Helen McCrory (1968 – 2021)

Sinema, televizyon ve tiyatro sahnelerindeki varlığıyla Birleşik Krallık’ın en yetenekli oyuncularından olan Helen McCrory; bir süredir savaştığı meme kanseri sebebiyle, henüz 52 yaşında aramızdan ayrıldı.

Haberi kendisi gibi oyuncu olan partneri Damian Lewis (Homeland, Billions) Twitter hesabı üzerinden, şu cümlelerle duyurdu: “Kanserle kahramanca bir savaştan sonra, Helen McCrory isimli bu güzel ve güçlü kadının, arkadaşları ve ailelerinden gelen bir sevgi dalgasıyla çevrili olarak evinde huzur içinde öldüğünü duyurmaktan üzüntü duyuyorum. Yaşadığı gibi öldü. Korkusuzca. Tanrım, onu çok sevdik ve ona sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzun farkındayız. O kadar ışıl ışıl parladı ki. Şimdi gökyüzüne git ufaklık ve (her şey için) teşekkür ederim.”

Birleşik Krallık sanat dünyasından taziye mesajları

Bir parçası olduğu Peaky Blinders, Harry Potter, James Bond, Doctor Who, His Dark Materials serilerinin yanı sıra; BAFTA, National Theatre ve Londra Belediyesi de aktrisin ölümünün ardından taziye mesajları yayımlayanlar arasındaydı. Ayrıca Helen Mirren, Tom Ellis, Indira Varma ve Mark Gatiss başta sayısız ünlü isim, sosyal medya hesapları üzerinden üzüntülerini dile getirdiler.

Oyuncunun filmografisindeki diğer önemli işler arasında Martin Scorsese’nin Hugo (2011)’su, Cherie Blair’ı iki kez canlandırdığı The Queen (2006) ve The Special Relationship (2010), Jane Austen uyarlaması Becoming Jane (2007), Penny Dreadful (2014), Loving Vincent (2017) ve geçtiğimiz senenin iki başarılı mini dizisi: Roadkill ile Quiz yer almaktaydı.

Steven Knight: “Kuşağının en büyük oyuncularından biri”

Helen McCrory’nin belki de en unutulmaz rolü, BBC’nin 5 sezondur devam eden suç draması Peaky Blinders’daki Polly Grey karakteriydi. Tommy Shelby’nin halası ve Birmingham merkezli suç çetesinin önemli bir üyesi olan Polly; öykünün en ikonik, karizmatik ve entrika sahibi figürlerinden. Dizinin ekibi yayımladıkları taziye mesajında oyuncunun ailesine başsağlığı dilerken; Helen’ın performansının sınırların ötesinde, ilham verici ve inanılmaz derecede etkileyici olduğunu, onunla çalıştıkları için son derece ayrıcalıklı hissettiklerini söylediler.

Başrolde yer alan Cillian Murphy, “Bulunduğu her sahneyi, oynadığı her karakteri yüceltti ve insancıl yaptı. Yıllar boyunca bu kadar çok kahkahayı paylaşmış olmak, bu zeki kadınla çalışmak bir ayrıcalıktı. Dostumu çok özleyeceğim.” dedi, dizinin yaratıcısı Steven Knight da kuşağının en büyük oyuncularından birini kaybettiğimizi belirtti.

Yapımcı kadrosundan Caryn Mandabach ise “Steve, Polly karakterini ilk düşündüğünde, Tommy’ye bir şey olursa, işi Polly’nin devralacağını söyledi. Sadece Helen’ın sahip olduğu insani derinliğine sahip bir aktris bunu üstlenebilirdi. Keşke gerçekte de dünyayı Helen yönetebilseydi, o kadar havalıydı çünkü.” dedi.

Çocuğu için Voldemort’u karşısına alan bir anne: Narcissa Malfoy

McCrory’nin hafızalardan yer edinen bir başka rolü de, Harry Potter serisinin son üç filminde canlandırdığı Narcissa Malfoy’du. İlk olarak Bellatrix Lestrange karakteri için el sıkışılmış, fakat takvim uyuşmazlığı nedeniyle rol Helena Bonham Carter’ın olmuştu. Serinin altıncı halkasından itibaren Malfoy ailesinin karizmatik annesine hayat veren oyuncu, kısa ama etkili performansıyla, çocuğu için Voldemort’a ihanet eden bu figüre inandırıcılık katmıştı.

Harry Potter ve Fantastic Beasts filmlerini de kapsayan evrenin resmi sosyal medya hesabı olan Wizarding World’de, karakterini böylesine derinlik ve görkemle oynayan aktrisin daima özleneceği söylenerek, ekibin üzüntüleri dile getirildi. Serinin yaratıcısı olan ve bir süredir transları dışlayıcı tavırlarıyla tarihin yanlış tarafında durmaya devam eden J.K. Rowling de taziye mesajı yayımlayanlardandı.