Hav Hav!: Teenage Kicks
Fotoğraf: Okan Çimen
Mert Tugen, Ozan Uzunsoy, Max ve Caner Akcan’dan oluşan Hav Hav!, salaş garaj, rock’n’roll ve punk sularında gönlünce gezinmeye devam ediyor. Bugün, burada bir genç olarak yaşamanın beraberinde getirdiklerini kurcalayan şarkılardan oluşan ikinci albüm Mezarımda Parti Var, adından anlaşıldığı üzere ölüm olgusuna da sık sık temas ediyor.
Her zamanki gibi akılda kalıcı, dolaysız bir anlatım ön planda. Sürprizli yollara sapmadan, yapmayı sevdiği şeyin izini süren bir grup olmaya devam ediyor Hav Hav!. Prodüktörlüğünü Taner Yücel’in üstlendiği koleksiyonun mastering işlemleri de Görkem Karabudak tarafından yapıldı. Mert Tugen’in yönettiği “Mezarımda Parti Var” klibi de işte burada.
Hav Hav! üyeleri, müzisyenlerin büyürken dinlediği müzikleri ve bu müziklerin üzerlerinde bıraktığı tesiri kurcaladığımız Teenage Kicks serimize konuk oldu.
MERT TUGEN:
“Her gün yeni bir şeyler dinlemeye çalışıyordum. The Drums’ı ilk duyduğumda aradığım şey her neyse ona çok yakın geldi.”
YAŞ: 13-15
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Ceza – Rapstar
Çilekeş – Y.O.K.
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
İkisini de Dream TV’de görmüş olabilirim. Henüz internetim yoktu ve televizyondaki müzik kanallarına çok bakıyordum. Graffitiyle ilgilenmeye başlamıştım, o yüzden rap dinlemek tam dönemine de denk geldiği için otomatikman pakete eklendi zaten. Çilekeş de ergen hislerime çok iyi geliyordu.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Müziğe karşı heyecan duyma konusunda küçük bir başlangıç noktası oldular benim için.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Ergenliğe giriş dönemim diyebilirim.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Henüz ileride ne olacağıma karar veremediğim bir dönemdi. Sonra resim öğretmenimin tavsiyesiyle güzel sanatlar lisesine girdim. Ardından önemli olan şeyler iyi resim yapmak, sürekli bir şeyler çizmek olarak değişti.
YAŞ: 16-18
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Sakin – Hayat
MGMT – Oracular Spectacular
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Sakin’i yine televizyonda görüp çok sevdim. Lise hayatım boyunca çok dinledim albümlerini. MGMT’yi yakın arkadaşımın Kanada’da yaşayan abisinden duymuştum.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Hayat albümünü lise hayatımın soundtrack’i gibi düşünüyorum. MGMT ile de sonrasında uzun süre devam eden bir indie rock sevgisi başladı. Çok sevdiğim bir albüm.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Kendimi tanımaya başladığım ve yavaş yavaş zevklerimin şekillendiği dönemim denebilir.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Tek derdim iyi bir üniversitede grafik tasarım okumak ve ileride illüstrasyonla uğraşmaktı. Okul dışında sürekli farklı şeyler çizip, filmler izleyip, yeni müzikler keşfederek kendimi geliştirmeye çalışıyordum.
YAŞ: 19-20
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
The Drums – Portamento
Mac Dermarco – 2
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Yeni müzik keşfetmeye en meraklı olduğum dönemdi. Her gün yeni bir şeyler dinlemeye çalışıyordum. The Drums’ı ilk duyduğumda aradığım şey her neyse ona çok yakın geldi sound’u. Sonra Mac Demarco’yu keşfedince çok uzun bir süre sadece 2 albümünü dinledim ve ona benzer müzikler aramaya başladım sonrasında.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Sanırım 2 albümünü bir dönüm noktası addedebilirim kendim için.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Eskişehir’deki öğrencilik zamanlarım. Yavaş yavaş kendimi bulmaya başladığım zamanlardı. Biraz asosyal bir dönemimdi ama çok sağlam bir motivasyonla sabah akşam çizmeye devam ediyordum.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
İlk işlerimi aldığım, çizerek ilk para kazanmaya başladığım zamanlar olduğu için çoğunlukla kariyerime dair heyecanlar hatırlıyorum. Hatta Bant Mag.’a yaptığım ilk çizimler de o dönemlerde olmuştu.
OZAN UZUNSOY:
“Evimde detaylı temizlik yapacaksam full System of a Down diskografisini, sadece süpüreceksem Toxicity albümünü açıyorum.”
