Lankton hakkında
1958 yılında Michigan’da bir Presbiteryen papazın çocuğu olarak dünyaya gelen Lankton, 1978’de New York’a taşındı ve kısa sürede sanat sahnesinin yükselen yıldızlarından biri oldu. Onun “sapkın zarafeti”; Peter Hujar, David Armstrong ve yakın arkadaşı Nan Goldin gibi fotoğrafçılar tarafından ölümsüzleştirildi. Goldin, Lankton’u “East Village rönesansının yıldızlarından biri: Güzel, büyüleyici, çılgın ve inanılmaz komik.” olarak tanımlamıştır.Lankton’ın işleri, Civilian Warfare galerisindeki sergilerde ve Einstein’s Boutique’in vitrinlerinde semtin vazgeçilmez parçalarıydı. Aynı zamanda PS1 ve Venedik Bienali gibi dönemi tanımlayan grup sergilerinde de öne çıkmıştı. Sanatçının 1996’da Mattress Factory için yaptığı son eseri, kalıcı sergi olarak hâlâ izlenebilmekte.