Helin Kandemir ile hangi film?
Emin Alper filmi Kızkardeşler’deki performansıyla İstanbul Film Festivali’nin En İyi Kadın oyuncu ödülünü henüz 15 yaşında kazanan Helin Kandemir; son birkaç senede Bihter, Özel Ders, Duy Beni, Hakan: Muhafız, Rise of Empires: Ottoman gibi birçok yapımda karşımıza çıktı. Okul Tıraşı’nın yönetmeni Ferit Karahan’ın yaklaşan filmi Cinlerin Düğünü’nün çekimlerini yakın zamanda bitiren oyuncu, Şirin Devrim’in ayın isimli romanından uyarlanacak Şakir Paşa Ailesi dizisinde de rol alacak.
Hangi Film? köşemizin bu haftaki konuğu Helin Kandemir yanıtlıyor: Hep daha iyi hissederek ayrılırım dediğin film? Hiç sevmedim, seveni de sorguladım dediğin film? Herkese izletmek istediğin film?
Sinemada izlediğin ilk film?
Hep Shrek (2001, Andrew Adamson ve Vicky Jenson) diye kalmış aklımda ama temiz değil, sanırım paslanmış bir hatıra. Döneminde karne ödülüydü benim için. 🙂

Çocukluğundan yadigar kalmış bir film?
Sen to Chihiro no kamikakushi / Spirited Away (2001, Hayao Miyazaki)
Abimin DVD’sini bulup “Bak, kız sana benziyor.” diye elime tutuşturduğu ve benim döndüre döndüre izlediğim film. Hâlâ o yaşımın hayal gücüne yakın bir şeyle karşılaşmış olmanın tuhaf şaşkınlığını, biraz da ürkütücülüğünü hatırlarım.

Hep daha iyi hissederek ayrılırım dediğin film?
Im Juli / Temmuzda (2000, Fatih Akın)
Geçen sene İzmir’den İstanbul’a dönerken yolda izlediğim bir yolculuk filmi. Aradığımın zaten yanımda olduğunu söylemişti. Şimdi bu hissi ne zaman hatırlamak istesem açıp tekrar izlerim. “Güneşim, ayım sana ışık olsun.”

Kahramanı olmak isteyeceğin film?
Le fabuleux destin d’Amélie Poulain / Amélie (2001, Jean-Pierre Jeunet)
Geç kaldığım ve geç kaldığıma utandığım bir film. Seyrinden sonra arkadaşımla yana yakıla plağına bakındığımız Yann Tiersen soundtrackleri ve dönemin Paris atmosferiyle, kendimizi içine yerleştirmek istemiştik.

Hiç sevmedim, seveni de sorguladım dediğin film?
Barbie (2023, Greta Gerwig)
Feminist bir ana fikri bundan daha sert vurgulayan bir sürü örnek varken, bu filmin temsilini hiç kavrayamadım.

Kitap gibi bir film?
Portrait de la jeune fille en feu / Portrait of a Lady on Fire (2019, Céline Sciamma)

Dizisi olmalı dediğin bir film?
Gone Girl (2014, David Fincher)

Zaman geçtikçe sendeki yerini sağlamlaştıran bir film?
Abbas Kiyarüstemi’nin Köker Üçlemesi’nin ikinci filmi: Zendegi va digar hich / And Life Goes On (1992)
Hatay – Kahramanmaraş depremlerinin üzerine, darmadağınık bir kalp ve akılla tekrar izlediğimde; insanın ne kadar “devam etmek” üzerine bir varlık olduğunu bana tekrar hatırlatmıştı. Tıpkı özgürlüğün bastırıldığı bir rejimde, onca yasak ve tavize rağmen film çekmeye devam etmek gibi.

Yalnız izlenmeli dediğin bir film?
Dancer in the Dark (2000, Lars von Trier)
Bu filmi biriyle izlemek bana çok zor geliyor ve neden böyle hissettiğimi, sadece filmi izlemiş olanlar anlayacak.
Artı, Anatomie d’une chute / Anatomy of a Fall (2023, Justine Triet) da tek başıma izlediğim için şanslı hissettiğim filmlerden .

Mekânlarıyla aklına kazınan bir film?
Mekânlarını görmek istediğimden değil belki ama zaten çok iyi gördüğümü, bildiğimi hissettiğimden dolayı Aftersun (2022, Charlotte Wells) beni etkilemişti. İzlerken gördüğüm her mekânın kokusunu bile bildiğime eminim.

Herkese izletmek istediğin film?
Sevmek Zamanı (1965, Metin Erksan) ve Gegen die Wand / Duvara Karşı (2004, Fatih Akın)
Kült ve bilinmiş olmalarına rağmen hayatıma temas eden kıymetli insanlarla bu filmleri mutlaka konuşurum. Âşık olmaktan bahseden her filmi çok seviyorum!

Şu sıralar en çok merak ettiğin film?
Small Things Like These (2024, Tim Mielants)
Kitabını okuyup çok sevmiştim. Berlinale’nin açılışını yapması sonrası heyecanla vizyonunu bekliyorum.