YAŞ: 13-15
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Red Hot Chili Peppers – By the Way
System of a Down – Toxicity
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
RHCP, “Californication” klibi ile ilgimi çekmişti ve klibin inanılmaz bir fikir olduğunu düşünmüştüm. Çanakkale’deki tek müzik markette o albüm yoktu, o yüzden By the Way albümünü almıştım. System of a Down ile de “Chop Suey” şarkısı ile tanışmıştım. Şarkıyı ilk dinlediğimde komik bulmuştum. Sonrasında kendi kendime uydurarak söylemeye çalıştığımı ve televizyonda bir daha çıkmasını beklediğimi hatırlıyorum.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
İkisinin de etkisi hâlâ çok büyük. SOAD, Spotify yıllık listesinde en çok dinlediğim 5 gruptan biri. Evimde detaylı temizlik yapacaksam full diskografi, sadece süpüreceksem Toxicity albümünü açıyorum. RHCP 2012 İstanbul konseri gittiğim ilk büyük konserdi. Son şarkı olarak “Give It Away”i çaldıklarını biliyordum ve canlı izlerken konser bitiyor diye ağlamıştım.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Bu albümlerle kafamdaki “iyi müzik, kuzenim Önder’in dinlediği / tavsiye ettiği müziktir” algısını biraz kırdığımı ve kendi müzik zevkimi oluşturmaya başladığımı düşünüyorum.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Bu dönem tam olarak askeri okulda, 200 tane tanımadığım insanla yatılı olarak okumaya başladığım yıllar. Sadece SOAD ve RHCP değil; Korn ve Limp Bizkit’in de o ortamda arkadaş bulmama etkisi çok büyük.
YAŞ: 16 18
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
The Mars Volta (özel bir albüm yok)
Çilekeş – Y.O.K.
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Çilekeş ile o dönemki müzik zevkimi oluşturan Dream TV sayesinde tanıştım. The Mars Volta da Omar ve Cedric’in saçlarından dolayı ilgimi çekmişti.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
O zamanlar benim için kaliteli müzik, dinlemesi pek kolay olmayan ve çok fazla insan tarafından sevilmeyen müzik demekti. The Mars Volta bunun için harika bir örnekti. Bir gün müzik yaparsam, tam olarak böyle bir şey yapmak istediğimi düşünüyordum. Öyle olmadı. Çilekeş’in Y.O.K. albümündeki şarkı sözlerinin hiçbir benzer dert yaşamamıza rağmen çok özel olduğunu düşünmüştüm. Demek ki yaş aldıkça birilerinin varlığı beni de kahredebilir ve yokluğu bile beni terk edebilir diye düşünüp üzülmüştüm. Ayrıca Görkem’i (Karabudak) sağda solda görünce hâlâ heyecanlanıyorum.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
İstanbul’da yaşamaya başladığım için konserlere gittiğim ve sosyal hayatımın şekillendiği bir dönemdi benim için. Bostancı Gösteri Merkezindeki Çilekeş + Kurban konseri benim için lise hayatımın açık ara en iyi günüydü.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Beşiktaş JK, hafta sonu izinlerim ve yonja.com’dan flörtleşmeye çalıştığım insanlar.
YAŞ: 19-20
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Arctic Monkeys – Whatever People Say I Am, That’s What I’m Not
Bloc Party – Silent Alarm
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
İki grupla da liseden yakın bir arkadaşımın o dönemki müzik zevkimi ezik bulup, bu iki grubu bana tavsiye etmesi sayesinde tanıştım. Teşekkürler Mert Satır.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Arctic Monkeys ve Bloc Party sayesinde indie rock ile tanışmıştım. Benim için yepyeni bir tarzdı ve daha keşfedebileceğim onlarca grup vardı. Bilgisayarımı bu grupların tek tek ve illegal bir şekilde indirdiğim şarkılarıyla doldurup, kendime ilk skinny pantolonumu almıştım.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Askeri okuldan ayrılıp kendi yapmak istediğim şeyi keşfetmeye çalıştığım bir dönemdi benim için. O yüzden hâlâ Bloc Party dinlediğimde Çanakkale’deki odamı ve test kitaplarımı hatırlıyorum.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Üniversite için İstanbul’a geri dönme hevesim, her perşembe canlı olarak izlediğim Kreş grubu ve haftada 3-4 kere Napoli Pizza’dan sipariş verdiğim Öğrenci Menüsü.
MAX:
“Arkadaşlarımın da ilgilendiği konular ve hayata dair yaklaşımları değişmişti; paylaşımlarımız da ister istemez yeni tınılar aramaya yönelik olmuştu.”
