Joaquin Phoenix ve Viktor Kosakovskiy bir çiftliğin kapısını aralıyor

Bu senenin başlarında Berlin Film Festivali’nde prömiyerini yapan ve Montclair, New York gibi festivallere de uğrayan Viktor Kosakovskiy’nin son işi Gunda’nın fragmanı yayımlandı. Bir çiftliğin kapısını arayan filmin başrolünde anne domuz Gunda var. Gunda’nın günlük hayatını ve çiftlikteki arkadaşlarını siyah beyaz şekilde ekrana yansıtan Kosakovskiy, kamerayı Gunda’nın hizasına yerleştiriyor. Gunda, iki inek ve tek ayaklı bir tavuk. Hepsi bu. Sadece onların görüntülerini içeren saf ve sade bir belgesel Gunda.

Joaquin Phoenix yapımcılar arasında

Filmin yapımcıları arasında hayvan hakları aktivizmiyle de tanıdığımız Joaquin Phoenix yer alıyor. Kosakovskiy ve Phoenix iş birliği filmin Phoenix’in meşhur Oscar konuşmasının üstüne gelen Polonya’daki post prodüksiyon sürecinde ekibin neredeyse yüzde 60’ının Kosakovskiy’e ulaşıp artık et yiyemediklerini söylemeleri ile başlıyor. Ekip, Phoenix’in Kosakovskiy’nin her gün söylediği şeyleri söylemekte olduğunu ve iletişime geçmeleri gerektiğini tavsiye ediyor. 

Kosakovskiy’nin Gunda için aldığı ilham Rusya’nın bir köyünde geçirdiği çocukluk yıllarına dayanıyor. Dört yaşlarındayken en yakın arkadaşı hâline gelen küçük bir domuzun Noel zamanı öldürülmesine şahit olmuş. Bu olay üzerine Sovyet Birliği’ndeki belki de ilk vejetaryen olduğunu söylüyor. 

Her zaman domuzlarla ilgili bir film yapmak istediğini belirten yönetmen, Gunda için “çiftliğin Meryl Streep”i diyor. En son Anima ile izlediğimiz ve ismi belirli olmayan bir proje üzerinde çalışmakta olan Paul Thomas Anderson da Gunda belgeseline övgüler yağdıranlardan.

Kosakovskiy’nin önceki işleri

Svyato (2005)

Rusçada “mutlu” anlamına gelen Svyato, aynı zamanda yönetmen Kosakovskiy’nin oğlu Svyatoslav’ın lakabı. Kosakovskiy filmde hayatının iki senesi boyunca aynaya bakmamış olan Svyato’nun kendini aynada ilk gördüğü ânı anlatıyor.

Vivan Las Antipodas (2011) 

Birbirine taban tabana zıt coğrafyalar arasında kurduğu köprü ile bu zıtlıkları ve kontrastı anlatan Vivan Las Antipodas, “Arjantin’deki Entre Rios ve Çin’in başkenti Şangay arasındaki en kısa yol nedir?” sorusundan yola çıkıyor.

Aquarela (2018)

Tehlikeli çekim süreciyle hâlâ sık sık anılan Aquarela’da Kosakovskiy, suyun, dalgaların, eriyen buzulların saf, çarpıcı ve korkutucu güzelliğini gözler önüne seriyor. 

Yazı: Naz Başaran