Guided by Voices, O. ve bu hafta başka ne dinlesek?
Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal
Guided by Voices, 40 yıla sığdırdığı 39. albümüyle aramızda. Londra’dan seslenen duo O., alabildiğine güçlü ve zirvede bir çıkış kaydıyla radarlarımıza kırarak adım attı. Hollandalı lavtacı Jozef Van Wissem, yeni albümünü atmosferik bir tekliyle duyurdu.
Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.
ALBÜM: Guided by Voices – Nowhere To Go But Up
(GBV Inc.)
Nowhere To Go But Up, indie rock sahnesinin öncü gruplarından Guided by Voices’in toplamda 39. ve bu seneki üçüncü stüdyo albümü. Yalnızca bu istatistikten de anlaşılacağı üzere, Robert Pollard ve grubunun müziğe adanmışlıklarının ve üretme isteklerinin sonu kesilmiyor. Genelde tercih etmedikleri yüksek prodüksiyonla sevenlerini şaşırttıkları, gitar ağırlıklı albüm Guided by Voices diskografisinde özel bir rütbeye gelir mi, emin değiliz; ama grubun her albümünde olduğu gibi, sahnede neredeyse hastalanana kadar şarkı söylemeyi bırakmayan Pollard’ın müzik aşkı albümden taşıp kulaklarımıza akıyor.
TEKLİ: Colouring – For You
(Bella Union)
2010’ların ortasında şarkı yazarı ve vokalist Jack Kenworthy’nin liderliğinde Londra’da dünyaya gelen indie pop grubu Colouring’in yeni albüm müjdesi güzel teklilerle devam ediyor. Radiohead, Bon Iver ve Nick Mulvey gibi isimlerden ipuçlarını alan grubun güzel özelliği prodüksiyona yüklenmeden enstrümanların gereken hamlıklarıyla şarkıda yerlerini bulmalarına izin vermesi. Kullandıkları sakince elektronik dokunuşlar da yerli yerinde ve ustaca. “For You” da bunun güzel bir örneği. Şubatta dinleyeceğimiz Love To You, Mate şimdiden önümüzdeki yılın en ilgi çekici albümlerinden biri olmaya aday.
ALBÜM: Claudia Isaki – More Flowers
(Claudia Isaki/Bridge The Gap)
2020’de dinlettiği My Home ve Golden Hour kısaçalarları ardından yeni kayıtlarla teşrif eden Parisli Claudia Bolie Isawanki’nin çok dilli koleksiyonu akustik R&B’ye doyuruyor. Tıngır mıngır aranjmanları, Isaki’nin huzur türeten vokalleri eşliğinde açık, dingin bir sese, dürüst ya da yeterince samimi gelen bir söyleme sahip. Bossa nova, caz, rap ve rock besinli çok yönlü olmasına rağmen kulağa gelişiyle duru bir albüm. Biraz jenerik kalan bir girişi akabinde “Un Dia” ve vitesi değiştiren “Now or Never”, “Carioca Beach”in gayet basit ve rüyamsı etkisinden sonra geçilen “Start Over” seken ritimleriyle pek hoş. Salıntılı ”Heaven” ve alegorili-düşünceli-kalpli final koşulu “Marathon” da dikkate değer parçalar.
ALBÜM: Levon Eskenian & The Gurdjieff Folk Instruments Ensemble – Zartir
(ECM)
20. yüzyıl bestecisi Georges I. Gurdjieff’in eserleri, Ermeni ozanlarının geleneğiyle birleşiyor Zartir’de. ECM kataloğuna yaraşır özgünlükte; çok derin, direkt kalbin içini hedef alan bir albüm. Hasret duygusuyla sarıyor bedeni. Ermenistan Ulusal Oda Korosu’nun katkılarıyla hipnotize eden kapanış -parçası demek yetersiz kalır- merasimi “The Great Prayer”a dikkat dikkat!
TEKLİ: Jozef Van Wissem – The Devil Is A Fair Angel And The Serpent A Subtle Beast
(Incunabulum Records)
Jim Jarmusch ile yaptığı ortaklıklarla da tanınan Hollandalı besteci ve lavtacı Jozef Van Wissem, 19 Ocak’ta yeni albümü The Night Dwells In the Day’i yayımlayacak. Temelleri pandemi esnasında Varşova’da atılan albüm, müzisyenin önceki işlerinden çok daha geniş bir zamana yayılarak ayrılıyor. Parçalarına genel olarak çeşitli ikiliklerin ilham verdiği koleksiyondan dinlemeye açılan uzun isimli ilk tekli, elektronik ritimleri ve sarmal melodileriyle atmosferik bir tadımlık.