YAŞ: 13-15
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Puf, tam bir sebze çorbası. Ceza, Duman, Manga, Kurban, Linkin Park, Nirvana, Muse, Placebo, The Cure gibi aklıma gelenler oluyor. Özellikle Rapstar, Hybrid Theory ve Meteora çok dinlerdim.
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
O dönem televizyon kanallarında denk geldikçe, genel olarak çok bahsedilen ya da dinlenen müziklere kulak astıkça hepsini merak edip araştırmıştım. Bir keresinde epey boş alan kalmış bir CD içine Winrar dosyası yükletmek için bir internet kafeye gitmiştim. Oradaki görevli fazlaca yer var diye bana elindeki kliplerden ekleyebileceğini söyledi ve eve gidip hepsine teker teker baktığım zaman Dragonball dövüşlerinden oluşan ama arka planda Linkin Park parçaları ile editlenmiş 20’den fazla klip yüklediğini gördüm. Anime ve manga meraklısı biri olarak sanırım dinlediğim parçaları daha çok sevmeme neden olmuş olabilir.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Birçok açıdan o anki moduma ve herşeyi yeni öğrenmeye başlamış bir insan için çok taze ve keşfetmeye değer hissettirmişti. Dinlediğim grupların ya da müzisyenlerin neyi nasıl yaptığını bilmesem de gitar çalmaya karşı bir heves oluşturduğunu ve o yıllarımı mahalleden benzer duyguları paylaştığım bir arkadaşımla gitar öğrenmeye harcadığımızı hatırlıyorum. Keyifli günlerdi.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Sanırım ergenliğimin yavaştan zirvesini temsil eden dönemler, her şey birbiri içine girmiş durumda. Tam bir kaos.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Saçma okul dereceleri meseleleri ve lise sınavlarına yönelik stresin arttığı bir dönem gibi.
YAŞ: 16-18
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Led Zeppelin, Deep Purple, Pink Floyd, Guns N’ Roses, The White Stripes, Radiohead ve benzeri dönem gruplarına dadanmıştım. Sanırım çoğunlukla Zeppelin albümleri kemirdim.
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Kardeşimin topladığı binlerce parçalık arşivleri karıştırdıkça çıkan, çıktıkça beğendiklerimi daha çok karıştırıp teker teker dinlediğim ve tanıştığım bir dönem.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Gitar çalmaya yönelik hevesimi daha çok artırdığını anımsıyorum. Belli tarzda müzikleri sevmeme ve aralarında tercih yapmama yönelik kılavuz gibi oldular.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Sert tonlarla dolu grup müziğine gönül verdiğim bir dönem gibi, sonrasında yavaş yavaş uzaklaşmış olacağım.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Sosyal anlamda çok keyifli geçen bir dönem. Lise zamanlarındayım ve tek derdim arkadaşlarla gezmek tozmak. Bir yandan da güzel sanatlar eğitimi alıyordum ve çizim tekniğimi geliştirmeye aşırı odaklanmıştım. Yaşadığım yerden çıkıp akademik eğitim almak ve resim yapmak istiyordum.
YAŞ: 19-20
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Sanırım bu yaşlardan itibaren artık multi bir müzik anlayışım oluştu. Biraz daha elektronik altyapılı, dans müziklerine ilgim arttı. En çok tutulduğum albüm ise Random Access Memories olmuştu.
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Çevremdeki arkadaşlarımın da ilgilendiği konular ve hayata dair yaklaşımları değişmişti; paylaşımlarımız da ister istemez bu tür yeni tınılar aramaya yönelik olmuştu. Yeni etkinlikler ve konserlerle birlikte farklı kültürlerin müziklerini ilgimiz artmıştı ve daha çok öğrenmeye ilgi duymuştum.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Önceden yeni tınılara karşı daha agresif olabiliyordum ve bu durumu kırdı diyebilirim. Belki biraz benzer müzikleri dinlemekten kaynaklı sıkılma ve yeni sesler duyma ihtiyacını iyi bir şekilde karşılamıştır. Zaten değişmekte olan hayatını ve düşüncelerini destekler nitelikteydi.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Lise sonrası hem yeni bir şehirde olma ve üniversite eğitimimin ilk yılları gibi. Daha özgür ve rahat bir yaşam tarzının ilk adımları. Birçok hayalin ve beklentinin oluştuğu ve bazı adımların atıldığı ilk tomurcuklar.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Bir insan olarak ne yaptığımı, kime ne faydam olduğunu ve kendimi hayallerim doğrultusunda nasıl geliştirmem gerektiğini önemsediğim zamanlar. Kendimi boya ile ifade etme isteğiminde artık tavan yaptığı ve sokak sanatları ile ilgilenmeye başladığım ilk zamanlarım.
