Utanç, merak, inat: Hal Hartley dönüyor

Yazı: Burcu Teker

Bağımsız sinemanın Amerikalı nevi şahsına münhasır figürü Hal Hartley, “şimdiye dek yazdığım en iyi senaryo” dediği son projesi Where To Land için 4 Kasım’a dek sürecek yeni bir Kickstarter kampanyası başlattı. 2019’un sonlarına doğru tamamlanan ilk kampanyada hedefinin üstünde bir fon toplayarak, ön prodüksiyon için kolları sıvamaya hazırlandığı sırada yönetmen ve ekibini, 2020’nin hepimize yaptığı nahoş sürpriz vurmuştu: Pandemi… O günden bugüne dek işleri yoluna oturtmaya çalışan ve daha önce birlikte çalıştığı oyuncularla tekrar tekrar çalışmayı sevdiğini bildiğimiz Hartley, el sıkıştığı aktörlerin artık farklı projeleri olması veya başka alanlara yönelmeleri sebebiyle kadrosunu değiştirmek zorunda kalsa da dört yılın ardından tüm kararlığıyla geri dönüyor. 

Müzik mi? Sinema mı? Her ikiside mi?

Destekçilerine Where To Land’in, elindeki kaynaklarla çekebileceği en iyi film olacağı sözünü veren Hartley’nin ismini en son Haziran 2021’de, müzisyen kimliğiyle yayımladığı And Begin Again albümüyle duymuştuk. Sıradan ile sıra dışı olanı iç içe geçirme arzusuyla inşa ettiği evreninde yönetmen, takipçi kitlesiyle arasındaki dördüncü duvarı besteleri aracılığıyla yıkmayı tercih ediyor. Utangaç kişiliğini yıllarca, 2014 tarihli son filminin ve baş karakterinin de ismi olan “Ned Rifle” takma adıyla perdelediğini ve bestelerini böyle yayımladığını biliyoruz. Yıllar içinde film müziği bestlerinde Jeffrey Taylor, Hub Moore, Jim Coleman, Lydia Kavanagh, Bill Dobrow gibi müzisyenlerle çalışıyor; adını ilk kez Henry Fool’un (1997) müzik departmanında, Jim Coleman’la birlikte görüyoruz. 

1991’de verdiği bir röportajda, bir film yapımcısı olarak ona en çok ilham veren şeyin Neil Young’ı Brendan Byrne Arena’da izlemek olduğunu söylemiş. Kendi neslinde göremediği enerjiyi, odaklanmayı ve inancı Young’da bulmuş çocukluğundan itibaren. Gitar çalmasının sebebini ise oldukça basit bir şekilde özetlemekten çekinmiyor: “Gitar çaldım çünkü George Harrison gitar çalıyordu. Ha bir de o tarihlerde genç kızlar, gitar çalan erkeklerden etkileniyordu.”

1980’lerin sonunda başlayan kariyerinde, neredeyse tüm filmlerinin müziklerini kendi yapmış olan Hartley’nin, And Begin Again’de yer alan ve yeni uzun metrajıyla aynı ismi taşıyan parçası “Where To Land” ise ana hatlarıyla sıradaki filmde bizi neler bekleyeceğinin bir referansı niteliğinde. Farklı duyguların birbirine karıştığı enstrümantal kayıtta genel olarak hüzün teması hakimken, bir yandan umudun da hissedilebilme hâli, filme duyulan merakı hepten perçinliyor.

Where To Land’e dair bildiklerimiz

Çağdaşlarının çoğu anaakıma yönelirken; ayırt edici üslubu, incelikli karakterizasyonu ve geleneksel hikâye anlatımına kafa tutmasıyla aralarından sıyrılan Hartley, yeni işinde yine bir kara komedi harikası yaratacağa benziyor. Where to Land’i en başta; Henry Fool üçlemesinin özel edisyonunda yer alacak, kendi hayatına odaklanan bir belgesel olarak tasarlamış; ardından, geçtiği özeleştiri sürecinin neticesinde hayatını anlatmak konusunda pek de heyecan taşımadığını anlamış. Epey çekingen bir insan olduğundan bahsettiği bir röportajında, “Mahalledeki en utangaç kişinin eğlence sektöründe çalışan kişi olması en büyük şaka” diyen yönetmenin sıradaki filminin konusu şöyle: 

