Direnişin metaforu olarak “Hubris”

Berlin ve New York’ta çalışmalarını sürdüren Serkan Sarıer’in yeni kişisel sergisi Hubris, 3 Ekim itibarıyla PİLEVNELİ Dolapdere’de ziyarete açılıyor.

Serkan Sarıer, PİLEVNELİ bünyesinde gerçekleştirdiği Swarm (2022), Weeping Glitch (2023) ve Berlin’deki Zwölf Apostel Kilisesi’nde düzenlenen Wer Wir Sind (2023) sergilerinin ardından yeni kişisel sergisi Hubris ile izleyici karşısına çıkıyor. “Hubris” aşırı kibir veya gurur anlamına gelen, genellikle felakete yol açan bir kavram. Ancak Sarıer’in yorumunda, bu terim klasik köklerini aşarak toplumsal normlara karşı direnişin güçlü bir metaforu olarak kullanılıyor. Sergi, formların kendilerine yüklenen beklentilerle nasıl yüzleştiğini ve Sarıer’in kendini ifade etme arayışında yaşadığı yabancılaşma riskini nasıl göze aldığının bir etüt çalışması olarak da yorumlanabilir. 

Sanatçının son dönem eserlerinden oluşan Hubris, kimlikleri nedeniyle dışlanan bireylerin cesur mücadelesini figürleri kendine has formlarından uzaklaştırarak ele alıyor. Ayrıca, Sarıer sergiye eş zamanlı olarak, bugüne kadar ürettiği işlerini ve daha önce yapmış olduğu sergilerini içeren bir kitap da yayımlayacak.

Hubris, 3 Ekim – 9 Kasım arasında PİLEVNELİ Dolapdere’de ziyaret edilebilir.

Serkan Sarıer hakkında 

Hanau, Almanya’da doğan Sarıer, 2001 yılında Antwerp Royal Academy of Fine Arts’tan mezun oldu. 2018’de Goldsmiths University of London’da yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Tuvalden videoya uzanan geniş bir portfolyoya sahip olan sanatçı yerinden edilme ve kimlik temalarını araştırıyor. Eserlerinde etnik köken, cinsiyet ve çevreyle şekillenen kişisel kimlik ile herhangi bir topluluğa veya mekana ait olamama hissi arasındaki kopukluğu sorguluyor.