CANER AKCAN:
“Tam bir ergenlik albümü benim için Grace. ‘Ben de bir şeyler hissedebiliyorum ve bunun karşılığı bu albümde varmış’ diye düşünmüştüm.”
YAŞ: 13-15
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Alan Parsons Project – The Turn of a Friendly Card
Black Sabbath – Paranoid
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
APP ile babam ve amcamın ortak plak koleksiyonu sayesinde tanıştım. Sabbath’la Kadıköy’deki Atlantis eğlence yerinde tanıştım. İçeride Guitar Hero Arcade vardı, hâlâ da duruyor sanırım.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Bir gün eve geldiğimde masanın üstünde birkaç tane plak gördüm, The Turn Of A Friendly Card’ı gözüme kestirdim; ilk başta kapağıyla tavlamıştı beni, daha sonra da şarkılarıyla. O Arcade makinesi hayatımı değiştirdi sanırım. Sabbath dâhil, pek çok yeni müziği keşfetmemi sağladı. Birkaç gün sonra da annem Kadıköy Pasajı’ndan bana ilk elektro gitarımı ve amfimi almıştı.
Şu an dönüp baktığında hayatının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Yaşıtlarından “iyi müzik dinlediğini” zanneden, en büyük zevki okul çıkışlarında hamburger yemek ve arkadaşlarıyla Kadıköy’deki Ender Bilardo Salonu’na gitmek olan mutlu bir çocuğu temsil ediyor iki albüm de.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Liseye geçiş sınavı sonrası ilk kazandığım liseden hiç memnun kalmamıştım daha sonra evime yakın olan bir okula geçtim inanılmaz güzel hatırlıyorum lise zamanlarını çok şanslıyım sanırım bu konuda.
YAŞ: 16-18
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
Jeff Buckley – Grace
Nick Drake – Pink Moon
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Pink Moon’la karantina zamanında Simar’la her gece yatmadan önce bir albüm dinleyip üzerine tartıştığımız bir dönem vardı, böyle keşfettim. Grace albümünü de Simar yollamıştı.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Grace’i ilk dinlediğimde büyülenmiştim, uzun bir süre etkisinden çıkamadım. 90’lar alternatif müziğine geçiş kapısı olabilir benim için sanırım. Pink Moon da başımı döndürmüştü, inanılmaz bir atmosferi var o albümün.
Şu an dönüp baktığında hayatınının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
İlk defa saçlarım uzamış, kilolarım gitmiş ve flört dönemi ilişkiye evrilmiş. Tam bir ergenlik albümü benim için Grace. “Ben de bir şeyler hissedebiliyorum ve bunun karşılığı bu albümde varmış” diye düşünmüştüm. Pink Moon ise dershane sonrası yağmurlu Caddebostan sokaklarını hatırlatıyor.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Özgürlük Parkı’ndaki güzel güneşli günler, keşfettiğim yeni müzikler ve bolca üniversite sınavı gerginliği.
YAŞ: 19-20
O zamanlar en sevdiğin iki müzisyen/grup (ya da albüm) neydi?
DIIV – Is the Is Are
Alvvays – Blue Rev
Bu müziklerle nasıl tanışmıştın?
Üniversite sınavı bitmişti ve hazırlık sınıfına başlamıştım. Okulda pek anlaşabildiğim arkadaşım yoktu, o yüzden çoğu zaman yalnızdım. Bir gün tek başıma okulun bahçesinde otururken, telefonuma arkadaşımdan “Placebo konserinin biletleri saat 2’de çıkıyormuş, pahalı olursa buna gideriz.” mesajı geldi. Ben de Is the Is Are albümünü dinlemeye başladım ve ilk saniyelerinde beklediğim pek çok şeyi buldum. Alvvays’i de çok seviyordum, albüm çıktığı anda âşık oldum.
Üzerinde nasıl bir etki bıraktıklarını düşünüyorsun?
Şu anki ve gelecek üretimlerim için büyük ilham kaynakları, sıkılmadan dinleyebildiğim nadir albümlerden ve aynı zamanda da kötü gün dostları.
Şu an dönüp baktığında hayatının nasıl bir dönemini temsil ediyorlar?
Yapmak istediğim şeylerden çok uzakta olduğum ve istemediğim şeylerden kurtulmaya çalıştığım bir dönemi temsil ediyorlar. İki albüm de çok yardımcı oldu bu konuda.
Hayatının bu döneminde senin için önemli olan diğer şeyler nelerdi?
Okuduğum bölümü bırakıp başka bir bölüme geçtim, daha çok istediğim şeylere vakit ayırdım ve de aynı zamanda Hav Hav! Ile tanıştım.