Spike Lee’nin yedi harikası

Yazı: Meltem Demiraran

Brooklyn’in kalbinde, bir sinema maestrosunun arşivine doğru derin bir yolculuk… Küratörlüğünü Kimberli Gant’in yaptığı Spike Lee: Creative Sources sergisi, yönetmenin arşivinden titizlikle seçilmiş 450 parçayı bir araya getiriyor. 

Her biri yaşamına ait bir dokuyu temsil eden yedi tematik koridor boyunca, Spike Lee’nin işlerinden kesitler ve onlarca yıllık ilhamı takip ediliyor sergide. Siyah Amerikalı tarihi ve kültürü, Brooklyn, spor (özellikle New York Knicks), müzik, sinema tarihi ve aile başlıklarını kurcalayan Creative Sources, yönetmenin yaratıcı yolculuğu ile Siyah Amerika kanvasında silinmez izler bırakan aydınların yaşamları arasındaki kesişimleri ortaya koyuyor. 

Koleksiyon, Lee’nin vizyonunu şekillendiren önemli anlara, figürlere duyduğu saygının ve Siyah kültürü ve tarihinin zengin dokusunu işleri aracılığıyla koruma ve sunma konusundaki kararlılığının da somut bir örneği. Nelson ve Winnie Mandela imzalı Afrika Ulusal Kongresi bayrağı, Prince’in aşk sembolü gitarı ya da Patrick Martinez’in Fight the Power (Chuck D) tabelası; Spike Lee’nin kişisel arşivinden sergi mekânına taşınanlardan birkaçı.

Lee’nin aile geçmişi, müziğe olan sevgisi ve kendine özgü kişisel stiliyle birleşince, filmlerini dolduran Brooklyn sokakları, Chicago mahalleleri veya Vietnam’ın savaş alanları gibi çeşitli karakterler ve konumlarla nasıl bağlantı kurduğunu da anlamayı sağlıyor. Sergi, zaman ve mekân sınırlarını aşarak, Spike Lee’nin ilham perilerini Nola Darling, Ron Stallworth, Lena Horne ve Lysistrata gibi ikonik figürler aracılığıyla hayata geçiriyor. 

Temsil ve tanınmanın öneminin ön plana çıktığı bir dönemde ABD’de Siyah olma deneyiminin sanatsal zenginliğini kanıtlayan Spike Lee: Creative Sources, 4 Şubat 2024’e kadar Brooklyn Museum’da ziyarete açık.