TEKLİ: Björk & Rosalía – Oral
(One Little Independent Records)
Bu düetten elde edilecek gelirin tamamı, İzlanda’da kafes balıkçılığına karşı mücadele eden oluşum AEGIS’e bağışlanacak. Basın bülteninde de “Oral” ile İzlanda’da açık alanda okyanus somonu yetiştiriciliğinin endişe verici zulmüne ve ekolojik sonuçlarına ışık tutmayı amaçladığına vurgu yapılmış. Gıda üretmenin acımasız ve insanlık dışı yollarına karşı AEGIS’in eylemleri hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler, buradan Björk ve ekibinin çağrısına ulaşabilir.
TEKLİ: The Inevitables – Chemist
(Bad Time Records)
Ska tutkunları, yeni süpergrubumuz hayırlı olsun! Less Than Jake, Big D and the Kids Table, Bomb the Music Industry!, Westbound Train, Reel Big Fish gibi grupların üyelerini bir araya getiren The Inevitables’ın ilk teklisi “Chemist”; bünyede tazelenme hissi, suratlarda 32 diş bir sırıtış yaratıyor. Kapak görseli gibi… 2024 yazında ilk albüm yayımlanacak ama ismi henüz bilinmiyor.
TEKLİ: The Bevis Frond – Focus on Nature
(Fire Records)
Neredeyse 40 yıllık bir müzik geçmişi söz konusu olan Londralı Nick Saloman’ın özgün besteciliği, ince işlenmiş şarkı sözleri ve çılgın gitar jamleriyle yıkanmış hassas, folkumsu bir parça daha. Saloman’ın Little Eden (2021) uzunu ardından 1 Mart’a tarihlenen 75 dakikalık albüme ismini veren “Focus on Nature”, bozkırların nabzını tuttuğu pastoral bir psych rock numarası.
ALBÜM: Dave Evans – Elephantasia
(Earth Recordings)
İngiliz folk geleneğinin kayıp isimlerinden, Galler çıkışlı Dave Evans’ın 50 yıldır piyasada olmayan ikinci albümü Elephantasia tekrar gün yüzü gördü. Bir albümün zaman dışılığı için daha iyi bir test olamaz herhâlde. 1972’de yayımlanıp 2000 civarı sattıktan sonra (“prog rock sevenler için fazla folk, folk sevenler için fazla prog rock”) ortadan kaybolan albümün; Evans’ın çift kanallı teypte kayıt hızıyla yaptığı denemeler, ustaca çaldığı fingerpicking gitarı ve gayet de iyi vokaliyle bu kadar zaman gözden ırak kalmasına şaşırıyorsunuz. Yine dönemin usta isimleri Bert Jansch, Nick Drake, Bill Fay gibi isimlere aşinalığınız, ilginiz varsa bu albüme de kayıtsız kalamazsınız. Evans maalesef 2021’de aramızdan ayrıldı ve albümün tekrar yayımlandığını göremedi ama gözü arkada kalmayacaktır.
EP: O. – Slice
(Speedy Wunderground / [PIAS] / GRGDN Müzik)
Ânında yarattığı buzlu duş etkisini 18 dakikalık süresi boyunca asla üstünüzden çekmeyen Slice, bariton saksafoncu Joesph “Joe” Henwood ve davulcu Tash Keary’nin içine alan uyumu sayesinde hemen dünyasına sokup, yaptığı seçimlerle yoğunluğunu ve sürükleyiciliğini daima koruyan bir iş. Alabildiğine güçlü ve zirvede bir çıkış kaydı. Son birkaç yılda black midi, Fontaines D.C., Kae Tempest, Squid, slowthai, Wet Leg gibi heyecan verici isimlerin albümünlerine dokunmuş prodüktör Dan Carey dümende. Kayıtlar da onun Güney Londra’daki stüdyosunda gerçekleşmiş. Neredeyse delirterek yüksel(t)en başlık parçası “Slice” ile yapılan en güçlüsünden bir açılışın ardından zilller ve davul ataklarıyla dub coşkusunu verip, boğuk saksafon çığlıklarıyla ortamı sise bürüyen “Moon” dinamik bir A tarafı yaratıyor. Biraz metal ya da math rock çağrışımlı, kalın bas ve beatlere sahip stabil parça “Grouchy” ile klibi tam şuradan görüntülenebilecek, kimi süzgeçlerden geçmiş endüstriyel teknolojik cızırtı, gıcırtı, vızıltılarla dolu yoğun kapanış “ATM” de albümü uçurarak tamamlıyor.