Where to Land; 58 yaşında, saygın bir romantik komedi yönetmeni olan Joseph Fulton’ın yerel bir mezarlıkta bahçıvan yardımcısı olmak, artık mümkünse açık havada çalışmak ve doğaya yakın olmak isterken; bir yandan da vasiyetini hazırlatmasının başına açtığı saçmalıklar silsilesini konu alıyor. Çünkü oyunculukla uğraşan son derece dramatik ve heyecanlı partneri, üstüne vazifeymiş gibi Fulton’ın ölmek üzere olduğuna ve bunu kimseyle paylaşmak istemediğine karar veriyor. Söylentinin yayılmasıyla Fulton’ın tanıdığı ve tanımadığı pek çok kişinin, ona veda etmek üzere dairesine doluşmasının yarattığı kaosa tanıklık ediyoruz. Fulton ise bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışırken, kendi iç çatışmasını sürdürüyor. Yönünü bulma temasının etrafında dönüp duruyor; yaşamın engin olasılıkları arasında bir varış noktası arıyor; bu yaşa dek bunca mücadele, iş güç, sevgi, nefret, başarı ve başarısızlığın ardından “Nereye iniş yapmalı?” diye soruyor. 

Şüphesiz ki Where To Land’de kendi yolculuklarımız ve kaderimizi şekillendiren seçimler üzerinde düşünmeye teşvik eden bir hikâye anlatımına şahit olacağız. Hal Hartley’nin dünyasında nereye inileceği sadece coğrafi bir sorun değil; aynı zamanda felsefi bir keşif, insan olmanın ne anlama geldiği sorusuna sinematik bir yolculuk.

Elini taşın altına koymak hakkında

Melikşah Altuntaş, Uğur Bayazıt ve Müge Yıldız’ın Bant Mag. No: 40’ta yayımlanan “Hal Hartley’le röportaj yapmanın tarifsiz mutluluğu” başlıklı röportajında, günümüzde sanatsal işler yapabilmenin Kickstarter kampanyasından başka mantıklı bir yolu olmadığının altını çizen Hartley, en sevdiği özelliğinin inatçılığı olduğunu söylüyor. 2020’de senaryo ve yazın çalışmalarının karton kapaklı edisyonlarını basmak üzere Elboro Press adında bir yayınevi kuran yönetmen, yeniden başlattığı Kickstarter kampanyasındaki destekçilerine; özel edisyon CD’lerinden şiir kitabı Mischief ‘e, Where To Land’in kamera arkası görüntüleri, yönetmen ve oyuncularla yapılmış röportajlar içeren kapsamlı bir Blu-ray setinden yönetici prodüktörlük rolüne uzanan pek çok cömert seçenek sunmuş. 

Aslında ne istiyor?

İlk Kickstarter’ından elde ettiği finansmanı pandemide iade eden Hartley, 58 yaşında emekli olup, emekliliğinden 30 yıl sonra vefat eden babası hakkında düşünürken; o son 30 yılın neredeyse başka bir kariyer demek olduğunu fark etmiş. Bugüne kadar yaptıklarını bundan sonra da yapmaya devam etmek zorunda olup olmadığını merak ederken, hayranları ve arkadaşları devreye girmiş ve ipleri yeniden eline almasına vesile olmuşlar. 25 yıldır filmlerinin lisansını almaya çalışan şirketlere kafa tutan, aslında biraz da son teknolojiyi inkâr eden, yakınındakilerin mütemadiyen “Herkes ‘Hal Hartley nerede?’ diyor. Bir platformla anlaşmalısın!” şeklinde isyan ettiği yönetmen, nihayet inadının farkına varmış ve yıllardır elinde tuttuğu retrospektifini Criterion Collection’a açmış. Şimdilerde yine, en sevdiği özelliğinin inatçılığı olduğunu; bu anlaşmanın, son yıllarının masraflarını karşılamaya yardımcı olacağını dillendiriyor esprili bir şekilde.

Aklındakileri hayata geçirme arzusunun peşinde koşarken entelektüel derinliğini, güldürürken bolca sorgulatan duruşunu sergilemekten asla geri durmayan Hartley’i yedinci sanatın simyacılarından biri olarak tanımlamak sanıyoruz ki pek de yanlış olmaz. Kampanyanın tamamlanması hâlinde çekimlerinin baharda başlaması planlanan Where To Land’i izleyeceğimiz tarih henüz belirsiz olsa da her fırsatta artık kendisinin ve ekibinin olası tüm “kötü şans”lara karşı hazırlıklı olduğunun altını çizerken şöyle diyor yönetmen: “Ben sadece filmimi kendi istediğim şekilde çekmek ve onu, ondan keyif alma ihtimali olan insanlara sunmak istiyorum.”