Hiromi’nin sonik mucizeleri 15 Mayıs’ta İş Kuleleri Salonu’nda
Yazı: Burcu Teker - Fotoğraf: Mitsuri Nishimura
All Music Guide‘ın “son yarım yüzyılın en dikkat çekici piyanistlerinden” olarak betimlediği, erkek egemen caz müzik sahnesinde beklentileri ters yüz etmekten zevk aldığı aşikâr, Japonya’nın mücevherlerinden Grammy ödüllü piyanist ve besteci Hiromi; müzik türleri, kompozisyon ve doğaçlama arasındaki keskin çizgileri sile sile ilerlediği 30 yılı devirmenin eşiğinde. Dünya turnesi kapsamında hızlı tempolu bebop’tan çağdaş klasiğe, progresif rock’tan funk’a uzanan sofistike ve enerjik sahne performasını Hiromi’s Sonicwonder projesiyle 15 Mayıs Perşembe akşamı İş Kuleleri Salonu’na taşımaya hazırlanıyor. Biletler burada.

“Müziğin sınırları yoktu. Piyano bir uçak gibiydi ve beni her yere götürebilirdi.”
Piyano ile altı yaşında tanışan Hiromi’nin şekillenip yönünü bulmasında en etkili isim öğretmeni Noriko Hikida. “Benden belli bir dinamikle çalmamı istediğinde bunu teknik terimlerle söylemezdi. Eğer tutkulu bir parçaysa, ‘Kırmızı çal’ derdi. Sakin, daha yumuşak eserlerde ‘Mavi çal’ diye seslenirdi. Bu sayede gerçekten kalbimden çalabiliyordum; sadece işittiklerim ve kulaklarımla değil.” sözleriyle anımsıyor müziğin hem sezgisel hem de teknik derinliğini yakalaması konusunda Hikida’nın oynadığı rolü. 12 yaşına geldiğinde yurt dışındaki ilk performansını sergilemek üzere Tayvan’a gidiyor ve aynı dili paylaşmadığı insanlarla müzik aracılığıyla bağlantı kurabildiğini fark ettiren deneyim, dünyanın her yerinde konser verme arzusu aşılıyor müzisyene.
14 yaşında Çek Filarmoni Orkestrası ile konser veren Hiromi, 17’sine geldiğinde virtüöz Chick Corea ile karşılaşıyor ve ertesi gece 1996 Tokyo Caz Festivali’nde doğaçlama yapması için davet ediliyor. Bu performans, bugünden bakıldığında, ikilinin 11 yıl sonra birlikte kaydedecekleri Duet albümü için bir “haberci” mahiyetinde. Hiromi bir röportajda “Rüyalarımın gerçekleştiği andı.” diyor gülümseyerek ve ekliyor: “Albüm yapacağımızı söylediğinde soyunma odasının kapısını kapattığımı ve çığlık atarak oradan oraya koştuğumu hatırlıyorum!”.
1999’da Berklee School of Music’e girdiğinde öğrendiği en şok edici şey dünyada sayısız, başarılı müzisyen olduğu… “Bu kadar çok müzisyen varsa, benim gerçekten söyleyecek neyim var?” sorusu, üretkenliğini ivmelendiren en büyük motivasyona dönüşüyor. Berklee’deki hocalarından Richard Evans, Hiromi’nin demo kasetini Ahmad Jamal’a ulaştırdığında efsane cazcı, Hiromi müziğinin “ezici cazibesi ve ruhuyla birlikte, hayal edilemez yüksekliklere uçmasına neden olduğunu” söylüyor. 2003’te Richard Evans ve Ahmad Jamal desteğiyle; bas gitarda Anthony Jackson, davulda Dave DiCenso, alto saksafonda Jim Odgren, gitarda Dave Fiuczynski’nin eşlik ettiği Another Mind piyasaya sürülüyor. Japonya Kayıt Endüstrisi Birliği’nin (RIAJ) Yılın Caz Albümü Ödülü verdiği uzunçalar, kariyerinin kilometre taşına dönüşüyor; cazın geleceğini şekillendirecek müzisyenin parlak sonik yolculuğunun da bir fragmanı aynı zamanda.
“Beste yapmak benim için günlük tutmak gibi bir şey.”
Caz füzyonu eklektik bir oyun parkına dönüştüren kayıtları ile yıllar içinde sayısız prestijli ödüle layık görülen ve ünlü basçı Stanley Clarke ile yaptığı çalışmayla serüvenini bir de Grammy ile taçlandıran müzisyen; karmaşık trio bestelerinden oda cazına uzanan ve Jamal’ın deyimiyle “en iyisi bir sonraki olan” 12 albüm yayımlıyor. Müziklerini bestelediği Yuzuru Tachikawa imzalı anime Blue Giant‘ın vizyona girmesiyle 2023’e gösterişli bir start veren Hiromi, esas hamlesini aynı yılın sonbaharına saklamış. Sonicwonderland adlı son numarası, kendi yolunu çizmeye karalı özgün ruhun sahnedeki coşkusuna en yakın yaratımı kuşkusuz.
2021’de Concord etiketiyle yayımlanan Silver Lining Suite‘teki akustik piyano – yaylı dörtlüsü eşleşmesinin tam aksi yönde, yenilikçi bir doğaçlamacı yapılanmayla, harekete geçirici funk tınılarının derinliklerine dalıyor bu kez. Büyük bir Star Wars ve John Williams hayranı olduğunu bildiğimiz Hiromi, Skywalker Sound stüdyosunda yalnızca üç günde kaydettiği albümü için “Jedi eğitiminde gibi, büyük bir güç hissettim!” yorumunda bulunuyor neşeyle. “Albüm yapmak bir film çekmek gibi; ben de her rol için mükemmel oyuncuyu arayan bir yönetmenim.” diyen Hiromi’ye bu projede 2016’da tanıştığı ve Sonicwonderland’deki üretimlerini çalışını düşünerek tasarladığı Hadrien Feraud (bas), aklında netleşen davul tınısında aradığı esprili tutumu yakaladığı Gene Coye (davul) ve sıcak, karanlık trompet sesiyle doğaçlama ve efektler konusunda usta Adam O’Farrill (trompet) eşlik ediyor.

Tuşlara her dokunuşu başlı başına bir meydan okuma olan müzisyen; Metallica’dan Robert Trujillo ile birlikte yarattığı “Go Go”, Oli Rockberger’le yazdığı “Reminiscence” ve synth aleminde elektronik caz ile funk’ı el ele tutuşturduğu diğer yaratımları ile onu daha önceden tanıyanlar kadar ilk kez tanışıp enerjileriyle temas kuracağı yeni dinleyicilerini de bekliyor. 21. yüzyılın müzik haritasını şekillendiren piyanistlerden Hiromi’nin tekniğiyle sınırları ortadan kaldırışına bilfiil tanıklık etmek isteyenler için Hiromi’s Sonicwonder, 15 Mayıs Perşembe akşamı İş Kuleleri Salonu’nda.