ALBÜM: Büşra Kayıkçı – Places
(Parlophone Records)
Mimari ve müzik arasındaki en belirgin ortaklıklardan biri, her iki disiplinin de tasarım ve inşa süreçlerine tabi olması. Büşra Kayıkçı, bestelerini oluşturan çeşitli müzikal elementleri modüler olarak tasarlayıp kendisini bir doyum noktasına ulaştırana kadar harmanladığı, bir süre dinlendirdiği ve geri döndüğünde son kıvamını bulduğu bir yaratıcı yaklaşım izliyor. Böylelikle piyanodan kâğıda aktarılan müzik, her icrasında yeniden inşa ediliyor.
TEKLİ: English Teacher – Mastermind Specialism
(Island Records)
İngiltere’nin ardı arkası kesilmeyen post-punk trenine yenice katılan English Teacher’ın ilk uzunçaları fırında. Kararsızlık ve arada kalmışlık bir üzerine bir kafa yorma olan üçüncü tekli “Mastermind Specialism”de grubun sıkça su yüzüne çıkmayan bir tarafıyla tanışıyoruz. Solist Lily Fontaine’in ilk dinlemede etkisine alan vokallerini bu sefer daha duygusal, minimal ve melodik bir düzenleme ile dinliyoruz. Piyano ve gitar bazından ibaret parça son düzlükte Fontaine’in şarkı boyunca bahsettiği kafa karışıklığı hâlinin de ışığında yükseliyor. Fontaine küçüklüğünden beri hissettiği ve içinden çıkmadığı kararsızlık hâline dair şunları anlatıyor: “Jaco Van Dormael’in inanılmaz bilim kurgu / fantezi filmi Mr Nobody’yi izlemek bu sorunun nedenini ve sonucunu bir perspektife oturtuyor; hayatım tutarsızlığı içinde tutarlıydı. Ülke çapında 12 farklı ev ve karışık ırk kimliğimden her zaman biraz arada kalmışımdır. Bence bu şarkı ve yayımlayacağımız şarkıların birçoğu buradan geliyor.”
EP: Huxley – Back To The Jams, Vol. 1
(Shall Not Fade LTD)
Sürekli yeni şeyler denemekte olan DJ Huxley’den yine büyük hooklar ve vurucu bas cümleleriyle gümbür gümbür gelen bir kısaçalar. Ayağa kaldırma garantili olduğu kolaylıkla iddia edilebilecek EP, dört parçada coşkuyu net veren cinsten. Hoplamalı, cazlı ve esintili “Cutting Corners”; daha karanlık ve heyecanlı “Give Me Love”; hipnotik, perküsif ve tribal deep house ‘MYHEART’ ile girdaplı tepinmeli “Love Lifting” dans pistlerine çağırıyor.
ALBÜM: Ghost Woman – Hindsight is 50/50
(Full Time Hobby)
Bu senenin ocak ayında yayımlanan Annie, If’in üzerinden çok geçmeden üçüncü stüdyo albümüyle döndü Ghost Woman. Projenin arkasındaki Kanadalı müzisyen Evan Uschenko’ya göre Hindsight 50/50, “grubun gerçek doğasını yakalayan ilk albüm”. Bu başarıda Uschenko’ya şarkı yazımında yardım eden ve davulların arkasındaki Ille van Dessel’in da katkısının büyük olduğu şüphesiz. Fransa’daki Kerwax stüdyolarında üç günde kaydedilen albüm, Ghost Woman’ın gerçekten şu âna kadarki en karanlık ve en bütünlüklü işi. Bir mesaj kaygısındansa yarattığıı gotik ses dünyasının incelikleriyle ilgilenmeyi tercih eden Uschenko, bu konudaki tavrında oldukça dürüst: “Vokaller önemli değil. Anlaşılmamayı tercih ediyoruz. Eğer sözlerde bir anlam arıyorsanız size bir Lenny Bruce kaydı almanızı önerebilir miyim?”.
EP: Human Interest – Empathy Lives in Outer Space
(Nice Swan Recordings)
Londra çıkışlı Human Interest aslında gitarist ve solist Cat Harrison’ın pandemi sırasında hayallerini takip edip aklındaki besteleri hayata geçirmesiyle ortaya çıkıyor. Altı şarkıdan ibaret ilk kısaçalarlarını paylaşan duonun içinde bir rock’n’roll ateşi yandığını söylemek yanlış olmaz. EP’nin enerji ortalamasını tek başına artıran “Slackers Paradise”, Harrison’ın işsizken ve aslında perişan hâdeyken düşlerini süsleyen bir yeri tasvir ediyor; şarkının nakaratı ise orada olsanız nasıl hissedeceğinize dair bir ipucu.